Ahmet Öztemel

Ahmet Öztemel

SÂDIK YÂR

SÂDIK YÂR

Henry Kissenger’ın (ABD eski Dışişleri Bakanı) “Birleşik Devletlerin yiyecek silahı Arap petrol kartellerinin petrol silahıyla baş edecek düzeydedir” demesinin üzerinden yıllar geçti; dünyanın önde gelen ülkeleri her konuda asır sonrasını planlıyorlar. Ülkemiz uygun ekolojik şartların yanı sıra pek çok meyve ve sebze türü gen merkezi, üç binin üzerinde türle endemik bitki cenneti. Ocak 2017 verilerine göre 4.9 milyon kişiye tarım alanında istihdam sağlanıyor. 23.9 milyon hektar alan tarımda kullanılıyor. Meyve üretiminde dünya beşincisi; domates üretimi ve ihracında dördüncü; buğday üretiminde onuncu; fındık üretiminde birinci; un ve bulgur ihracatında dünya birincisi; makarna ihracında dünya ikincisi konumundayız. Dünya zeytin üretiminin % 11.5 payına ülkemiz sahip. Dünya peynir ihracatı 26.8 milyar dolar iken ülkemiz 162 milyon pay ile potansiyelini kullanamıyor. İnek sütü üretiminde onuncu; koyun sütü üretiminde ikinci; keçi sütü üretiminde sekizinci; manda sütü üretiminde dünya dokuzuncusuyuz. Dünya birincisi olduğumuz fındıkta fiyat belirlemede söz sahibi değilsek; domates üretmeyen Almanya dünyanın altıncı sıradaki domates ihracatçısı ise bir sorun var demektir bence. Cumhuriyet tarihimizde Faruk Çelik şimdiki adıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılıkta kırk yedinci bakanımız. Ortalama iki yıl bakanlık süresi elbette ileriye dönük politikalar için yeterli olmaz. 27 gün Bakanlık yapan da var (Faik Kurdoğlu); Mehdi Eker gibi on yıl iki ay ile en uzun süre makamda hizmet eden bakanımız da. Muhlis Erkmen 1931-37 ve 1939-42 yılları arasında iki kez bakanlıkla Sn. Eker’den sonra en uzun süre görevde kalan ikinci bakan. Tarihimizde efsane bakan sayılan Bahri Dağdaş ve Sami Güçlü Konya milletvekili Tarım bakanlarımız. 47 bakanımızdan on dördü Ziraat; bir bakanımız veteriner hekim eğitimli. Diğerleri arasında mimar olan da, inşaat mühendisi olan da, elektrik mühendisi olan da var. Girdi maliyetlerinin dünya ortalamasının çok üzerinde olması, devlet teşviklerinin rasyonelliğinin yetersiz olduğu, makine kullanımında gelişim eksikliği, şehirleşmeye bağlı tarım alanlarında azalma (Aşık Veysel’in “Her türlü isteğim topraktan aldım. Dem’den bu deme neslim getirdi. Bana türlü türlü meyve yedirdi. Bir çekirdek verdim dört bostan verdi” sözünü “dükkan verdi, villa verdi, ev verdi” şeklinde anlayan ve tarım arazilerini yerleşime açmayı sevenler var), su yönetimi hataları nedenli kaynak israfı, genç nüfusun tarıma ilgi göstermemesi, erozyon mücadelesindeki yetersizlikler, yanlış ilaçlama yöntemleri ile çevreye verilen zararlar, parçalı araziler nedenli verimsizlik, markalaşamama, uluslararası sertifikalarda yetersizlikler tarımın kronik sorunları olarak kabul ediliyor uzmanlarca. 2017’nin “Milli Tarım Projeleri” yılı ilan edilmesi umut verici bir gelişme.(ekolojiye uygun alanda ürün yetiştirme, toprak ve su kaynakları korunarak planlı üretim, sürdürülebilir tarım ile hasılayı artırma amaçlanıyor ve 2023 hedefi 150 milyar dolarlık gayri safi yurt içi hasıla, 40 milyar dolarlık ihracat ve 8.5 milyon hektarlık sulanabilir alan yaratma olarak açıklandı.)

Konya’mız tahıl ambarı, tohum üretim merkezi, protein deposu olması yanı sıra hem tarım hem sanayi kenti olarak Anadolu’nun üretim üssü kabul ediliyor. Kentimiz 83 bin 604 traktörle Manisa’dan sonra ülke ikincisi. 19.6 milyon dekarla ülkenin en büyük tarım alanına sahibiz. 2016 verilerine göre 14 milyon dekar tarım alanında tahıl, 233 bin dekarda sebze bahçeleri, 429 bin dekarda meyveler, içecek ve baharat bitkileri, 943 dekarında süs bitkileri yetiştirildi; 5 milyon dekar alan nadasa bırakıldı. Oysa nadasa bırakma yerine baklagil ekme daha doğru yöntem olarak kabul ediliyor. Genç ve nitelikli insan kaynağı, stratejik konumu, yatırımcılara tahsis edilebilir geniş arazi varlığı, Konya Ovası Projesi, tarımsal yatırımlara yönelik önemli teşvikler, uygun ekoloji ve güçlü tarım kültürü, hızla gelişen tohumculuk sektörü, gelişen modern meyvecilik ve bağcılık, farklı rakımlarda erkenci ve geçci üretim, gelişen organik tarım, basınçlı sulama sistemlerine uygun alt yapı, yaygın meyve işleme tesisleri ve soğuk hava depoları, marka ürünler (Hadim ve Akşehir kirazı, Aladağ üzümü, Ereğli beyaz kirazı, Bozkır elması, Konya çileği, Kaşınhanı havucu), modern hayvancılık potansiyeli, tarıma girdi veren güçlü sanayi ve nitelikli destekçi kurumları nedeniyle tarım sektörü yatırımlarında en önerilen il durumundayız . Şeker pancarında ülkenin % 29, ayçiçeği üretiminde % 19, kurufasulye üretiminde % 25, arpa üretiminde % 11, tohum üretiminde % 38, havuç üretiminde % 60, kiraz üretiminde % 10, haşhaş üretiminde % 21, yumurta tavuğunun % 12, koyun varlığının % 60, sığır varlığının % 5, keçi varlığının % 20, süt üretiminin % 5’i Konya’dan karşılanmakta ve ülke tarım makinelerinin % 65’i Konya’da üretilip 165 ülkeye ihraç edilmektedir.

Son günlerde sanal alemde referandumda evet diyen iller hedeflenmekte ve bu illerin ürünlerine ekonomik boykot öneren aklı zalim sahipleri çıkabilmektedir. Torku sadece Konya’mın değil ülkemin en önemli değerlerindendir. Kuran, geliştiren, emek çeken, üreten herkese teşekkür ediyorum. Bu öneride bulunan kişiler kendilerine güvenli gıda sunan, tohumdan çatala sloganıyla sıfır tohum ithali hedefleyen Torku ürünlerini değil kendilerine GDO şüpheli, biyoteknolojiyle genetiği değiştirilmiş tekrar tohum vermeyen intihar eden tohumları sunan İsrail benzeri ülkeleri daha yakın buluyorlarsa söyleyecek sözüm yok. Bizler gurur duyarak desteğimizi artırmalı ve yüreğimizden kopan en içten duygularla başarılarının artmasını dilemeliyiz. Gıda ve Tarım Üniversitesi için ayrıca teşekkürü hak ediyorlar. Ben üniversitelerin sadece teorik eğitim vermelerini ve bölge sorunlarını öne alan, çözüm sunan yapıya sahip olmamalarını eleştiririm. Sayıları 38 olan Ziraat fakülteleri tarım ürünleri geliştirme, üreticiyi bilinçlendirme, toplumun önderi olma konularında yetersizse ki kusura bakılmasın öyle olduğunu düşünüyorum, varlıkları ve yeterlilikleri tartışılmalı bence. Saygı ile bereketli günler diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Öztemel Arşivi
SON YAZILAR