HÜZÜN AKŞAMLARI ÇIKTI
Şair Mahmut Karaer’in “Hüzün Akşamları” isimli şiir kitabı Gece Kitaplığı yayınlarından çıktı.
Ocak 2020 tarihinde okuyucuları ile buluşan eserin girişinde, eğitimci, yazar emekli öğretim görevlisi Osman Göker’in Mahmut Karaer’in şiirlerinin genel bir değerlendirmesi ile başlıyor.
Sosyal İçerikli Şiirler: Alnı secdeye varmadan, haram helâl bilmeden, hiçbir şeyin farkında olmadan yaşayan zenginlerden şikâyet… “İlbir İlbir”. Dinî dünya görüşü ile yazılmış…Din adamlarından şikâyet. Olur olmaz konularda fetva veren, fakir fukaranın halinden anlamayan din adamlarının gayretlerinin “yel değirmenine su taşımak gibi nafile” olduğunu vurgulamış. “Onlar”. Sokakta ölen çocuğun ölümüne acıma… Ölümünün suçunu topluma yüklüyor. “Sokak Çocuğu, İzmarit ve Hayat”… Mazlumlarla bütünleşme arzusu… “Hançer”.
Çağdaşlığa karşı çıkış: Çağdaşlık aydın yetiştirmiyor diyor; “Gençlik”. Gidişler, Allah’a gideceği yerde kula gidilmesi. Burada toplumun din algısını da eleştiriyor.
Dil ve Üslup: Şiirlerde yaşayan, Türkçe kullanılmış… Arapça ve Farsçadan kullandığı kelimeler halkın diline yerleşmiş, etrafında anlam kültü oluşmuş, Türkçe karşılıkları varsa bile unutulmuş Türkçemize mal olmuş kelimelerdir.
Anlatım: “Şiir, sözden önce bir anlam sanatıdır.” diye düşünüyor; retorik unsurları ihmal ediyor. Şiirlerinden anlatımla ilgili çıkardığımız sonuç: “Şiir sesten, şekilden önce anlam yaratmalıdır.”
Deyimler: Sanatlı söyleyişlerde, deyimlerde mecazi anlatıma çok başvurulmuş. Tuz basmak, defterini dürmek, boş vermek, kucak açmak, huzur vermek, sevdayı sırtlamak, yüreği dağlamak, ulu orta konuşmak, aklı gitmek, meydan okumak.
…
Şair Mahmut Karaer kitabın arka kapak yazsısında ise şu ifadeler yer veriyor:
“Değerini yitirmeyen, o kendi kutsallığında tarihe gömülmüş, tazeliğini hâlâ kitaplarda ve eskimeyen yüreklerde koruyan sevdaları mı arıyorsun?
Geç kaldın, vazgeç!
Talebi fazla bir aşkın, beş kuruşluk ederinin üç kuruş bile etmediği, menfaat prangalarıyla zincirlendiği bir zamanda yaşıyoruz!
Geç kaldın, vazgeç!”
…
Mahmut Karaer’in “Hüzün Akşamları” kitabından bir şiiri;
Kendinden Geçenler
Hapsedip nefsini manevi sonsuz hücreye,
Gönülden gönüle girmiş gönüller gördüm!
Her söyleneni atıp arkadaki heybeye,
Solmamış bahçelerde nice güller gördüm!
Gülsüz baharların renk renk gülü olmuşlar,
Her renge uyup sevgi soluyan diller gördüm!
“Hu” diyen nefislerin bülbülü olmuşlar,
Yanmayı tamamlamamış nice küller gördüm!
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.