EĞİTİMDE İŞLER NEDEN YOLUNDA GİTMİYOR?

EĞİTİMDE İŞLER NEDEN YOLUNDA GİTMİYOR?
Yusuf Alpaslan ÖZDEMİR, eğitim sistemimizi merkeze alan, tespit ve öneriler içeren bir yazı yazdı

Eğitim bir ülkenin kalkınması yolunda öncül bir mesele, sorunların da çözümlerin de ana kumanda merkezinde yer alır. Bu hakikatten mülhem, eğitimi dert edinen, meseleleri ele alan, çözüm yolları öneren her kalem erbabı başımızın tacıdır. Kendimiz de bilahare eğitim ordusunun bir neferi olduğumuzdan bu minvalde okumalarımıza ayrı bir değer veririz. Basında Milat gazetesi başta olmak üzere Yeni Şafak gazetesinin her Perşembe yer verdiği ‘Eğitim’ sayfası takip listemizin zirvelerinde yer alır her daim. ‘Kültür Atlası’ sayfamızın daimi yazarlarından Memiş Okuyucu hocamızın eğitimle ilgili makaleleri de eğitime özel önem verdiğimizin bir başka nişanesidir.

Eğitimci yazar Turgay Polat’ın perşembe günkü Yeni Şafak’ta yayımlanan ‘Eğitimi Neden Düzeltemiyoruz?’ başlıklı yazısı ülkemiz eğitim sisteminde aksayan yönleri yansıttıktan sonra, çözüm noktasında neler yapılması gerektiği hususunda kayda değer öneriler sunması bakımından dikkatle ele alınması, üzerinde düşünülmesi gereken bir makale. ‘Başta gelişmiş ülkeler olmak üzere bu sürecin farkına varan ülkeler, eğitim yoluyla üretim temelinde; STEM, kodlama, robotik, sanatsal beceriler, sosyal insan yaratma ve en önemlisi çift dilli eğitim gibi kavramları öne çıkararak eğitim sistemlerinde muazzam değişimler yaratıyor’ diyen Polat; bizde ise son on beş yılda eğitime ayrılan bütçe, kaynak, yaratılan olağanüstü fiziki yapılara rağmen çağın ekonomisinin ama teması olan “dijital dönüşüm ve endüstri 4.0” a göre üretim yapacak insan gücünü yetiştiremediğimiz için verimli sonuçlar alamadığımızı vurguluyor yazısının başında, yani eğitimde yeni şeyler yaparken aklın ve bilimin gösterdiği yolu denemenin herkesin tercihi olacağı mesajını veriyor. Yani eğitimin önemine dair onca mesaja, onca yapılana rağmen, iyiniyetli düşünülen çabalara rağmen neden sonuç alamıyoruz. Nerede yanlış yaptığımıza dair Turgay Polat, şu örnekleri veriyor: ‘Her ile bir üniversite dedik ama üniversiteye benzemeyen, öğrencilerin yüzüne bakmadığı 50 tane yüksek lise açtık. Oysa mesele mevcut üniversitelerimizi üreten yapılar haline getirerek daha faydalı iş yapabilmek, bulundukları illerde ve çevrede inovasyon yaratmaları idi. 4+4+4 sistemini getirdik, beş yaşında çocukları okula başlatmaya çalıştık, birileri bu yanlış dedi bakanlık bürokratları ısrarlı doğru dedi sonra bir nesli kaybettik. Daha sonra geri adım attık ama bazı çocuklarımız için çok geçti. Bir başka konu sınavlar; lise giriş yapboz halinde devam ediyor. Üstelik bu sınavı neden yaptığımızı bilen yok. Üniversite sınavlarına giren öğrenci sayısı 2,6 milyon, sınava girdiği halde tercih yapmayan 700 bin her yıl. Üstelik üniversiteler öğrenciler için tek umut kapısı ama kayıt sildirme ve terk sayıları da çok arttı. Yetmedi; dershaneleri kapattık bu kararı ben kesinlikle destekledim ama dershaneler kalkınca kaçak sınav merkezleri, kurslar ne olduğu belirsiz yerler doğdu. En önemlisi de çağa uygun diye getirdiğimiz bence de en önemli değişim olan yapılandırmacı öğretim modeli maalesef okullarda uygulanmadı ya da eksik uygulandığı için işe yaramadı ve oda “mış” gibi oldu.’

Polat, aslında neler yapmamız gerektiğini de şu cümleleriyle izah etti: ‘Fen ve Teknoloji liseleri açmayı, yabancı dil öğretmeyi, STEM temelli eğitimi, bütçeden ayırdığımız kaynakla daha yapısal düzenlemeler yapamadık, neden eğitimde dönüşüm atağını yapamadık? (…) Üniversite mezuniyeti “memur yaratmamalı” girişimci yaratmalı, milyonlarca genç KPSS ile memuriyet hayalleri kurmamalı iş kurmalı, okullarda kavga değil spor, proje ve müzik aleti sesleri duyulmalı. Bu ülkenin gencecik çocukları girişimcilik, yaratıcılık, startup gibi kavramlar yerine memur olmayı hayal ediyorsa bu memleket nasıl lider ülke olabilir? Eğitimi yönetenler bu ülkenin geleceğinin tek yolunun eğitim olduğunun farkına varmak zorundalar. Bu işin ülke için varoluş sorunu olduğunu anlamamız lazım. Tek umut kaynağımız olan gençleri iyi yetiştiremezsek maalesef ilerlememiz mümkün olmayacaktır.’

Son olarak Memiş Okuyucu hocanın Konya’mızın güzide mecralarından Çizgi Kitabevi’nin kardeş yayınevi KitapArası’ndan çıkan ‘Maarifimiz ve Geleceğimiz’ adlı kitabının eğitimi dert edinen herkese faydalı olacağı kanaatinde olduğumuzu vurgulamak isterim.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.