Osmanlıca Yazılışlı Doğan Büyük Türkçe Sözlük

Osmanlıca Yazılışlı Doğan Büyük Türkçe Sözlük
D. Mehmet Doğan; ' Sözlük çalışması sırasında şâhidliğine başvurulan çok sayıda şairimiz, yazarımız, ilim ve fikir adamlarımız oldu'

“Kelime”lerin de tarihi var…Köklü bir kelime yüzlerce yılı geçerek günümüze ulaşır. Bir dilin tarihi, kelimelerin tarihidir bir anlamda. Kelimelerin zaman içindeki macerası onları anlamca zenginleştirir. Yazılmayan, konuşulmayan kelime yok hükmündedir. Kelimelere şairler, yazarlar, mütefekkirler ve güzel konuşanlar hayat verir. Onların şâhitliği önemini kelimeler anlamlandırılırken kendini gösterir. Tarifleri çoğu zaman örnek cümleler kolaylıkla anlaşılır hâle getirir. 

Sözlük çalışması sırasında şâhidliğine başvurulan çok sayıda şairimiz, yazarımız, ilim ve fikir adamlarımız oldu. Bunların birçoğu asırlar öncesinde yaşamıştı. Eserlerinden seçilen mısralarla, cümlelerle anlamlandırmalarımıza şâhid oluyorlardı. O mısralar, cümleler emsal olarak, örnek teşkil etmek üzere tariflerden sonra metne ekliyordu. Kelime ancak cümle içinde hayat bulur. Bazan sizin tanımlamakta güçlük çektiğinizi bir şâhid işinizi kolaylaştırıverir.

“Şair”, tarifi zor kelimelerden. İşte Halil İnalcık’ın şu kısa cümlesi, şair tarifini tamamlayan bir şâhitlik değil mi? “Şair, fasih, beliğ ve de zarif olmalıdır”.

Biz bu cümleyi seçtiğimizde Halil Hoca sağdı, geçen sene kaybettik, Allah rahmet etsin. Yakın zamanda şair Ragıp Karcı’yı fena yurdundan bekâ âlemine uğurladık. Geçmişten şâhidlerimiz olduğu gibi, günümüzden de şâhidlerimiz var.

Bir atasözümüz: “Paran çoksa kefil ol, işin yoksa tanık” der.

Atalarımız bu sözü böyle söylemiş olabilir mi? Zihnimiz, bu cümle bittiğinde tanığın yerine çoktan “şâhid”i koymuştur. Tanık eski bir kelimenin canlandırılması şeklinde dilimizde 20. yüzyılda yeniden kullanılmaya başlandı. Tanığın tanı-mak kökünden türetildiği sanılır. Eski Türkçe tanu-mak, konuşmak demektir. Tanuk da bu durumda konuşan, söz söyleyen demek olur. Şâhid de bunu yapmaz mı?

Buna rağmen, zamanla şâhid tanığı geri plana düşürmüştür. Sebepsiz yere değil elbette. Bu durum kelimenin türevlerinin, akrabalarının kullanılması ile ilgilidir. Şehid, şehadet, şâhide, işhad, meşhud, müşâhid…

“Şehid” kelimesini bir kenara atabilir miyiz!

Kelime-i şehadet, bir Müslüman için vazgeçilmez bir terkiptir. “Kelime-i şehadet” getiren Müslüman olur! “Şehadet kelimesi”nden vazgeçebilir miyiz?

Doğan Büyük Türkçe Sözlüğün son baskısında örnekler zenginleştirildi. Kelimelerin anlamlandırmasında şâhit tutulan şair ve yazarların sayısı bin yüz otuz beşe (1135) ulaştı. Edebiyat tarihimize mal olmuş şair ve yazarlardan seçilen mısralar, beyitler, cümleler; türkü veya şarkı gibi anonim metinlerden alınan örneklerle benzersiz bir güldeste ortaya çıktı.

Yusuf Has Hacib’den, Hoca Ahmed Yesevî’den günümüze kadar edebiyat ve fikir silsilemiz Sözlük’te böyleci görünürleşti.

Yunus Emre’den günümüze Anadolu türkçesinin temsilcilerinden daha fazla örnek yer alıyor. Süleyman Çelebi, Fuzulî, Bâkî, Nâbî, Nef’î, Neşâtî, Şeyhülislâm Yahya, Evliya Çelebi, Niyazî Mısrî, Nedim, Karacaoğlan, Âşık Ömer, GevherîŞeyh Galib, Dertli, Ziya Paşa, Ahmet Rasim, Ömer Seyfeddin, Mehmed Âkif, Ahmed Haşim, Yahya Kemâl, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Halit Ziya, Refik Halit Karay, Reşat Nuri, Halide Edip, Yakup Kadri, Peyami Safa, Safiye Erol, Kemal Tahir, Necip Fâzıl, Ahmet Hamdi Tanpınar, Tarık Buğra gibi büyük edebiyatçı ve yazarların yanında, Nureddin Topçu, Ömer Nasuhi Bilmen, Elmalılı Hamdi Yazır, Şekip Tunç, Hilmi Ziya Ülken, Şevket Süreyya Aydemir, Cemil Meriç, Erol Güngör, Turgut Cansever gibi ilim ve fikir adamlarından seçilmiş örnekler de büyük yekûn tutuyor. Fikir adamlarının, hukukçuların, mimarların, gazete yazarlarının cümleleri, anlamlarımızın şâhidi olarak sözlüğü mükemmelleştiriyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.