Metin Ertem

Metin Ertem

Depremler ve manen düşündürdükleri!

Depremler ve manen düşündürdükleri!

En son 6,2 büyüklüğündeki İstanbul depremi ile Konya’mızın Kulu ilçesindeki 3,2'lik depremler , 6 Mart 2023 Güneydoğu Anadolu fay hattı üzerinde vuku bulan Hatay Adıyaman K.Maraş ve Malatya dahil 13 ili etkisine alan elli binin üzerinde can kaybına sebebiyet veren büyük depremi hatırlattı.Konutlarımızı deprem yönetmeliğine uygun sağlam zeminde ve az katlı yatay mimari ve tünel kalıp sistemine uygun inşa etmemiz gerektiğini ortaya koydu. Önce teknik altyapıya uygun binalar yapılmalı ve belediyelerin, teknik elemanların ve müteahhitlerin bu konuda taviz vermeden sağlıklı binalar inşa etmeleri gerekmektedir.

Ancak Dünyamızın mükemmel dizayn edilmiş olması ve gece ve gündüzün birbirini takibi, mevsimlerin değişimi kıştan sonra bir baharın gelmesi, bu kainatın tek elden yaratılmış olup tek elden kontrollü idare edildiğini gösterir. Özellikle arz küremizin ince hesaplarla yaratılıp saatte 108 bin km hızla güneşin etrafında döndürülmesi ve bu sürate yakın kendi ekseni etrafında döndürüldüğünü coğrafya ve astronomi ve uzay bilimleri açıklıyor. Herşey sistemli ve düzenli Bediüzzaman'ın tabiriyle “Beşerin bulaşık eli karışmamak şartıyla hiçbir şeyde bir noksanlık ve fazlalık yok.”Özellikle son iki asırda havayı suyu ve toprağı aşırı kirleten durumdayız. Maddeten bu kirliliğe sebebiyet verdiğimiz gibi manen de yaşadığımız ortamları insan olarak mahvediyoruz. Gazze'de masumlar katlediliyor, habersiz gibi duruyoruz.Gençlerimiz kötü alışkanlıklarla mahvoluyor. Etkili çözümler üretemiyoruz.Rüşvet irtikap, basit meselelerden adam öldürmeler haddinden fazla…Geçmiş kavimlerin işledikleri bir günahtan dolayı azap ve helaketle karşılaşmalarını Kuran-ı Kerimimiz bahsediyor. Özellikle Ad ve Semud ile Firavun kavimleri…Günümüzde tarihte görülmeyen büyük günahlar işlenebiliyor. Rabbim Peygamberimiz Hz Muhammed (SAV) hürmetine bizleri helak etmiyor. Duyarsızlığımız ve vurdumduymazlığımız ikaz ediliyor, kanaatindeyim. Çünkü Rabbimiz Zilzal süresinde kıyametin kopması anındaki zelzeleden (depremden) bahsederken bizlere yerin tesadüfen titremediğini açıklıyor.

Bismillahirrahmanirrahim.

Nezamanki yer müthiş bir darsıntı ile sarsılır.Ve yeryüzü bütün ağırlıklarını dışarı çıkarır.Ve insan ne oluyor buna der. O gün yeryüzü üzerinde herkesin ne iş yaptığını haber verir.Çünkü Rabbin ona konuşmasını emretmiştir . “(Zilzal Suresi 1-5. Ayetler)

Bediüzzaman Said Nursi hazretleri bu konuda şöyle diyor;”Şu Sure katiyyen ifade ediyor ki; Küre-i Arz (Yerküre ,Dünyamız) hareket ve zelzelesinde(depreminde) Vahiy ve İlhama mazhar olarak emir tahtında (Rabbimizin emriyle hareket ediyor) depreniyor. Bazen de titriyor.”

Buradan anlaşılıyor ki kainatın nizamını bizim olumsuz kötü davranışlarımız etkiliyor. Bu konuda birşey hatırımıza geliyor Kıyamet yaklaştığında yaşlı yerküremizde depremlerin artacağı dünyanın bazı yerlerinde çöküntülerin olacağı ve ahlakın bozulacağı Peygamberimiz Hz.Muhammed (SAV) tarafından haber verilmiştir.

“ Bu kâinat bir fabrika gibi birbiriyle bağlıdır. Bir şeyi yapabilmek için her şeye yetecek bir kuvvetin bulunması gerekir.Kainat böyle olduğu gibi,

Kainatın kalbi ve çekirdeği hükmündeki arzın hareketi ve sarsılması da yani depremlerinde bir maddi sebepleri olduğu gibi manevi sebepleri de vardır.

(Bediüzzaman Mektubat 20. Mektup 11. Kelime)

“Hem kendini başıboş zannetme. Zira şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan hiçbir şeyi nizamsız, gayesiz göremezsin. Nasıl sen nizamsız, gayesiz kalabilirsin.

Mesela, zemine nebatat ve hayvanat envaından (türlerinden)giydirilen birbiri üstünde, birbiri içinde, gayet muntazam ve gayet münakkaş(nakışlı) gömlekler; baştan aşağıya kadar gayelerle, hikmetlerle müzeyyen, mücehhez olduklarını gördüğün ve gayet âlî gayeler içinde kemal-i intizam ile meczup mevlevî gibi devredip döndürmesini bildiğin halde, nasıl oluyor ki küre-i arzın benî-Âdem'den, bâhusus ehl-i imandan beğenmediği bir kısım etvar-ı gafletin sıklet-i maneviyesinden (Gafletli tavır ve davranışların manevi ağırlığından)omuz silkmeye benzeyen zelzele gibi (1)

mevt-âlûd(ölümle karışık) hâdisat-ı hayatiyesini; bir mülhidin(dinsiz) neşrettiği gibi gayesiz, tesadüfî zannederek bütün musibetzedelerin elîm zayiatını bedelsiz, hebaen mensur(boşu boşuna gitmek) gösterip müthiş bir yeise(ümitsizliğe) atarlar. Hem büyük bir hata hem büyük bir zulüm ederler.

Belki öyle hâdiseler, bir Hakîm-i Rahîm'in emriyle ehl-i imanın fâni malını, sadaka hükmüne çevirip ibka (bakileştirmek) etmektir ve küfran-ı nimetten (nimetlerin kıymetini bilmemek) gelen günahlara kefarettir. Nasıl ki bir gün gelecek, şu musahhar zemin, yüzünün ziyneti (süsü) olan âsâr-ı beşeriyeyi (insanların yaptıkları ve tapındıkları eserleri) şirk-âlûd (Allah'a ortak koşan bir anlayışa sahip olmak), şükürsüz görüp çirkin bulur. Hâlık'ın emriyle büyük bir zelzele ile bütün yüzünü siler, temizler. Allah'ın emriyle ehl-i şirki cehenneme döker. Ehl-i şükre "Haydi, cennete buyurun!” der

(Risale-i Nur-Sözler/180)

Rabbim önce nefsimizi sonra mümin kardeşlerimizi ve tüm insanlığı ıslah eylesin.Şu güzel dünyayı yaşanacak bir ortama tebdil eyleyip dünya ve ahiretin saadetine cümlemizi kavuştursun. İnşallah. Hoşçakalın.

1)- (Hâşiye): İzmir'in zelzelesi münasebetiyle yazılmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin Ertem Arşivi
SON YAZILAR