Ahmet Öztemel

Ahmet Öztemel

“SEVGİ VAR MI SOFRANDA?”

“SEVGİ VAR MI SOFRANDA?”

“Varsın çorbanın tuzu az gelmiş olsun / Varsın pilav birazcık lapa olmuş olsun /

Varsın en sevmediğiniz yemek, kereviz olsun masada / Sofranızda sevgi var mı / Ondan haber verin.

Tadına varın akşamın / Gece evinde dostların olsun / Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun /

Arkadaşım hayat bu / Daha ne olsun / Ama en önce ve illaki sağlık olsun”

Can Yücel şiirinde böyle yorumlamış. Giderek materyalistleşen, şükürden uzaklaşan, sanal alemde yaşayan  bir toplum haline geldik. “İster kamusal, ister özel yaşamda olsun kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik zarar veya ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayalı eylem, uygulama ya da bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma” Birleşmiş Milletler tarafından Kadına Şiddet olarak tanımlanmış. Kadına şiddette Avrupa ülkelerinde Danimarka % 52 ile lider, Avusturya % 20 ile en az oranda. Ülkemde ise Orta Anadolu % 43; Batı Anadolu % 42, Ege bölgesi % 37 ile sıralanıyor . (2016 verisi)  2016 yılında erkekler tarafından öldürülen kadın sayısı 328.    25 Kasım “Dünya Kadına Karşı Şiddeti Önleme Günü”  olarak kabul edildi. Kamuoyu bilinci amacıyla da İstanbul’da köprüler turuncuya büründü.

“Yaradılanı Yaradan’dan ötürü sevmek” dinimizin gereği. “Kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ,sizin üzerinizde hakları vardır” Peygamber efendimizin emri. “Kadınlar içtimai hayatta erkeklerle birlikte yürüyerek birbirlerine yardımcı olacaktır” sözü Atatürk’e ait. Irkımız Altay Dağları’nın en yüksek yerine “Kadınbaşı” diyerek kadının yüceliğini vurgulamış. İbn-i Battuta seyahatnamesinde  “Burada tuhaf bir hale şahit oldum ki o da Türklerin kadınlarına gösterdiği hürmetti. Burada kadınların kıymeti ve derecesi erkeklerinden daha üstündür”cümlesiyle  gözlemlerini belirtmiş.  Ülkemde kadınlara 1930 yılında Belediye; 1934 yılında genel seçimlerde verilen seçme ve seçilme hakkı Fransa’da 1944, İtalya’da 1945, İsviçre’de 1971 yılında tanınmış. Dinimizde, ırkımızda, ülkemizde kadınlara değer verme duyarlılığında diğer dinler ve milletlerden daha öndeyiz kuşkusuz. Günümüzde ALO 183 “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile, Kadın, Çocuk, Yaşlı ve Engelli Destek Hattı” 24 saat her türlü sorunda vatandaşlarımızın yanında. Devletimiz Kadınlara yönelik geri dönüşümsüz kredi, el becerilerini geliştirme kursları, Meslek edindirme kursları ile pozitif ayrımcılık destekleri veriyor. Bacıyan-ı Meram Meram Belediyemizin kadınlarımıza yönelik  önemli bir hizmeti ülkemin bir çok destek veren kurumları gibi.

Günümüzde kadına şiddet önemli bir insan hakları ihlali olarak kabul ediliyor. Kadına yönelik şiddette kadın eksenli medya programlarının cinsellik, ihanet , aldatma , çok eşlilik konularını olağan olarak gösterme çabalarını  şiddetin nedeni olarak görenler de var, kadının ekonomik bağımsızlığının, özgürlüğünün olmamasını neden olarak görenler de. Kadının ekonomik bağımsızlığını olmazsa olmaz gösterenlerin geçmişte kılık kıyafet yasaları nedeniyle türban veya başörtüsüyle okuma ve kamuda çalışma, kamusal alana girmemeyi savunanlar olmaları da hazin. İster ahlak sorununu öne çıkaranlar olsun ister özgürlük savunucuları, burada da bir ülke klasiği yanlışa düşüyoruz bence. Sorun çocukluktan başlayarak eğitimle, bilinçlendirmeyle ve bir çok diğer çabalarla çözülebilecek bir dünya sorunu. İktidar-muhalefet suçlaması ile değil el ele çözülebilecek adımlar atılmalı. Konuya son yorumu Sn.Kılıçdaroğlu getirdi ve en azından şiddet uygulayan  işsiz erkeklerin yüreğine su serpti belki de “erkek işsizse , eve yeteri kadar para gelmiyorsa , akşam tencere kaynamıyorsa bu erkek de gelir hıncını karısından alır” sözleri ile. Bence eve ekmek getiremeyen, ailesinin isteklerini çözemeyen erkek daha teslimiyetçi olur ama Sn. Kılıçdaroğlu’nun sözleri üzerine magazin basını veya mahkeme kapılarına eşi,flört veya sevgilisi zengin erkek partnerlarından gördükleri şiddetle gündeme gelen ünlülerin kısa listesini sunmak istedim; Zeynep Tokuş, Arzu Yanardağ, Deniz Akkaya, Pınar Dilşeker, Tuğba Özay, Demet Akalın, Perihan Savaş, Derya Tuna, Asena…”

Birbirimizi yiyerek karnımızı doyuramayız” sözü rahmetli Süleyman Demirel’e ait. Öfke değil sevgi toplumu olmamız, şiddetten-kavgadan-bölünmüşlükten-didişmekten uzak yaşamamız dileğiyle.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Öztemel Arşivi
SON YAZILAR