Mustafa Balkan

Mustafa Balkan

AYDINLAR NEREDE?..

AYDINLAR NEREDE?..

Şu aralar iki kitabı birden okuyorum.

Biri “Devletin Tanrılaşması”, diğeri ise “Sistemin Ahtapotlaşması”.

Her iki eserin müellifi de Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen.

O gerçek bir aydın. Bir başka deyişle münevver bir insan.

O, Türkiye’nin üzerine kâbus dolu karanlık bulutların çöktüğü 15 Temmuz’dan bu tarafa sosyal medyada yazdığı yazılarıyla, şiirleriyle “sessiz çoğunluğun”, yani halkımızın, arayış içerisinde olan ve olup bitenleri anlamaya çalışan insanımızın dertlerine derman olmaya ve onları savunmaya gayret eden bir aydın.

 “Devletin Tanrılaşması” adlı eserde; aydınların yapması gereken hususlarla ilgili şu ifadeler yer alıyor:

“Millete hizmet için kurulan; fakat zamanla büyüyen, genişleyen, irileşen ve hantallaşan; bu nedenle hizmet etme yerine, hizmet edilir hale gelen ve hükmeden bir konuma yükselen devletten, bu sessiz çoğunluğun yakasını kurtaracak olan aydındır.

Bu aydın gelmezse, bu milletin çilesi bitmeyecektir. Çünkü kendini oluşturan milli iradeye ve milli güce karşı gücünü giderek artıran; bu gücü millete rağmen ve millete karşı kullanan devleti, istese de, ilerde kimse durduramayacaktır. Çünkü bu güçten istifade edenlerin sayısı giderek artmaktadır. Bu artış şüphesiz ki, milletin yararına bir artış değildir. Bu güçten istifade edenler, bu gücün gölgesine sığınanalar ve birer asalak olarak yaşamalarını bu güce borçlu olanlar; bu gücü terlerinin son damlasına kadar koruyacaklardır. Aksi halde, yaşamaları, bir yağma sofrasındaymışçasına tıkınmaları, nasıl mümkün olacaktır? Bütün gücüyle, devletin büyümesini, irileşmesini ve hantallaşmasını isteyen ve katiyyen güçlenmesini istemeyen bu asalaklara; bu mirasyedilere, bu mütegallibe artıklarına, bu ülkenin gerçek aydınlarını karşı çıkması, devleti bunların sömürüsünden kurtarması gerekir.

Bilelim ki; devleti hükmeden değil, hizmet eden bir konuma getirmek, ihmal edilemez bir görev olarak aydınlarımızın karşısında durmaktadır.”

 

***

Devlet içerisinde; önceleri “Hizmet Hareketi” olarak sahaya inen ve sonraları “Cemaat” diye anılan ve başlarında da kendisini “Kâinat İmamı” olarak gören “Fethullah Gülen” isminde “FETÖ örgütü” kurucusunun bulunduğu, masonik bir örgütlenme biçimini uygulayan bir grubun “Batılılara hizmet” maksadıyla 40 yıldan beri bir “Paralel Devlet” kurma veya “Paralel Çete” oluşturma gayreti; 15 Temmuz’daki darbe teşebbüsüyle anlaşıldı.

 

***

Daha önceleri biliniyor olmalarına rağmen TSK’da yuvalandıkları, Adalet Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nda çok iyi kadrolaşarak Emniyet’te güçlü konuma geldiklerinden dolayı liderlerine açılan soruşturmaları, davaları, ortak oldukları siyasi parti (Ak Parti) marifetiyle savuşturarak beraat ettirdikleri de ortaya çıktı.

Özellikle İçişleri Bakanı Efkan Âla’yı daha önceleri çok uyardığına inandığım Seyit Mehmet Hocam, bu ikazlarını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil hükümetin başı ile bütün bakanlara ve YÖK’e; 15 Temmuz’dan bu tarafa artırarak yapmakta.

 

***

Seyit Hocam şu sözünü ettiğiniz aydınlar hani nerede?

15 Temmuz’dan önce de ve sonrasında da ortalıkta pek görünmüyorlardı. Yoksa bu ülkenin üniversiteleri “gerçek aydın” yetiştirmede ketum mu davranıyorlar?

Sessiz çoğunluğun “gür sesi” neden olmuyorlar/olamıyorlar?..

 

***

Vurguncu, soyguncu sistemin bir ahtapot gibi devletin her tarafını sarmış ve “sessiz çoğunluğun” ümüğünü sıkarcasına; onu her açıdan sömürerek, elini ayağını kıpırdatacak mecali kalmamacasına beynini iğdiş edip, cendereye sokup, bir kuru ekmek ve soğana duçar edercesine düşünce yoksunu yığınlar haline getirmek için büyük bir network ağı kurduğunu hepimiz biliyoruz.

Bilmek yetmiyor ki…

Bu sistemin network ağlarının her bir koluyla mücadele edecek lider kadrolara, insanlara ve beyinlere ihtiyaç var.

15 Temmuz’da tankların önüne kendilerini siper eden iman abideleri bunun bir göstergesi midir?

“Yüzmesini bilmeyen insanlar, nasıl ki denizin dibindeki istiridyenin karnından inciyi çıkartamazlarsa; sistemi bilmeyenlerin, sistemin önündeki engelleri kaldırmaları ve Anadolu insanına nefes aldırmaları mümkün değildir.

Anadolu insanının iyi işleyen bir adalet sistemine kavuşabilmesi için iyi insan yetiştiren iyi bir eğitim sistemine; bunun için iyi bir öğretmene ve iyi kurulmuş bir yasama meclisine ihtiyacı vardır” diyen de sizsiniz hocam.

Paralel bozguncuların yuvalandığı şu adalet sistemini düzeltmek için eğitim sistemimiz; Amerikanvari bir ağın cenderesinden nasıl kurtarılacak?  Çatısı bombalanmış bir yasama meclisiyle bütün bunlar nasıl kurulacak?

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

“Âlim fikir ve görüş icad edendir. Ârif ise; akıl icad edendir. İrfan da taklidi olarak başlar. Ama hakikatını Allah bilir.” (Hz. Mevlâna)

kitap-1.jpgkitap-2.jpgkitap-3.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan Arşivi
SON YAZILAR