Hasan Durucan

Hasan Durucan

UÇ, UÇ KELEBEK…

UÇ, UÇ KELEBEK…

 

Cumartesi günü tabiri caizse artık ligimizin ağır abilerinden Başakşehir’i şehrimizde konuk ettik. Malumunuz, yenildik. Ziraat Türkiye Kupası finalinde saf dışı bırakıp kupaya uzandığımız takıma kendi evimizde mağlup olduk. Hem de Riad Bajic’in golüyle yıkıldık. Bu maçla ilgili ne yazılır ne çizilir tam olarak bilemedim, bilemiyorum. Çünkü günler haftaları, haftalar ayları kovaladıkça her şey yılan hikayesine dönmeye başladı. Bekledim. Haftanın maçları bitsin de kafamda bazı şeyler daha iyi canlansın diye bekledim. Taraftarın nabzını ölçtüm. Acı da konuşurum, geleceğe umutla da bakarım. Lakin araftayım. Hocayı dinlersen her şey güllük gülistanlık, taraftara bakarsak yandık bittik ölüyoruz. İşte tam da bu noktada bazı şeyler kopuyor. Binlerce kilometre mesafe katederek deplasmanlara giden, çoluğunu çocuğunu da bu çileye ortak eden, armayı nerdeyse canı pahasına seven, sezona şampiyonluk parolasıyla çıkan büyük Konyaspor taraftarıyla takımı çalıştıran Rıza Çalımbay’ın yolları burada ayrılıyor. Geçtiğimiz yılı baz alırsak, takımın bu sezon ilk onun içerisinde kendisine yer bulması başarıdır. Yani yönetim başta olmak üzere Rıza Hoca ve ekibinin de düşüncelerinin bu yönde olduğunu düşünüyorum. Madalyonun bu tarafına baktığımızda ise taraftar, taraftardan öte şehir şampiyonluk istiyor. Özellikle de hemen hemen her sene şampiyonluğa oynayan takımların böylesine lige kötü bir başlangıç yaptığı süreçte bir hiç uğruna kaybedilen puanlar gelinen noktada birçoğunu isyan ettirdi. Ben Rıza Hoca ile birçok taraftarın arasında bağların daha oluşmadan koptuğu kanısındayım. Yani bu süreçten sonra bunun pek de düzeleceğini sanmıyorum. Oyunu okuyamadığını düşünenler, yanlış zamanlarda dokunuş yaptığını iddia edenler, iki maçlık süre tanıyanlar, istifaya davet edenler derken sosyal ağlarda millet aldı başını yürüyor. Mutlaka haklılık payları var. Hele ki bu takımı nerdeyse hiç yoktan kurup camiayı yaşamadığı büyük mutluluklarla tanıştıran Aykut Kocaman şuan boşta iken bazı sitem ve eleştiriler de tavan yapmaya başladı. Biz mi? Elimiz kalem tuttuğu için bir şeyleri ölçüp tartıp karalıyoruz. Birleştirici düşünüp bu yönde düşündüğümüzü kaleme almak varken neden ayrıştıralım. Ama artık hocanın üzerindeki şu ölü toprağını atıp bazı şeylere acilen müdahale etmesi gerekiyor. Ömer Ali Şahiner bu şehrin değeridir lakin onun yokluğunda çıkılan bir maçta bu takımın bu denli atağa çıkamaması insanı düşündürüyor. Fofana’nın vurdum duymaz tavırları, Yatabere’nin sol kanatta oynamaktan mutsuz olması, Jahoviç’in beklenilen performansın altında kalması demek eleştirilerin her hafta dozunun biraz daha yükselmesi anlamını taşıyor. Hazırlık maçı tadında geçen Başakşehir müsabakasından sonra statta titreyerek zaman geçirdiğim vakite üzüldüm. Bu cümle nasıl bağlanır bilmiyorum ama anlatacağım hikaye ile noktayı koyayım.

Zamanın birinde çok akıllı iki kardeş yaşarmış. Etrafındaki ve okuldaki bilgiler kendilerine yetmediğinden annesi onları bulundukları beldenin bilge adamına götürmüş. Kardeşler, bilge adama pek çok sorular sormuşlar ve her defasında kendilerinin tatmin olduğu cevaplar almışlar. Bilge adama sorduklarına ve aldıkları cevaplara çok sevinen ve mutlu olan çocuklar bir süre sonra bu işten sıkılmaya başlamışlar. Bilgenin bilemeyeceği bir soru bulmamız lazım diye düşünmüşler. Kardeşlerden biri, “Buldum” demiş. “İki elimin arasına bir kelebek koyacağım ve bilge adama ‘Avucumun içinde bir kelebek var, canlı mı ölü mü?’ diye soracağım. ‘Ölü derse kelebeği bırakacağım, canlı derse avucumu hafifçe bastıracağım. Her ne derse cevabını bilemeyecek!’ diye eklemiş. Kelebeği ellerinde tutan kardeşlerden biri, kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatmış ve sormuş. “Avucumun içinde bir kelebek var, canlı mı ölü mü?” Bilge, uzun uzun çocuğun gözlerinin içine bakmış ve  “Senin ellerinde evladım, senin ellerinde” diye cevaplamış. Rıza hocam bu takımın kaderi, bu taraftarın mutluluğu senin ellerinde; bilesin.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Durucan Arşivi
SON YAZILAR