Mustafa Balkan

Mustafa Balkan

Yarı hekim candan, “sahte öğretmen” neden eder?..

Yarı hekim candan, “sahte öğretmen” neden eder?..

Eğitimimizin ne durumda olduğunu ve kimlere kaldığıyla ilgili ödüllük bir haberin altına imza atmış; meslektaşımız Zafer Samancı.

Zafer’in haberi önce, 25 Ocak 2017 tarihli Anadolu’da Bugün’de “20 yıl sahte diplomayla öğretmenlik yaptı” başlığıyla manşetten çıktı. Haber Türk’de ise; 26 Ocak 2017 tarihinde “20 yıllık sahte öğretmen” şeklinde yer aldı.

Haberin özeti şu:

1996’da Nevşehir’de öğretmen olarak göreve başlayan 48 yaşındaki Hülya Ö. adındaki öğretmen, değişik şehirlerde görev yaptıktan sonra Konya’ya tayini çıkar. Selçuklu Adil Karaağaç Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde 9 yıl “Endüstriyel Otomasyon” öğretmeni olarak görev yapan kadın öğretmen, 1 yıldan beri de müdür yardımcılığı görevine getirilmiş. Öğretmen görevini sürdürürken, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tüm kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel hakkında inceleme başlatılıyor. Konya’daki inceleme sırasında tesadüfen Hülya Ö.’nün üniversite mezunu olmadığı ve diplomasının da sahte olduğu ortaya çıkmış. 

Hadiseden haberdar olan Milli Eğitim Bakanlığı, hemen harekete geçerek sahte öğretmenin görevine son vermiş. İl Milli Eğitim Müdürlüğü kanalıyla Konya Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuş. Şikâyet dilekçesinde, Hülya Ö.’nün 20 yıl boyunca aldığı maaşın iadesi ile birlikte evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediği gerekçesiyle cezalandırılması istenmiş. Gözaltına alınan sahte öğretmen Hülya Ö., adlî kontrol şartıyla serbest bırakılmış. 

 

***

Paralelcilere teslim edilen Milli Eğitim’de ve üstelik Konya’da ortaya çıkan bu olay, 15 Temmuz işgal girişimi yaşanmamış olsaydı acaba tesadüfen ortaya çıkar mıydı?..

Hâlbuki eğitim çok ciddi bir iştir. Tesadüflere asla yer yoktur.

Hele bu camiada ‘sahte öğretmen’lerin hiç yer bulmaması, barınmaması ve barındırılmasına dahi hiç müsaade edilmemesi gerekir.

Atalarımız boşuna “Yarı hekim candan, yarı imam dinden eder” diye söylememiş.

Her işi ehline yaptırmak gerekir. Hele hele maarif gibi çok önemli bir mevzuda bütün işler ehline tevdi edilmeli. Bir işi, o işte deneyim kazanmış, uzmanlaşmış kişiye yaptırmak lâzım gelir. Böyle birine değil de, o işte az buçuk bilgisi olanlara yaptırırsak olumlu bir sonuç alamayız. Üstelik iş yapıyorum diye o yarı buçuk bilgisi olan kişi, eski durumu da bozup büsbütün kötüleştirir. Ehline müracaat edilmez de iş taklitçilere kaldıysa/kalıyorsa vay halimize!

Nitekim ülkemizde eğitim sisteminin “yap-boz” haline gelmesi bu yüzdendir. Aslında eğitimde bozulma Ecevit döneminde başlamıştı.

Bir kere insan bozulmaya görsün…

Tamiratı mümkün olmuyor.

Bu sebeple eskiler gerçek anlamda “ÖNCE İNSAN” diyorlar, gereğini yerine getirmek için maarifin üzerine titizlikle giderek büyük bir incelikle titriyorlardı.

 

***

Yaygın medyada yer alan öğrencilerin öğretmenleri hakkındaki anlattıklarını okuyunca; bu sahte öğretmenle ilgili ne talebelerin, ne okuldaki diğer öğretmenlerin, ne okul idaresinin ne de okulu denetleyen milli eğitim müfettişinin yeterince bu öğretmenin hareketlerinden, konuşmalarından ve dikkati çeken hallerinden 10 sene boyunca hiç kuşkulanmadıkları ve şüphe duymadıkları anlaşılıyor.

Bu sahte diplomayı kim yaptı ve verdi?

Milli eğitim camiasında daha başka sahte diplomalı öğretmenler var mı?

Millî Eğitim Müfettişleri gerçekten ehil ve liyakat sahibi eğitimciler arasından seçiliyorlar mı? Meselâ “adam gibi adam” olan merhum Milli Eğitim Müfettişi Ahmet Yurdakul, doğru söylediği, doğru rapor yazdığı ve kendisine teklif edilen rüşvetleri kabul etmediği için başına nelerin geldiğiyle ilgili hiç merak edenler var mı?..

Bu ülkede sahte gıdalara dikkat ettiğimiz kadar çakma öğretmenlere ve taklitçi müfettişlere de dikkat edilmesi gerekmiyor mu?

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

Madem “Yarı doktor candan, yarı imam dinden ediyor” da, o halde yarı muallim neden eder?

Anlaşılan o ki, bu ülkenin gelecek seçimleri düşünen politikacılara değil de, gelecek nesilleri düşünen ehil ve liyakat sahibi idarecilere ihtiyacı var.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan Arşivi
SON YAZILAR