KONYA’NIN KÜLTÜREL DEĞERLERİ/1

KONYA’NIN KÜLTÜREL DEĞERLERİ/1
Kadim şehir, memleketimiz Konya’nın tarihi ve turistik zenginlikleri, gelenek görenek ve kültürel değerleri ile ilgili bilgilerin yer aldığı yazı dizisini ilginize sunuyoruz

Konya Türkiye 'nin yüz ölçümü bakımından en büyük ili ve en kalabalık yedinci şehridir.31 ilçeden oluşan Konya 'da TÜİK 'in 2018 verilerine göre 2.205.609 kişi yaşamaktadır. 1830 'da kurulan Konya Belediyesi 1987 'de çıkarılan 3399 sayılı yasa gereğince "Büyükşehir" statüsüne kavuşmuş olup 1989 ' dan beri belediye hizmetleri bu statüye göre yürütülmektedir.2014 'te 6360 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları olmuştur. Ekonomik açıdan Türkiye 'nin gelişmiş kentlerinden biri olan Konya doğal ve tarihsel zenginlikleriyle de önem taşır. Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük , UNESCO Dünya Miras Listesine alınmıştır.Şehir, Anadolu Selçukluları' nın başkentliğini yapmıştır. Büyük mutasavvıf Hz. Mevlana 'nın türbesi Konya 'dadır. Türkiye' nin en önemli sanayi kentlerindendir.

Konya'da ve çevresinde yerleşik düzen Prehistorik (tarih öncesi) çağdan başlar. Konya daha sonra Hitit, Frig, Lidya, Pers, İskenderun, Bergama, Roma, Bizans egemenliklerinde kalmıştır. 1071 tarihindeki Malazgirt Meydan savaşından sonra Konya Selçukluların eline geçen şehir 1097 tarihinden 1277 tarihine kadar aralıksız Anadolu Selçuklularının başşehri olmuştur. Konya Selçuklulardan sonra Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerini yaşamıştır.

Bu kısa bilgilerden sonra tarihi ve turistik zenginliklerimizi, gelenek ve göreneklerimiz anlatmaya başlayalım, yazı dizimizden istifa edeceğinizi ve ilginizi çekeceğini umut ediyoruz.

ATATÜRK VE KONYA

Atatürk'ün Konya'ya İlk Gelişi
(Kaynak: Atatürk'ün Doğumunun 100. Yıl Armağanı ATATÜRK ve KONYA-İhsan KAYSERİ Konya 1981)

 

Büyük önder Atatürk İstanbul ve İzmir'den sonra en çok uğradığı ve günlerce kaldığı şehirlerimizden birincisi güzel Konya'mızdır.

Atatürk Konya'ya 12 defa gelmişlerdir. Çoğu zaman günlerce kalmışlardır. Toplam olarak Ulu Önder Konya'mızda 33 gün geçirmişlerdir.

Atatürk Konya'ya 3 Ağustos 1920 gelmiştir. Kuva-i Milliye'ye karşı bazı olumsuz hareketlerin meydana gelmekte olduğunu öğrenen Ata, Konyalılarla ve Konya'daki zevatla görüşmek, halkı aydınlatmak üzere sabah saat 6.00 sıralarında trenle Konya'ya geldi. Atatürk'ün yanında milli savunma bakanı Fevzi Çakmak, Genel Kurmay Başkanı Şemsettin, 12. Kolordu Komutanı Fahrettin ALTAY paşa bulunuyordu. Atatürk çeşitli temaslarda bulunduktan sonra Konya'daki duruma ilişkin, TBMM ikinci başkanı ve Adliye Bakanı Celaleddin Arif beye bir telgraf gönderdi.

“Konya'nın durumunu memnuniyet verici buldum. Halk aydınlatılmış, kötü niyetli kişilerin sözlerine aldananlar, şimdi hatalarını anlamış, doğru yola gelmişlerdir.”

4 Ağustos 1920 günü sabahı hastaneyi ve liseyi ziyaret eden Büyük Önder, öğleden sonra da Hükümet meydanında Konyalı'lara seslendi. Atatürk'ün hükümet meydanındaki konuşması Konyalı'ların coşkun alkışlarıyla zaman zaman kesildi. Atatürk iç ve dış düşmanların milletin çelik iradesi karşısında eriyeceğini, milli kuvvetlere güvenilmesini ve yardım edilmesini istedi. Konuşmasını şöyle tamamladı.

“Milli amaçlara ihanet eden bedhbahtlar yine milletin iradesiyle cezalarını bulacak, hatalarını anlayacaklardır. Millet, Kuva-i Milliye ile hemfikirdir.”

Atatürk'ün konuşmasından sonra Antalya Milletvekili Rasih Kaplan memleketin kurtuluşu üzerine dua etti. 5 Ağustos 1920 sabahı da Atatürk Çukurovalıların düzenlediği Pozantı mitingine katılmak üzere trenle Konya'dan ayrıldı.

 

Konya Atatürk Köşkü

 

Köşk, 1912 yılında yaptırılmış, 1916 yılından sonra Vali Konağı olarak kullanılmıştır. 20 Mart 1923 günü Atatürk eşi Latife Hanımla birlikte Konya'ya geldiği zaman bu köşkte, 4 gün 3 Ocak 1925 te de 11 gün konuk olmuşlardır. 1927 yılında Konya Belediyesi, aldığı bir kararla Köşkü Atatürk'e armağan etmiş, Atatürk bundan sonraki Konya'ya gelişlerinde bu köşkte oturmuşlardır. Atatürk'ün ölümünden sonra tekrar vali konağı olarak kullanılan köşk, 1963 yılında Konya Valiliğinden Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğüne devredilmiş, bir yıl sonra da (Atatürk Evi ve Müzesi) adıyla ziyarete açılmıştır.

Atatürk Evi ve Müzesi'nin alt ve üst salonlarında, Atatürk'ün Konya'ya gelişleri ve yatına ait fotoğraflar, Atatürk'ün kullandığı eşyalar, elbise, pardesü, pabuç gibi giyimleri, sofra takımları, salonları, dinlendiği şezlong oyun masaları sergilenmektedir. Müzede ayrıca Atatürk pulları koleksiyonu da bir vitrinde yer almaktadır. Atatürk'ün sözlerinden bazıları panolara yazılarak duvarlara asılmıştır.

Konya Atatürk Evi, Atatürk'ün bu evde kaldığı günlerde kullanıldığı gibi, Atatürk 'ün yatak odası, Çalışma odası, Yaverler Odası, Yemek Salonu olarak da belirlenmiştir.

 

Konya Atatürk Anıtı


(Kaynak:Cumhuriyetin 50. Yılında Konya, 1973 İl Yıllığı)

Cumhuriyetimizin kurucusu Atamızın ilk defa İstanbul Sarayburnunda Gülhane Parkına yerleştirilen heykelinden sonra ikincisi Konya'da yapılmıştı.

Mimar Merhum Muzaffer Bey Konya'nın bir ziraat memleketi olması nedeniyle bunu sembolize eden kağnı, buğday, başak demetleri ve birkaç köylü bulunan abide kompozisyonu hazırlayıp istasyon yolu üzerine inşa ettirmeyi planlamıştır. Planının devrin resmi makamlarına sunar. Plan ve teklif beğenilir. Derhal ağabeydanen inşasına geçlilir. Bir hayli de inşası ilerler. Fakat birinci cihan savaşı patlak verince bazı maddi ve manevi nedenlerle inşa durdurulur. Üzeri kalın saçlarla örtülerek muhafazası sağlanır.

Yıl 1924 Belediye Meclisi yarım kalan abidenin tamamlanması ve üzerine de Atanın heykelinin dikilmesine karar verir.

16 bin liraya anlaşma yapılır. 17 metre abide 3 metre heykel inşasına hız verilir. 29 Ekim 1926 da Cuma günü üzeri beyaz atlas ve bayrak sarılı olarak açılışa hazırlanır ve bu suretle büyük merasimle açılış yapılır.

Ek Bilgi: Anıt; 6.50m yüksekliğinde mermer kaide ve 2.80m yüksekliğinde bronz Atatürk figüründen oluşmaktadır.

Atatürk mareşal üniformasıyla ayakta, sol eliyle kılıcının kabzasını tutar, hafifçe öne uzanmış sağ eliyle ayaklarının dibinden yükselmekte olan bir demet buğday başağına dokunur biçimde betimlenmiştir.

Anıtın kitabesi yoktur.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.