Kur’an-ı Kerim İslami ilimlerde temeldir

Kur’an-ı Kerim İslami ilimlerde temeldir
Kur’an-ı Kerim’i ezberleyen insanın, donanım sahibi bir birey haline geldiğini ifade eden Konya İl Müftüsü Doç. Dr. Ali Öge, “Kur’an-ı Kerim İslami ilimlerde temeldir" dedi.

Kur’an-ı Kerim’i ezberleyen insanın, donanım sahibi bir birey haline geldiğini ifade eden Konya İl Müftüsü Doç. Dr. Ali Öge, “Kur’an-ı Kerim İslami ilimlerde temeldir. Bir konuda bir hususta ilk bakılan yer Kur’an’dır. Ayrıca Peygamber Efendimiz de, Kur’an-ı Kerimi ezberleyenlerin 70 kişiye kadar şefaat etme izninin olacağını söyler. Bu büyük bir şeydir” dedi.

Peygamber Efendimiz (SAV)'den sonra kıyamette şefaat etme haklarının olduğu sahih hadislerle mevcut olan hafızlar Ramazan ayı programları çerçevesinde gazetemize konuşarak hafızlığı anlattılar. Her gün bir hafızımıza yer vereceğimiz sayfamızda Konya İl Müftüsü Doç. Dr. Ali Öge ile yaptığımız söyleşi şu şekilde:


Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
1973 yılında Konya’da dünyaya geldim. Üniversite dahil bütün öğrenimimi Konya’da tamamladım. Konya’mızın yetiştirdiği bir Konya evladıyım. İlkokul yıllarından sonra hafızlık çalışmasında bulundum. Konya Şems-i Tebrizi Camii’nde hafızlığımı ikmal ettim. Cami içerisinde hafızlık yapma geleneğini yaşayanlardan birisiyim. Bu dönemde pek çok hocadan farklı tarzlarda dersler aldım. İlahiyat Fakültesi’nden sonra akademik çalışmalarım devam etti. Yüksek lisans, doktora aşamalarından sonra doçentliğimi tamamladım. Profesörlük zamanım doldu. İnşallah atamam yapılırsa profesör olacağım.

Ne kadar sürede hafızlığınızı tamamladınız?
Hafızlık başlaması ve bitmesi sıfırdan olan bir şey değildir. Daha önceden yaz kurslarına gider elifba cüzleri okurdum. Ama hafızlık eğitimime profesyonel olarak 12 yaşında ilköğretimi bitirdikten sonra Havzan Nuraniye Kursu’nda başladım. Orada 1 yıl Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okudum. Tecvid ve dini bilgilerimi aldım. Daha sonra hafızlık eğitimime başladım. Hafızlığımı da Şems-i Tebrizi Camii’de yaklaşık 1.5 yılda tamamladım.

Kur’an-ı Kerim’i ezberlerken nasıl bir yöntem uyguladınız?
Bu herkese göre farklılık gösterebilecek bir durum. İlk önce yüzünden düzgün okumayı önceledim. Daha sonra ayet ayet ezberleme suretiyle yaptım. Bazıları sayfanın sonundan başına doğru tersten ezberleme yaparlar. Ben normal tertip üzere sayfanın başından başladım. Ayet ayet ezberleyerek sayfanın sonuna kadar getirdim. Zaman ile ilgili de ben ezberlerimi sabah namazı öncesi ve sonrasında yaptım. Ezberlerimin yüzde 90’ını sabah namazı vaktinde yaptım. Bunun bereketini de gördüm. Bizim zamanımızda ezberleme yaparken dinleme usulü pek kullanılmıyordu. Dinleme dediğimizde ezberleyeceğiniz sayfayı sizden daha mahir birisinden dinlemek. Bu yöntem de kulak kabiliyetini artırdığı için ezberlemeyi kolaylaştırıyor. Ben ezberlerken bu tekniği kendim kullanamadım doğrusu ama kendim öğrencilerimize tavsiye ediyorum.

Neden hafız olmak istemeliyiz?
Ben niçin hafız olmak istediğimi başta anlayamadım. Zaten birçok hafızda ilk başta anlayamaz. Kur’an-ı Kerim’i koruma vazifesi bizde. Bu dijital ortamda, insan beyninden daha fazla başka yerde korunabileceği söylemleri de doğru kabul edilse de Kur’an-ı Kerim okunarak ibadet edilen bir kitaptır. Dolayısıyla ne kadar çok ezberlerseniz ibadet ederken onu o kadar fazla okuma imkanına sahip olursunuz. Ayrıca Kur’an-ı Kerim İslami ilimlerde temeldir. Bir konuda bir hususta ilk bakılan yer Kur’an’dır. Kur’an-ı Kerim’i ezberleyen insan donanım sahibi olur. Efendimiz de, Kur’an-ı Kerimi ezberleyenlerin 70 kişiye kadar şefaat etme izninin olacağını söyler. Bu büyük bir şeydir.

434684.jpg
Hafızlık eğitimi aldığınız döneme ait hiç unutamadığınız bir anınız var mı?
Hafızlık dönemimde 30 cüzde sadece bir kere dersimi veremedim. Kursa beraber başladığım 5 yol arkadaşım vardı. 15’inci cüze geldiğimizde arkadaşlarım derslerine çalışmamışlar. Benim dersim hazır olmasına rağmen dersi bilerek vermedim. Çocuksu bir şeydi belki ama arkadaşlarla birlikte hareket etme onları satmama adına bende dersimi vermemiştim. Eğer bunu saymazsak hiç kalmadan hafızlığımı tamamladım. Bu ders disiplini açısından önemli bir şey.


Hafızlıkta başarının formülü nedir?
Bana göre sevmektir, inanmaktır. İnsan sevdiği, inandığı şeyi başarır. İnanma ile sevgiyi yan yana getirdiğiniz zaman başarı noktasında yüzde 70-80’lik bir alanı kat etmiş olursunuz geriye bir çalışmak kalır. Sevdiğiniz, inandığınız şeyde bir bedel ister. Hafızlık da bu bedel ise uykundan, özel hayatında yaşanan aktivitelerden feragat etmektir. Birde bunun yanında güzel bir rehber ve aileye ihtiyacınız var. Hocanızda işinde mahirse, ailenizde bu dönemde üzerinde düşenleri yerine getirirse hafızlık olmaması mümkün değil.

Nesil farkını nasıl görüyorsunuz?
Yaşadığımız dönemde sıkça duyduğumuz ‘z kuşağı’ tabirini sadece tanımlama açısından makul karşılıyorum. İnsan insandır. Akıl akıldır. Zeka zekadır. Fakat bu aklı ve zekayı kullanma, geliştirme açısından önceki nesille şimdiki nesil arasında bir fark var. Önceki nesil aklını ve zekasını kullanma, geliştirme noktasında bugünkü dijital, bilgi çağını yaşamadıkları için onlarınki biraz daha geleneksel ve klasikti. Şimdiki gençler çok akıllı. Çok bilinçli. Ama bence gençler çok dalgın. Bu dalgınlığın sebebi de biraz sosyal medya bağımlılığından kaynaklanıyor. Bizim dönemimizdeki insanlar çok daha savrukken, şimdiki gençler hedefine kilitlendiğinde başarıya daha çabuk ulaşabilecek seviyede. Bizim dönemimizdeki insanlar ne şiş yansın ne kebap yansın düşüncesindeydi. Korkuları vardı. Zorluk içerisinde yaşıyorlardı. Şimdiki gençlerimizde bize göre imkanları ve refahları fazla. Ne şiş yansın ne kebap yansın gibi değil dobra dobra konuşuyorlar. Neyse o. Dolayısıyla birisini memnun etme, küstürme gibi dertleri yok. İnandıkları şey neyse onu çok güzel bir şekilde ifade ediyorlar. Karşısındakinin makamı, mevkisi önemli değil. Usül problemleri tartışılabilir. ‘Bizim gençliğimizde saygı vardı’ cümlesiyle başladığınızda şimdi gençlerin hepsini saygısız ilan ediyorsunuz ki bu doğru değil. Şimdiki gençlerimizin saygı anlayışı ile bizim dönemimizdekiler aynı değil. Ama şimdiki gençlerimiz saygısız değil kendi tarzlarını yaşıyorlar. Biz onların tarzını, yaşantılarını 30 yıl öncesine uydurmaya çalışıyoruz. Eğer bu şekilde düşünmeye devam edersek bu cümle hiç bitmez. Bir önceki nesil bir sonrakine hep bu cümleyi söyler. Ben gençlerimizden asla endişe etmiyorum. Kendi 15’li yaşlarımdaki gençlerle şimdi gençleri kıyasladığımda ben bu dönemki gençleri daha iyi görüyorum.


Daha iyi hafızlık için öneri veya teklifleriniz nelerdir?
Hafızlığın sadece Kur’an-ı Kerim’i ezberlemek, Kur’an-ı Kerim’e hizmet emek olduğunu düşünmüyorum. Kur’an’a hizmet bir kere lafzını metni çok güzel ezberleyeceğiz. Hatalarımız çok az olacak. Müteşabih dediğimiz birbirine benzeyen ayetleri ayır etme ve farklarını görebilme bakışına sahip olacaksınız. Sonra tecvid, hurufat dediğimiz şeyleri sağlam yapacaksınız. Hafız kardeşlerimizden bir şey daha istiyorum. Hafızlarımız hat, ebru, çini gibi Kur’an merkezli bir sanatla uğraşsınlar, öğrensinler. Kur’an-ı Kerim’i ezberleme, güzel okuma, anlama ve bununla ilgili sanat öğrenme. Bu dördünü bir araya getirdiğimizde Kur’an-ı Kerim ile ilgili ezberleme ve hafızlıkta güzel şeyler yapılır.


Ramazan ayı sizin için ne ifade ediyor?
Ramazan ayı 11 ayın sultanı, Ramazan ayı bereket, mağfiret, Kur’an, oruç, iyilik ayı. Ramazan hakikaten değişik bir iklim. Peygamberimiz, ‘Eğer Ramazan’ın bereketini insanımız gerçek manada bilseydi senenin tamamını Ramazan olmasını isterdi’ buyuruyor. Ramazan denilince aklıma ibadet, cami, mukabele, Kur’an, insanların birbirine hediye vermeleri, Kadir Gecesi, bayram geliyor.

(Mehmet Günnar)

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.