Bayram Kabadayı

Bayram Kabadayı

Safranbolu Evleri

Safranbolu Evleri

Karabük iline bağlı Safranbolu ilçesinde, 18. ve 19. yüzyıl Osmanlı kent dokusunun günümüze kadar korunduğu bölgedeki evlerin adıdır Safranbolu evleri. Özelliklede Amatör fotoğrafçıların da uğrak mekanıdır Safranbolu.

Otobüs kaptanlığı yaptığım dönemlerde, özelliklerde Selçuk Üniversitesi, Mimarlık/Mühendislik Fakültesi'nin öğrencilerini bu güzel ilçeye çok götürmüştüm. Esas itibarıyla Mimarlık/Mühendislik Fakültesi'nin öğrencileri ve hocaları sayesinde keşfetmiş olduğum bir ilçedir Safranbolu. Gerçekten görülmeye ve gezilmeye değer olan bir yer...

Fotoğrafçı içinde bu böyle, o kadar güzel eski tarihi yapıya sahip evler var ki, tarihi evlerin içine girmeseniz bile, dışardan izlemeniz yetiyor. Ahşapla harcın karışımından şaheser yapılar çıkartmış ki ecdadımız, izleyenleri kendinden geçirtiyor.

HIDIRLIK TEPESİ

İnsana huzur veriyor tarihi doku. Hele de Hıdırlık tepesi diye bir yer var, oraya çıkıyorsunuz gerçekten manzara mükemmel, tarihi evler karşınızda sere serpe. Hıdırlık  tepesi, özellikle sabahın erken saatlerinde, güneşin arkanızdan, tarihi evlerin üzerine doğru, yavaş yavaş doğması ve o seher vaktinde hıdırlık tepesinin sizi sessiz tertemiz bir havayla karşılaması, o kadar güzel ki anlatamam! Şöyle oracıkta sandalyeye oturup garsona bir çay söylüyorsunuz; hem çayınızı içiyor hem de karşınızdaki, Osmanlı mimarisini izlemeye doyamıyorsunuz. Sanki rüyada gibisiniz, bu gerçekten böyle. Hani derler ya 'anlatılmaz yaşanır' diye aynen öyle.

SAFRAN ÇİÇEĞİNDEN GELEN TARİH

Sonra iniyorsunuz tepeden, şöyle tarihin güzel mimarisiyle bezenmiş sokak aralarına dalıyorsunuz, tarihi mekana yakışır esnaflarla karşılaşıveriyorsunuz. Kimisi safran bolu lokumu, kimisi Safranbolu  helvası satıyor. Muhabbet ettiğimiz bir esnafa soruveriyoruz, Safranbolu ismini nereden geliyor diye onlar da, safran bitkisinden geldiğini söylüyorlar. Merakımız artarak devam ediyor, nedir bu safran bitkisi? anlatıyorlar;

SAFRAN çiçeğinden elde edilen bir tür baharat gibi bir şeymiş ama, fiyatını duyunca küçük dilinizi yutacak gibi oluyorsunuz. İki kilosu, orta ölçekli bir şehrin ev parası kadarmış.

Bazen kendime kızıyorum!

O kadar geziyoruz Anadolu’muzu, şu güzel Anadolu insanlarımızın anlattıklarını bir deftere not etmiyoruz diye. Hepsi de oracıkta ne yazık ki kalıp gidiyor. İşte hafızamızda ne kalırsa onları yazmaya çalışıyoruz. Atalarımız boşuna dememişler söz uçar yazı kalır diye…

Selçuk Üniversitesi'nden bir hocamız şunu söylemişti: Şu güzel vatanımızı gezeceğiz, göreceğiz, seveceğiz ve sahip çıkacağız …

VATANIMIZI KÜLTÜRÜMÜZÜ KORUMAK VE ONA SAHİP ÇIKMAK dileğiyle…

Gelecek hafta siz PUSULA Gazetesinin değerli okurları ile yeniden birlikte olabilmek ümidi ile hoşça kalın saygılarımla.

ss2.jpg

ss-001.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bayram Kabadayı Arşivi
SON YAZILAR