Bu hikayeyi çok severim. Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakınlardaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için yanlarından bir süreliğine ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden bir metre kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair aralarında bir tartışma başlar. Kimyacı, "Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış" der. Fizikçi, "Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş" diye görüş ortaya atar. Jeolog, "Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış" der. Matematikçi, "Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış" diye savunma yapmış. Antropolog ise, "Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş" derken ev sahibi bu sırada içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar. Adam cevap verir: "Boru yetmedi."

******

Demem o ki; haklı olarak her kafadan farklı farklı seslerin çıktığı bu keskin virajda bizim de bu kadroyla bu ligi götürmeye borumuz yetmedi. Ne kadar teorik ya da ne denli bilimsel yahut ne derece mantıksal çerçeve içerisinde bu kadroya bakarsak bakalım, işin en temel ve kısa özeti oyuncu kalitesizliğinden öteye gitmeyecektir. Ligin ilk maçında, Ankaragücü'nü sahamızda konuk edip berabere biten maçın ardından bu takım ne küme düşer, ne de beklentilere karşılık verir. Beklentilerinizi öyle çok yukarda tutun demiştim. Bir ara alınan sonuçlar bizi zirveye doğru mucizevi bir şekilde taşısa da içinde bulunduğumuz gün itibariyle bunun aldatmaca olduğunu hepimiz görüyoruz. Antep maçında üç puan bile taraftarın gönlüne su serpmeyecekken bir puana seve seve razı olduk. Şimdi çok daha sert ve keskin bir viraja daha giriyoruz. Umarım en az hasarla ilk yarıyı bitiririz.