Sadık Büyüksakarya
Manav ‘GOLD’
Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2025/6426 soruşturma numaralı dosyasında, CHP'li Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara'nın yeğeni Hüseyin Cem Gül'ün ifadesi kritik bir dönüm noktası oldu. Hüseyin Cem Gül, savcılıktaki ek ifadesinde, alınan rüşvet paralarının bir kısmını Başkan Kara'nın talimatıyla, Kara'nın yakın arkadaşı olduğu belirtilen Abdullah Doğukan Kayhan'a teslim ettiğini itiraf etti.
DEPODAN NELER ÇIKTI NELER
Bu ifadeler üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Abdullah Doğukan Kayhan'ın da bilgisine başvuruldu. Kayhan, savcılık huzurunda verdiği ifadede, Hüseyin Cem Gül'den aldığı paraları yine Başkan Kara'nın talimatı doğrultusunda zirai depoda sakladığını kabul etti.
Savcılık talimatıyla yürütülen soruşturmada, Cumhuriyet Savcısı gözetiminde yapılan yer gösterme ve arama işlemi sonucunda, depoda gizlenmiş halde 3 kilogram külçe altın ile birlikte yarım milyon Euro ve 153 bin 160 Dolar nakit para bulundu. Ele geçirilen bu yüklü miktardaki altın ve döviz, soruşturmanın boyutunu daha da büyüttü.
Yetkililer, ele geçirilen delillerin Manavgat Belediyesi'nde yürütülen yolsuzluk ve rüşvet iddialarının somut kanıtı niteliğinde olduğunu belirtiyor. Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatları doğrultusunda soruşturma genişletilirken, yeni göz altıların ve ifadelerin alınması bekleniyor.
OTEL PAZARLIĞINI YEĞEN YAPTI
Soruşturma kapsamında ifadesi alınan otel sahibi K.T. yapı kontrol birimi tarafından önce Demir isimli bir şahsa, ardından Belediye Başkanı Kara'nın yeğeni Hüseyin Cem Gül'e yönlendirildiğini, Gül'ün kendisinden, otelin ruhsat ve iskân işlemlerinin hızlandırılması karşılığında pazarlığa kapalı şekilde 1 milyon 250 bin euro talep ettiğini anlatmıştı. Manavgat kamuoyunda büyük yankı uyandıran bu gelişme, belediye yönetimi ve siyasette ciddi tartışmalara neden oldu. Vatandaşlar, soruşturmanın şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve kamu kaynaklarının kimler tarafından nasıl istismar edildiğinin ortaya çıkarılması gerektiğini vurguluyor.
ARZI-I MEVUD İÇİN YAPTI!
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın bir dediği bir dediğini tutmuyor. Bu durum ABD'nin Suriye politikası ile ilgili kafalarda soru işaretleri bırakıyor.
Daha önce "YPG, PKK'dır. Onlara devlet borçlu değiliz" diyen Tom Barrack, bir ay içinde söylem değiştirdi. "Suriye'de federasyon değil ama onun biraz altında bir yapı düşünülmeli" diyerek adeta yarı özerklik önerdi. Oysa kısa süre önce "Suriye'de federalizm işe yaramaz" demişti.
Dahası, Barrack dün "YPG, PKK'dır" derken bugün "YPG artık PKK ile ilişkili değil" ifadeleriyle terör örgütünü meşru zemine çekmeye çalıştı.
BARRACK AĞZINDAKİ BAKLAYI ÇIKARDI
Barrack, İsrail'in Katar'a yaptığı saldırıdan hemen önce ağzındaki baklayı çıkarmıştı.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi açık açık "Sykes Picot ile çizilen sınırlar İsrail için anlamsız" dedi. İsrail'in istediği zaman istediği yere gireceğini belirtti.
Barrack, "Bence İsrail'in zihninde şu var desem yanlış olmaz. Bu sınırlar.. Sykes Picot ile çizilen... Bu sınırlar onlar için anlamsız. İsrailliler istediklere yere istedikleri zaman gider, istediklerini yaparlar. Bunu da İsraillileri ve sınırlarını korumak için 7 Ekim'in bir daha yaşanmamasını sağlamak için yaparlar" dedi.
4 AY ÖNCE NE DEMİŞTİ?
Bu sözleri Barrack'ın 4 ay önceki Sykes-Picot itirafından bağımsız düşünmemek gerek.
Yakın geçmişe dönüp hafızaları tazeleyip Barrack'ın ne dediğini bir hatırlayalım.
Mayıs 2025... ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, bir asır önce Batı'nın çizdiği planların artık geçerli olmadığını savunuyor, Sykes-Picot'un asırlık bir hata olduğunu söylüyor.
Şu ifadeleri kullanıyor:
"Sykes-Picot Suriye'yi ve daha geniş bir bölgeyi barış için değil emperyal kazanç için böldü. Bu hata nesillere mal oldu. Bunu bir daha yapmayacağız"
Ve aradan 4 ay geçiyor... Barrack bu kez "Sykes-Picot ile çizilen sınırlar İsrail için anlamsız" diyor.
"SYKES-PICOT" İTİRAFINI ARZ-I MEV'UD İÇİN YAPTI!
Bu durum ABD elçisinin Sykes-Picot itiraflarını ve açıklamalarını İsrail'in Arz-ı Mev'ud emelleri doğrultusunda yaptığına dair yorumlara yol açtı.
ANKARA NET: "YENİ BİR SYKES-PICOT'A GÖZ YUMMAYACAĞIZ"
Ankara bu konuda oldukça net...
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle tekrar lime lime edilmesine göz yummayacağız" diyerek İsrail'e ve bölge üzerinde sinsi hesaplar kuran odaklara net mesaj verdi.
Erdoğan, İslam İş Birliği Teşkilatı 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı'nda İslam dünyasına birlik çağrısı yaparak "Türkiye olarak bölgemizde sınırları kanla çizilecek yeni bir Sykes-Picot düzeninin kurulmasına izin vermeyeceğimizi burada önemle vurguluyorum" demişti.
SYKES-PICOT ANTLAŞMASI NEDİR?
Sykes-Picot Antlaşması, 16 Mayıs 1916 tarihinde Britanya İmparatorluğu ve Fransa arasında yapılan, daha sonra Rusya'nın da katıldığı Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu'daki topraklarının paylaşılmasını öngören gizli antlaşmadır. Antlaşma 1917'de Rusya'da iktidarı ele geçiren yeni Sovyet Hükümeti tarafından ifşa edilmiştir.
GİZLİ ANLAŞMANIN MADDELERİ NEYDİ?
Rusya'ya, Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis ile Güneydoğu Anadolu'nun bir kısmı,
Fransa'ya, Doğu Akdeniz bölgesi, Adana, Antep, Urfa, Mardin, Diyarbakır, Musul ile Suriye kıyıları,
Britanya'ya Hayfa ve Akka limanları, Bağdat ile Basra ve Güney Mezopotamya verilecektir.
Fransa ile Britanya'nın elde ettiği topraklarda Arap devletleri konfederasyonu veya Fransız ve İngiliz denetiminde tek bir Arap devleti kurulacak, İskenderun serbest liman olacak,
Filistin'de, kutsal yerleşim yeri olması nedeniyle bir uluslararası yönetim kurulacaktır.
TROÇKİ GİZLİ ANLAŞMAYI İFŞA ETTİ
1917'deki Rus devriminden sonra Rusya antlaşmadan ve paylaşımdan vazgeçmiş, Lev Troçki gizli olan bu anlaşmanın bir kopyasını 24 Kasım 1917'de İzvestiya gazetesinde yayınlayarak dünya kamuoyuna Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasına ilişkin gizli paylaşımları açıklamıştır.
Sular biraz daha kaynayacak, rüzgâr bir tık daha sert esecek gibi.
Selâmetle…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.