MAHALLE MEKTEBİ VE CİNS OCAK SAYILARINDA NE VAR?

‘CİNS’LE YOLCULUK

İsmail Kılıçarslan’ın genel yayın yönetmenliğini yaptığı CİNS dergisi yeni yılın ilk sayısında ‘çalışmanın, işini iyi yapmanın, modernleşmenin bizdeki yaralarının’ vurgusunu yapıyor. Felsefeden ilahiyata, edebiyattan siyasete hemen her alanda okuyucuyu güzel bir okuma serüvenine dahil olmaya çağırıyor dergi. Hayatı acılarla geçen Hacı Arif Bey’le, gerçeğe ulaşmanın öncelikli yolunun haz ve şehvet duygularını yenerek ahlakı düzeltmekle mümkün olabileceğini söyleyen ve dünyada bu yılın kendisine ithaf edildiği Farabi’yle, Ezra Pound’la, işini en iyi şekilde yapmanın mihmandarlarından olan ve sekaret halindeyken yanındaki rahibenin yanlış telaffuz ettiği bir kelimeyi düzeltmeyi ölümden dahi öncelikli gören Felix Arvers’le, Nobel Ödüllerinin altında yatan zihniyeti bir kez daha tüm dünyaya faş eden Peter Handke’yle, kapitalizmle savaşan ve zanaatkarı hayatın tepe noktasına yerleştiren Richar Sennett’le, lokumcu dükkanında çalışan ama büyük işlere soyunan Zenci Musa’yla, İslam düşüncesinde felsefenin bitişinin müsebbibi olarak  Gazzali ile birlikte anılan Fahreddin Razi’yle, kişinin gücü maddi zenginlikte değil yüksek hedefler geliştirip uğrana savaşmasındadır ve bunun bir yolu da reddedebilmektir diyen Ercan Yıldırım’la, Messi’yle, Batı’da ve Doğu’da insan algısının serüveniyle, Konforumuz arttıkça zihinsel yetilerimiz zayıflıyor diyen Sinan Canan’la, Abdülvahid Yahya’yla bir yolculuk bekliyor Cins dergisini alıp okuyanları, tabi başka konu ve konuklar da misafir olacak. Hasılıvelkelam, Cins, içeriğiyle okuma sevdalılarını ziyadesiyle tatmin edecek, farklı denizlere yelken açtıracak.

MAHALLE MEKTEBİ’NİN MİSAFİRİ NECİP TOSUN

Konya’dan bir hayat ve edebiyat dergisi; Mahalle Mektebi. 51. sayıya ulaşan dergi Ocak-Şubat 2020 sayısında dergiye emeği geçen, aile içi yazarlarına bir kadirşinaslık gösteriyor: Dergi editörlerinden Muammer Ulutürk ve Abdullah Kasay’la yapılan söyleşiler 51. sayıda okuyucunun beğenisine sunuluyor. Mahalle Mektebi’nin bu sayıdaki dosya konusu ise öykücü ve eleştirmen Necip Tosun’a ayrılmış. Tosun bu vefaya karşılık veriyor doğal olarak, yeni bir öyküsü ve yazısı dergide yer alıyor. Dosya çerçevesinde tüm kuşaklardan tanınmış yazarların Necip Tosun’u layık olduğu şekilde anlattıklarını görüyoruz görmesine fakat kul hatasız olmaz mı, hiç mi zayıf kaldığı yeterli olamadığı yönleri olmaz bir faninin diye de düşünmeden edemiyoruz. Mesela bazı öykülerinde okuyucunun kurguyu ve kişileri içselleştiremediğini, yazarın gereksiz detaylara boğduğu dillendirilebilirdi, veya inceleme ve eleştiri kitaplarında,   konu kapsamını geniş tuttuğundan olsa gerek, oldukça yüzeysel kaldığını, özgün yargılara pek yer vermediğini, nitelik odaklı hükümlere girmediğini, hemen her bahsinde yüzde yüze yakın şekilde olumlu ve övücü bir tarz belirlediğini dile getirirdi dikkatli ve hakkaniyetli, aynı zamanda cesur bir yazar. Yaklaşık elli sayfalık hacimli dosya, Necip Tosun’un çeşitli zamanlarda çeşitli edebiyatçılarla fotoğraflarla süslenmiş. Dosya hacminden dolayı Mahalle Mektebi’nin bu sayısı düşünce yazıları ve kitap tanıtım/değerlendirme noktasında zayıf kalmış.  Öykü ve şiirler için ne editörlere, ne de dergiye bir şey söylememek lazım, ne de olsa gelen ürünler bu. Birkaç metin hariç çoğunluğu bir mecrada ismim görünsün, duyulayım vs. intibaı uyandıran öykü ve şiirler dergilerimizin kaderi, usta isimler de tanınmışlığın verdiği rahatlıkla istikrarlı bir çizgi yakalayamayabiliyorlar. Malum çağda ‘okuma ve yazmayla hemhal olan herkes başımızın tacı, gönlümüzün süruru’ şiarımız baki elbette. Söylediklerimiz kendi penceremizden gördüklerimiz; daha iyisi için naçizane bir fikir telakkisi.