Fotoğraf çeken arkadaşlarımız bilirler ki,  fotoğraf çekme gezisine giderken sessizce içlerinden kadraj hayali kurarlar. Mesela ben çok hayal kurmuşumdur, şöyle arkada bir dağ olsa, dağ karlı olsa, eteklerinden çağlayanlar geçse, ön planda çam ağaçları ve ağaçların dalların da kar olsa. Çam ağaçlarının üzerinden kuşlar soldan sağa doğru veya  sağdan sola doğru uçsalar, bende böyle bir manzarayı kadraja alsam vs. vs. vs…

Hayal bu, sınır tanımaz ama hayal etmek güzeldir.

Hayal İnsanı, o hayal ettiği oluşumlara bir anda götürüverir, kısa da olsa  rahatlayıverirsiniz. İşte bu yüzden hayal kurmak, hayal etmek güzel olsa gerek. Bazen  ne yalan söyleyeyim bende güzel şeyler hayal ediveriyorum, mesela şu yaşadığım bu güzel şehrimizin tam ortasında (Konya/Alaaddin Tepesi) kocaman devasa şekilde yapılmış bir semazen heykelini hayal ediveriyorum. Semazen heykeli öyle bir yüksek olmalı ki, taaa Çin Seddi gibi uzaydan görünsün diye de hayalimi zorlamıyorum ama.

Ancak şehrin her yerinden görünebilmeli, etek kısımları o kadar geniş olmalı ki çay bahçelerine gölge olsun. Bu devasa semazen heykeli öyle bir ışıklandırılmalı ki geceleri semaya semazenin ellerinden devasa şekilde ışık saçılmalı ve o ışıkta semaya (HOŞ GÖRÜNÜN ŞEHRİNE HOŞ GELDİNİZ) yazısı rengarenk yansımalı.

Ve bu devasa yazı, herhangi bir açıdan şehrimize 20 km yaklaşmış olan sürücüler ve yolcular için görünebilir olmalı.

Şehrimize gelen uçakta seyahat edenler görebilmeli, görülebilmeli ki (HOŞ GÖRÜNÜN ŞEHRİNE HOŞ GELDİKLERİNİN) sevincini bir kat daha fazlasıyla yaşayabilmeli.

Hadi bir hayal de siz kurun…

Kurduğunuz hayallerin gerçek olması dileğiyle…

Saygılar sunuyorum…