CUMHURA GÜVENENLER KAZANDI; TÜRKİYE İÇİN SAĞDUYU VAKTİ!

Ahmet Öztemel

       Ülkem teamüllerine uygun şekilde bir Cumhurbaşkanlığı seçim dönemini daha gergin olarak tamamladı ve ilk kez halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanımız oldu; hayırlı olsun inşallah. İktidarın mutedil olması beklenir, iktidarımızın çok da mutedil olduğu söylenemez ama; Sn. Erdoğan’a yapılanlar şimdiye kadar hiçbir lidere de yapılmamıştır. Hiçbir lidere hırsız diye bağırılmamıştır; ülkeyi darbe dönemlerine götüren liderlere, darbe dönemi liderlerine, en çok faili meçhul dönemi yaşatan liderlere dahi söylenmediği şekilde katil diye bağırılmamıştır. Hiçbir partiye oy verenler AKP’ye oy verenler kadar aşağılanmaya çalışılmamıştır. “Milletin Adamı” sloganı buraya yazamayacağım şekle dönüştürülerek hiçbir lidere yakıştırılmaya uğraşılmamıştır. Hiçbir liderin 365 gün aleyhine yazan onlarca köşe yazarı, yorumcu olmamıştır. Sn. Erdoğan aleyhine en fazla kitap yazılan liderdir. Kötü örnekleri çoğaltmak mümkün ama gereksiz. Kuşkusuz iktidardakiler de sabır taşı değildir. Bir adayı “milletin gururu”, “Türkiye’nin Cumhurbaşkanı adayı” ilan edip Sn. Erdoğan’ı bir kesimin adayı olarak ilan etmek dürüst değildi. Anayasada Cumhurbaşkanı adayı olma şartları açıkça belirtilmişken sübjektif kriterler koyup kimin Cumhurbaşkanı adayı olamayacağını açıklamak kimsenin üzerine vazife değildi.

       Seçimin adil olmadığı söylenecek şimdi. Doğrudur; Sn. Erdoğan;  Sn. Demirtaş ile sözde  on üç partinin adayı Sn. Ekmeloğlu yarışmıştır. Siyasi hayatın içinde oldukları için yıpratılabilecek iki aday, yıpratılmaması için son ana kadar adı açıklanmayan Sn. Ekmeloğlu’na karşı yarışmıştır. Eğer devlet imkanları veya Sn. Erdoğan’a yapılan bağış miktarının fazlalığı gibi konulara sığınılacaksa Seçim Kanunu kesinleşirken neredeydiniz diye sorulur. Sn. Ekmeloğlu, Sn. Demirtaş ile eşit şartlar da mı yarıştı; eşitlik adına ne yaptınız diye düşünülür. Seçim sonucuna bahane bulmak her zaman için muhalefetin görevi olagelmiştir, hatta eminim muhalefet seçimden kazançlı çıktığını açıklayacak bir kriter de bulacaktır. Demokrasilerin vazgeçilmezi muhalefettir ancak muhalefet “tarihten ders alınsa tarih tekerrür eder miydi?” sorusunu haklı çıkaracak şekilde davranmaktadır. Rahmetli Özal’ı, Sn. Gül’ü seçtirmemek için zamanında ne yapıldıysa hemen hemen aynı taktiği uygulamakta ve aynı sonucu almaktadır; seçim yenilgisi. CHP ve MHP liderleri MKYK’larına, hemen tüm sivil toplum kuruluşlarına danıştıklarını açıkladıktan sonra bizzat Ana Muhalefet Partisi Lideri Sn. Kılıçdaroğlu’nun sözüne göre birkaç kişinin uzlaşısıyla aday seçmişlerdir. Çok demokratik şekilde(!) milletvekillerinin başka aday göstermelerini bloke etmişlerdir. Demokrasiye çok uygun şekilde oy kullanmaya nasıl gideceklerinin talimatını vermişlerdir (!)

       Artık iktidar için seçim zaferine kapılmadan mutedil davranmak, ülkem için çalışmaya devam etmek; muhalefet için ise seçim sonuçlarından ders almak ve bir sonraki seçime daha iyi hazırlanmak zamanıdır. Ancak ilk demeçler muhalefetin kendinde kusur aramadığını, Sn. Erdoğan’ı ve ona oy verenleri aşağılamaya çalışıcı sert üslubu sürdüreceğini ortaya koymuştur. Bu davranış muhalefete hiçbir şey kazandırmaz. Siyaset seçim kazanmak için yapılır. Siyaset halk için, halkla beraber yapılır. İktidara oy verenleri küçümseyerek, onları yok varsayarak ve suçlayarak yapılan siyaset kimseyi iktidara taşımaz. Ben huzur istiyorum, ülkem için.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.