Mesleki Eğitim Yoluyla Mültecilerin Sosyal Entegrasyonu Projesi

Mesleki Eğitim Yoluyla Mültecilerin Sosyal Entegrasyonu Projesi
Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Arslan: - "Türkiye'nin yüzde 10'lara varan işsiz stoğu var. Çok ciddi bir sorun ama 'Benim ülkemin işsizi varken göçmenlere bu hakkı vermeyin' diyemem. Dersem kendimi ve ülkemin değerlerini inkar ederim. O yüzden mutlak

GAZİANTEP (AA) - Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Türkiye'nin yüzde 10'lara varan işsiz stoğu var. Çok ciddi bir sorun ama 'Benim ülkemin işsizi varken göçmenlere bu hakkı vermeyin.' diyemem. Dersem kendimi ve ülkemin değerlerini inkar ederim. O yüzden mutlaka bizi sığınmış kardeşlerimizi çalışma hayatında izinler alınarak ve formel bir şekilde çalışmalarını sağlayacak düzenlemelerin yapılmasını destekliyoruz." dedi.

Arslan, Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezinde "Mesleki Eğitim Yoluyla Mültecilerin Sosyal Entegrasyonu Projesi"nin açılışı nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, sendikal mücadelenin aktif çalışmalarını yürüten bir ekip olarak aynı zamanda sosyal sorumluluklarını da yerine getirdiklerini söyledi.

Ülkede yaşanan her soruna kafa yormaya, çözüm önerileri geliştirmeye ve ülke menfaatleri çerçevesinde yapılması gerekenleri hayata geçirmeye çalıştıklarını belirten Arslan, bu anlamda göçmen sorunundan da en çok etkilenen Türkiye'nin fertleri olarak harekete geçtiklerini vurguladı.

Yaşanabilecek sorunlara çözüm önerileri geliştirmek ve taşın altına ellerini sokmak için AB destekli Mesleki Eğitim Yoluyla Mültecilerin Sosyal Entegrasyonu Projesi'ni hayata geçirdiklerini ifade eden Arslan, projeyle Suriyelilerin topluma entegrasyonu konusunda yaşanan sorunlara işaret eden çalışmayı hayata geçireceklerini, elde edilecek verileri de ilgililerle ve kamuoyuyla paylaşacaklarını aktardı.

Türkiye'de bulundukları süre içerisinde Suriyelilerin toplumla uyumunun sağlanması gerektiğine işaret eden Arslan, bu noktada Suriyelilerin istihdamının önemine dikkati çekti. Arslan, şöyle devam etti:

"Göçmenlerin çalışma izinleri alınarak iş hayatına kazandırılması konusunda hükümetimizin başlattığı çalışmaları çok ciddi ve önemli buluyoruz. Ben bir işçi örgütünün temsilcisiyim. Türkiye'nin yüzde 10'lara varan işsiz stoğu var. Çok ciddi bir sorun ama 'Benim ülkemin işsizi varken göçmenlere bu hakkı vermeyin.' diyemem. Dersem kendimi ve ülkemin değerlerini inkar ederim. O yüzden mutlaka bizi sığınmış kardeşlerimizi çalışma hayatında izinler alınarak ve formel bir şekilde çalışmalarını sağlayacak düzenlemelerin yapılmasını destekliyoruz. Onların kayıt içerisinde çalıştırılarak hem ülkemizin ekonomisine kazandırılmalarını hem de istihdamlarını sağlamak için fırsat oluşturabiliriz. Bu süreci iyi yönetemezsek bir felaketin de başlangıcı olabilir. O yüzden Hak-İş olarak mutlaka mesleki eğitim ve benzeri formasyonlar vererek göçmenlerin mesleki eğitim konusunda geliştirilerek çalışma hayatına dahil edilmesine katkı sunmalıyız."

Suriyelilerin istihdam edilmesi konusunda, iş yerlerindeki toplam işçi sayısının yüzde 10'unu geçmemesi yönünde düzenleme yapılması istendiğini anımsatan Arslan, bu yöndeki çalışmaları konfederasyon olarak desteklediklerini bildirdi.

Türkiye'nin Suriyeliler konusundaki çalışmalarını desteklediklerini ve önemsediklerini aktaran Arslan, "Ülke dışına gittiğimiz her yerde, Türkiye'nin en çok takdir edilen yönü göçmenlere olan ilgisi ve saygısıdır. O yüzden ülkeme teşekkür ediyorum. Bunun bedeli elbette ki var. Bu bedel, ekonomik ve siyasi olabildiği gibi hatta terör boyutuyla da etkileyebiliyor ama biz bu tavrımızdan asla vazgeçmemeliyiz çünkü yarın kimin ne olacağını kimse bilemiyor" diye konuştu.

Konfederasyon olarak taşeron sorununun kökten çözümü için yoğun çaba harcadıklarına işaret eden Arslan, mevcut taşeron sisteminin sürdürülebilir olmadığının herkes tarafından görüldüğünü, o yüzden sorunun en kısa sürede çözüme kavuşması için mücadelelerini sürdüreceklerini sözlerine ekledi.

- ILO'dan Suriyeli'lerin iş hayatına katılmasına destek

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan, Suriye'deki krizin 6'ncı yılına girildiğini belirterek bu süreçte 250 bin kişinin öldüğünü, milyonlarca kişinin evini terk ettiğini, 3 milyon kadar kişinin ise Türkiye'ye sığındığını anımsattı.

İlk başlarda insani yardım odaklı görünen konunun artık kalkınma odaklı bir hal alması gerektiğini ifade eden Özcan, Suriyeli göçmenlerin evlerine ekmek götürmeleri ve insani şartlarda kendi ayakları üstünde durmaları gerektiği gerçeğinin ise herkesin takdiri olduğunu dile getirdi. Özcan, şunları söyledi:

"Bu noktada yapılabilecek en güncel şey, Suriyelilerin yasal yollardan iş piyasasına girebilmeleri. Türkiye, Suriyelilerin iş piyasalarına katılmaları konusunda çok önemli bir adım atarak dünyaya örnek olabilecek bir çalışma yapıyor. Ocak ayında bu noktada yapılan çalışma, önemli ve dünyada eşine rastlanmayan bir adım. Bu imkanın düzgün bir şekilde yürütülüp fırsata çevrilebilmesi için yapılması gerekenler de var. O yüzden bu çalışma izni konusunu destekleyerek elimizden gelen katkıyı sunmaya çalıştık."

- Diğer konuşmacılar

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise söz konusu projeye yerel bakış açısıyla katkı sağlamaya çalışacaklarına işaret ederek bu gibi sosyal projelerle sosyal uyumun sağlanmasına katkı sunulacağını bildirdi.

Kabinenin eski bir üyesi olarak geçmişte bugün Suriye'de yaşananların öngörülerek engellenmeye çalışıldığına şahit olduğunu anlatan Şahin, şöyle konuştu:

"Bugün birileri, Türkiye'nin dış politikası yüzünden böyle oldu diye atıp tutuyor ama ben içerisinde şahit oldum. Biz, bugün yaşananlar olmasında diye çok çaba gösterdik ama bir cuma günü kendi halkını katleden bir anlayışın yanında olamazdık ve halkın yanında yer aldık. Bu da bizim medeniyetimizin, anlayışımızın ve inanışımızın gereğidir. Duruşumuz yine aynı, o da şu: Suriye'de bir an önce huzur ve barışın tesis edilmesidir ama ne yazık ki adil olmayan bir dünyayla karşı karşıyayız. Bir tarafta kötüler ve öldürenler, öte yanda da iyiler ve yaşatanlar."

Kilis Belediye Başkanı Hasan Kara da Kilis'e kentin nüfusundan daha fazla sayıda Suriyeli geldiğini aktararak Suriyelileri, göçmen veya sığınmacı değil misafir olarak gördüklerini bildirdi.

Batılı ülkelerin Suriyeliler konusunda Türkiye'nin sadece sırtını sıvazlamakla yetindiğini, "Suriyelileri göndermeyin" dediğini vurgulayan Kara, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin sadece kamplara harcadığı para, 3 milyon avro civarında. Kilis örneğinde bakacak olursak kentteki Suriyelilerin sadece üçte biri kamplarda yaşıyor. Toplam rakamı hesaplamak biraz güç ama geride kalan 5-6 yılda harcadığımız paranın, AB'nin vereceği paradan kat ve kat fazladır. Biz ne yaparsak yapalım, biz Suriyelilere asgari insani yaşam koşullarını sağlayamazsak Kilis'in etrafını mayınlarla döşeseniz etrafına da tankları koysanız yine bu insanlar Avrupa'ya gidecektir. O yüzden herkesin Türkiye'ye gönülden destek vermesi gerekir."

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.