Muzaffer Kırmacı

Muzaffer Kırmacı

ÖZRÜ KABAHATINDAN BÜYÜK…

ÖZRÜ KABAHATINDAN BÜYÜK…

Geçtiğimiz günlerde “İlkeli olmak” diye bir yazı yazmıştım. O yazımda ilkeli olmanın bedeli var demiştim. İlkeli olmak her babayiğidin karı değil demiştim. Bir de şöyle demiştim:

“Söylemlerinde bir tutarlılık olacak. Dün “Ak” dediğine bugün “Kara” demeyeceksin. Daha önce yanlış söylediysen “Dediğim dedik, çaldığım düdük” demenin de bir anlamı yoktur. Her ne olursa olsun, bedel ödemeye de hazır olacaksın. Bedel ödemeden “İlkeli” olunmaz. Bedel ödemeyi göze alamayanlar, başlarını dik tutamazlar.”

Uzun yıllar Saadet Partisi’nde görev alan Mehmet Bekaroğlu CHP’ye transfer olmuş. İşte ilkeli olmayı bu olaydan dolayı hatırladım, hatırlattım. Muhterem buyurmuş ki: “Bana sağcı diyenin alnını karışlarım…”

Şimdi bu olay bize gösteriyor ki, ne CHP ilkeli, ne de Bekaroğlu. Alan aldı da, giden ne demeye gitti?  Giden gitti de alan ne demeye aldı? Yani tam da “al birini, vur ötekine” durumu.

Siyasetin cılkı çıktı sanırım. İlkesizlik diz boyunu çoktan geçti. Yani CHP gelene “gelme” mi deseydi? Evet deseydi. Bin yıl siyaset yapamasaydı da Bekaroğlu CHP’ye kapılanmasaydı. Bunun adı ayrışma değildir. Bunun adı ötekileştirme de değildir. Bu ilkeli bir duruştur. Sen yıllarca Saadet gömleği giy, sana gerici desinler. Sana yobaz desinler. Seni çağ dışılıkla suçlasınlar. Sen de bu etiketleri topla,  zamanında seni adam yerine koymayanlarla aynı torbanın içine gir. Olacak şey değil. Bekaroğlu,  kendisini Cumhurbaşkanı yapacakların bilse bile bu değişime imza atmayacaktı. Atmamalıydı. Ya bugüne kadar söyledikleri yalandı, ya da “Bana sağcı diyenlerin alnını karışlarım” şarlaması yalan.

CHP’ye bir haller oluyor. Bir tarafta Başkent’e Belediye Başkanlığı için aday bulamayacak, MHP kökenli birisinden medet umacaksın. Bir tarafta kendi içinden Cumhurbaşkanlığı için bir aday çıkaramayacaksın (adını unuttum neydi siz söyleyin) Ekmeleddin beye kurtarıcı gibi sarılacaksın. Yetmeyecek yılların Saadetlisini kurultayın bir numaralı ismi gibi lanse edeceksin. Sonra da “Bu CHP’den bir şey olmaz” dediğimiz zaman bazıları alınganlık gösteriyor. Bizi taraftarlıkla suçluyor. Evet “tarafsız” değilim. Tarafım. Ülkemin menfaati için tarafım. Lider ülke olsun diye tarafım. Demokrasi için tarafım. İnsan hakları için tarafım. Siz değil misiniz?

Hangi parti olursa olsun. Alıp başını gitmemeli, gidememeli. Ana muhalefet iktidarın ensesinde boza pişirmeli. Nefesini ensesinden eksik etmemeli. İktidar “Ceketimi koysam seçtiririm” dememeli, diyememeli. Bunun için tutarlı, aklı başında, ilkeli, ne dediğini bilen,  halkı ile ters düşmeyen bir ana muhalefet partisi gerekiyor. Bugünkü CHP bu özelliklere sahip değil ne yazık ki. Onun için de AKP’nin önü hep açık.

CHP’de genel başkan değişse ne olur, değişmese ne olur? CHP’nin sorunu Genel Başkan’da değil. CHP’nin sorunu zihniyette. CHP zihniyetini değiştirmeden, halkın teveccühünü zor kazanır. Halk CHP’nin dediklerine inanmıyor. Halkla CHP arasında güven bunalımı var. Bu güven bunalımı bir şekilde düzelmeli. Belki de olaylar sosyolojik olarak bir tez konusu yapılmalı. Sen “Türkiye’nin kurucu partisiyim” diyeceksin ve her seçimde nal toplayacaksın.

Sizce de bu işte bir gariplik yok mu?

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Kırmacı Arşivi
SON YAZILAR