Babam kulağımı çekti, her şey o zaman değişti

Babam kulağımı çekti, her şey o zaman değişti
YUNTES Makine’yi henüz 21 yaşındayken kuran Yunus Derebağ önemli bir başarı sergileyerek firmasını bugün Türkiye’de alanında en büyükler arasına getirdi.

Çalışmalar 1996 yılında Karatay Sanayii’nde 100 metrekarelik bir dükkanda başladı. Bugün artık Türkiye ekonomisine ciddi katkıda bulunacak imalatların yatırımları planlanır oldu. Yunus Derebağ, başarıda en önemli ayrıntılardan birinin ticari ahlak olduğunu anlattı. Ve babasının 9 yaşlarındayken kulağını neden çektiğini de… 

img-20141029-wa0005.jpg
Sanayide 21 yaşında patron olmak nasıl bir duygu. Üstelik tamamen kendi imkanlarınızla...
Güzel bir duygu olsa gerek. Ama ben hiçbir zaman o duygular içine girmedim. Küçük yaşlardan itibaren ticaretin içindeydim. Okul dışındaki her zamanım babamın işyerlerinde geçerdi. Hep çalışandım yani. Babam hiçbir zaman o ayrıcalıkları tanımadı. Kendi işimde de kendimi patron gibi hissetmedim. 

sam_0141.jpg
Neden sanayi?
Beyşehir Yenidoğan’da ilk ve ortaokulu tamamladıktan sonra Endüstri Meslek Lisesi Makine Ressamlığı bölümüne devam ettim.  Sonrasında bir süre İzmir’de kaldım. Lisedeki bölümümden galiba sanayiye karşı aşırı ilgi duyuyordum. Babam ticaretle uğraşırdı. Ticaret kanı da sanırım oradan geldi.  Ki küçük yaşlarda tüccarlığı öğrenmemde babamın katkısı büyük olmuştur. Oradan da gördüğüm ticaret sevgisiyle 1996 yılında 21 yaşındayken YUNTES Makine’yi kurdum. İşe küçük çapta, sermayesiz bir şekilde başladım. Karatay Sanayii’nde 100 metrekarelik bir dükkanda metal kesen testere ağzı satarak ilk adımımı attım. Türkiye onunla daha yeni tanışıyordu. Sadece çok ciddi imalatı olanlar testere ağzını kullanıyordu. Bunu avantaja dönüştürüp ilerlemeye başladık. Bayiliğin ardından Türkiye distrübütörlüğü,  teknik servis, testere tezgahları geldi. İş büyümeye başlamıştı. 
Aslında hem teknolojiyi takip etmeyi hem de doğru ürünü seçmeyi başarmışsınız
Her iki konu da bizim için önemliydi. İnsanlara vermiş olduğumuz sözü tutuyorduk. Yönlendiriyorduk. Kısa zamanda çevremiz gelişti. Bunu başka nasıl değerlendiririz düşüncesiyle Universal takım tezgahlarında Konya’da bir açık olduğunu gördük. 2001- 2002 de Universal tezgahlara girdik. İstanbul tarafında yüksek fiyatlara satılıyordu. Bunda da başarı elde ettikten sonra 2005’de CNC takım tezgahları ithalatı geldi. Yaptığımız işle ilgili hep gelişmeye, dönüşmeye, teknolojiye ayak uydurmaya çalıştık. Arge çalışmalarına önem verdik. 

sam_0143-001.jpg
Ticari ahlaka büyük önem veriyorsunuz. En çok neye dikkat ediyorsunuz?
21 yaşında ticari hayata başladım. Babamın disiplinini, sevgisini, bana verdiği ticari ahlakı aldım, sermaye almadım. Babamın nasihati hep şuydu; Önce borç. Alacak hesabı ikinci planda. İkincisi verilen söz. İnsanları bir seferlik düşünme, uzun vadeli düşün derdi. Henüz çocuk yaşlarımda markette babama yardım ediyordum. Babamın da iyi bir müşterisi vardı. Üzüm istedi, 3,5 kilo. Ben de gittim. Satılmayacak üzümleri doldurdum. Onu siyah poşetle tartıp verecektim. Babam onu gördü. Ve kulağımı çekti.  Müşterisi “Yabancı değiliz, kızma çocuğa” diye nezaket gösterse de babam çok kızdı.  O gün kızmasaydı belki işin hileli taraflarına da giderdim. İyi ki de kızmış. O olaydan sonra benim tüm hayatım o kulak çekme üzerine kuruldu. İşin hileli, ayıplı tarafını göstermek gerekiyor. O an için satabilirsiniz ama ileride size daha zararlı bir şekilde dönebilir. Bu tecrübeyi 9 yaşında göstermiş oldu. O zamandan beri satarken eğer hileliyse hileli tarafını gösteririm. Bu kısmı kaldırıp onun yerine hileli bir satıştan daima uzak durduk. Her zaman şeffaf ticareti tercih ettik.

sam_0146.jpg
İlk girişiminizde babanız nasıl tepki gösterdi?
Babama o güveni vermiştim. Çoğu zaman tüm marketi bana bırakarak gitti. Oradan testi geçmiştim. Bana destek oldu, gözü de arkasında olmadı. Ben de onu yanıltmadım. Onun 50 yıllık ticari hayatında hiç yanlışı olmamıştı. Aynı şekilde ben de aynı düzgünlükle giderek devam ettim.  Annem vefat etti ama babam 76 yaşında sağ. “Senin çocukların bana ayıplı mal sattı ya da senin çocukların bana borcunu ödemedi, yanlış yaptı” dedirtmedim.  Onun Beyşehir’de ticari bir çevresi vardı. Güvenilirliği vardı. Ona zarar getirmemek için uğraştık.
Babanız buraya gelip fikir veriyor mu?
Eski ticaretle şimdiki ticaret çok farklı. Buraya geldiği zaman “Ben sizin ticaretinizi anlamıyorum” deyip geri gidiyor. 

sam_0155.jpg
Şu anki faaliyetinizi hangi çerçevede sürdürüyorsunuz?
Şu an sanayi kesimine hitap ediyoruz. Yani sanayicimizin, daha çok ve hızlı üretim, ihracat yapabilmesi için her şey takım tezgahtan geçer. Biz bir takım tezgahçısıyız. Kesiminden, bükümünden, kıvırmasından, talaşlı imalatından, döküm parçasının işlenmesine kadar her türlü takım tezgahı bulunduruyoruz. Takım tezgahı her işin başıdır. Üzerinize giydiğiniz gömleğin başı da takım tezgahıdır. Takım tezgahını yapan da takım tezgahtır. İşin başında doğru gidebilmek için en güzel tezgahları müşterilerimize yönlendirmeye çalışıyoruz. Dünya çapında hangi tezgah üretilmiş, bunun Ar-Ge’sini yapıyoruz. Fuarlara katılıyoruz. 30 distribütörlüğümüz var.  Türkiye pazarında ne yaptırabiliriz araştırıyoruz. Sanayicimize köprü oluşturuyoruz. Merkezimiz Konya’da. İstanbul’da şubemiz var. Showroom olarak. Orada insanlar ürünlerimizi görebiliyorlar. Konya, İzmir, Ankara, Kayseri Adana’da Showroom, Mersin’de serbest bölgemiz var. Teknik mühendislerimiz var. Teknik servislerimiz de satış sonrası hizmeti verir. Sadece arıza gidermekten ziyade insanları bilinçlendirme adına eğitimler, danışmanlıklar verir. 


İthalat ağırlıklı çalışıyorsunuz. Bu dezavantaj mı?
İthalat yaparken biz hazır bir ürünü getirip Türkiye’deki bir firmaya rakip olmuyoruz. Türkiye’de olmayan üretimimizi ihracatımız artıracak ürünler getiriyoruz. Diğer ithalatçılardan farklıyız. Ülkemize olan bir ödevimiz var. Bu ödevimiz bitmez. İhracatın daha hızlı, daha temiz olabilmesi için iyi tezgahlar olması lazım. Biz teknoloji getiriyoruz.
Sonraki planlarınız ne?
Bir imalat düşüncemiz var. Şu anda onun fizibilite çalışmaları yapılıyor. Ülkemizin kesinlikle ihtiyacı olan, ciddi bir yatırım gerektiren bir şeyi Türkiye’ye almak istiyoruz. Yıllık belki 1 milyar dolarlık ülkemize giren bir ürünün üretimini yapmak istiyoruz. İthalatı kesip, kendimiz üretip satmayı planlıyoruz, ihracatını gerçekleştirmek istiyoruz. Kaliteler noktasıyla ilgili de çeşit var. Avrupa kalitesinde ama daha uygun fiyata endekslendik. Kısa zaman içinde çıkartacağız. 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.