Seher yelindeyiz, çık gel hadi.

Çok mu kolay mezar eşelemek senin için?

Gidenler için toprağı eşelemek kolaydır da ya geride kalanlar?

Tarifi olmayan bir acıyı yüreklere zimmetlemek acımasızca değil mi?

Seher yelindeyiz, çık gel hadi…

*****

Gitmek en kolay eylemdir, kalmak ise en zoru.

Fakat gitmelerin sebebi vatan ise, git gidebildiğin kadar…

Keşke ben de gidebilsem, kuş olup uçmağa varabilsem.

Nerede…

*****

Seni çok kıskanıyorum.

Neden diye sorma.

Aşka, o kadar çok yakınsın ki…

Bir nefes kadar yakınsın, uğruna feda olmaya.

*****

Seni çok kıskanıyorum.

Nazlı yar sana o kadar çok düşkün ki, nasıl aşık ettin kendini bu kadar ona diyorum.

Sonra usulca düşünüyorum, etinden tırnağına dek teslimiyetin geliyor gözlerimin önüne.

Tamam diyorum, tamam…

Onlar birbirine ait diyorum…

*****

Pislikten boğulmuş ruhlarımıza ne yaparsak yapalım temizleyemeyiz, bilirim…

Bari adım atalım diyorum, belki çaba gösterirken temizlenmeye senin teslimiyetin bizlere de nasip olur diyorum.

Ama nafile…

Hayallerde, teslim oluyorum bu aşka.

Kim bilir, nazlı yar bir gün benim bu divaneliğime acır belki…

******

Asya’nın tam ortasında kalakaldım öylece.

Kimi zaman kum fırtınaları kimi zaman ikindi yağmurları aldı götürdü bedenimi…

Nereye götürürlerse götürsünler hep Asya’da kaldım.

Uçsuz bucaksız bozkırlarda bir başıma, öylece kalakaldım.

Buğulu gözlerde umut arıyorum, Süleyman’ın Bekir’in dostluğuna sığınmaya çalışıyorum, süt kokan bir bebeğin masumiyetine hasret kalıyorum…

Daha sayayım mı?

*****

Çok acı çekiyorum, bütün hücrelerime öyle işlemiş ki bu acı…

Sancım, nabzım olmuş sanki.

Kurtulamıyorum.

Azaplardan doğamıyorum, battıkça batıyorum.

Derdime deva vatan kokan bir avuç toprak sadece belki de…

Verir misin bana toprağından?

Cömert misin bu kadar?

Kim bilir…

*****

Seher yelindeyiz biz.

Gelirsen ne ala, gelmezsen canın sağ ola…

Asya bozkırlarında, divaneliğimizi seyretmek istersen buyur gel…

Seher yelindeyiz biz…