Allah cc ilk emri verince ‘oku’ diye hiç mümkün müdür? Muhalefet edilebilsin. Kabul,okumak lazim ama neyi okuyacağımız konusu çok önemli zira yazılı ve görsel basın almış başını gidiyor. Okuma yazma bilip eli kalem tutan klavye başında afili sözcüklerle kelimelere takla attırmakta bu da yetmeyip soluğu yayın evinde alıp kitabını bastırmaktadır.

      Gün geçmiyor ki yeni bir yazarın şahane bir kapakla servis ettiği kitabı bilbordlarda afişe edilmesin. Bir medya patronunun boşandığı eşi bir kitap çıkartıyor, basımdan bir gün sonra yaptığı rekor satışla gündeme gelen kitap okurlar tarafından ‘Türk Edebiyatının en acı günü, önce okumayı söksün de yazması sonra… Şeklinde devam eden çokça eleştiri alıyor.

       Buradan yola çıkarsak eğer okumak fiiline alim zatlar nasıl bakmışlar bir görelim. Okumak öyle bir levhaya eğreti oturtulmuş manasından fersahlarca uzak anlamlar ifade etmemektedir. Nur müellifi Bediüzzaman hazretleri okumaktan murad:kitab-ı kebir-i kainatı okuyup Cenabı Hakkın esmasını semada ve zemin yüzünde müşahede etmektir’ der. Yunus Emre de ‘ ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin ya nice okumaktır’. Der

      Teknolojik gelişmelere paralel bilgiye ulaşım çok kolay hale geldi. Çok gerilere değil daha on- on beş yıl öncesine kadar saman kağıdına basılmış kitaplar varken şimdilerde e- kitaplar gündemde ama iyi bir okur kitaba dokunmak, üzerine notlar almak, satır satır altını çizmek, yazıya ve yazana hürmet etmek ister.

     Bilgi kirliliği almış başını gitmekte yeni yetme bir genç kes kopyala yapıştırla oradan buradan derlediği bilgileri kendi yazmışçasına kitaplaştırmakta çok okunan bir yazar olmak istemektedir. Birçok bilim insanının yetiştiği medeniyetlere ışık olan yazarların kitapları bırakın okumayı merak bile edilmemektedir.

       Yeni yetme bir sanatçının  ‘BEN NASIL(Sanatçının Adı) OLDUM… Kapak ismiyle basımı yapılan kitabı okunurken,İslamı karalayıp islamofobiyi  ateşleyen küffar destekçisi bir yazar best seller olup kitapçılarda en çok okunan reyonunda görmek türk-islam medeniyeti varisleri olan bizleri üzmektedir.

       Maalesef yozlaşma had safhada,gelişi güzel yaşamaya devam ediyoruz.Cenab –ı Hak bizlere kitab ı mukaddesle mektup göndermektedir.Bizler duyarsız kalmayı kar sayarak Rafta en Üste koymak,abdestsiz dokunulmaz inancıyla dokunmamak,Milli Piyango talihlisi olmak niyetiyle alınan bileti sırf kaybolmasın diye mushafın arasına koymak davranışlarını sergileyerek kur ani bir ilme sahip olmuş olmuyoruz.

   Efendim, Kur’an-ı Kerim hayat yolculuğunda en kıymetli pusulamızdır.Pusula yardımı olmadan da yol yön bulmak beşeri akılla mümkün görünmüyor.Sevdiğinden gelen aşk mektuplarını defalarca koklaya koklaya ve beklide ağlayarak defalarca okuyan gafil, Kur’an-ı Kerim okunmayı daha mı az hak ediyor?

           Yolunuz,yönünüz ve gönlünüz Kur’an olması dileğiyle…