Mustafa Balkan

Mustafa Balkan

Değerler ve  gençler

Değerler ve  gençler

Kısa adı UMED olan Uluslararası Medya ve Enformasyon Derneği’nin sosyal medya vasıtasıyla yaptığı “Sizce hangisi değerlerimizi ve gençleri en fazla hedef alan programlardır?” sorusuna verilen cevap; “ %73 İzdivaç/ Yarışma/ Show”,  “%11 Dramatik Diziler”,  “%10 Eğlence / Magazin” olarak sıralanıyor.

 

***

Sosyal bir anarşi olan zina nasıl aile kurumunun temeline konulan dinamitse, formatları aynı olan bütün izdivaç programlarını da ben, “nikâh” müessesesini ortadan kaldırmak için formatlanmış çok tehlikeli bir oyun olarak değerlendiriyorum.

Burada hedef kitle Müslüman gençliktir.

Ortadan kaldırılmaya teşebbüs edilen değerler sistemi de nikâh, aile, iffet, ismet, ar, hâya, edeb ile İslâm ahlâk ve faziletidir.

 

***

“Ateş alamıyorum”la başlayan ve dekolte (açık saçık) elbiselerin revaçta olduğu bu programlarda, 28 Şubat’ta ekranlara çıkartılan Fadime benzeri kişilik bozukluğu ayarlarıyla oynanmış, laik düşünen ve birtakım insânî özelliklerini yitirmiş, sevgi ile mutluluğu kendisine talip olarak gelen erkeklerin şehvetli bakışlarında arayan,  dinî ve millî hiçbir ölçü ve kalıba oturmayan birtakım ne üdüğü belli olmayan kalıpların arandığı ve lanse edildiği, ahlâk, edep, nikâh ve aile gibi kutsal değerler ile bu değerlerin mukaddes kitabımız Kur’an’daki âyetler ile hadislerin de zaman zaman alaya alındığı ve küçümsendiği de müşahede edilen bu programları izlemenin de dinî açıdan ne kadar çok tehlike arzettiği de ortada.

 

***

Eskiden aileler, açık saçık afişlerin yer aldığı sinemaların önlerinden dahi geçmez iken, televizyonu evin en baş köşesine misafir olarak oturttuğumuz ve üzerini de dantelli örtüyle kapattığımız senelerden bu tarafa acaba hayatımızda ne ve neler değişti?..

Bazen filmlerde öpüşme sahnesi olurdu, o sahneler çıktığında ya kafamızı kenara çevirir bakmazdık ya da yerimizden kalkar televizyonu kapatırdık, kanal değiştirmek gibi bir lüksümüz yoktu çünkü tek kanal vardı.  Yerimizden kalkmadan değiştirmek gibi bir lüksümüz de yoktu çünkü kumanda yoktu.  Günümüzde sınır tanımayan kanal ve program sayısı ile birlikte artık “öpüşme sahneleri” gayet normal hale geldi. Hatta öyle bir durum söz konusu ki aileler bir arada otururken ismini bile anmak istemediğim bazı dizilerde erotik sahneleri gayet rahat bir şekilde izleyebiliyor, izledikleri dizilerde yenge ile yeğeni çarpık ilişki yaşayabiliyor hatta dizideki yenge ölünce toplumun üzülmesi sağlanabiliyor. Bu durum bilinçaltına yerleştirilen mesajlar ile gelenek ve göreneklerin bile değiştirilebildiğinin göstergesidir.  Algı operasyonu diye adlandırdığımız ve ekranların aracı olarak kullanıldığı “yozlaşmayı meşrulaştırma süreci”  maalesef bir çığ gibi büyüyor.

Acaba neden?..

Beyinlerin yıkandığı ve işdiş edilerek insanların mankurtlaştığı 21. Yüzyılda, Müslüman inancı da törpülene törpülene bambaşka kalıba sokulmuş ve her gruba, cemaate göre algılanabilen bir İslâm inancı ve görüşü ortaya çıktığından dolayı olmasın…

Yediğimiz GDO’lu gıdalar, aldığımız ilâçların bu başkalaşımda ve dönüşümdeki etkisi de cabası…

 

***

Devletleri avuçlarının içine alan ve milletleri ekonomik esaret altında tutan Küresel Güçler, artık ülkeleri işgal etmek, milletleri köleleştirmek için tankla, tüfekle, topla savaşmıyor.  Çağımızın savaşları ekranlarla oluyor, ekran dediğimiz nesne sadece Büyülü Kutu, sinema değil, bilgisayarlar, tabletler ayrıca akıllı dedikleri cep telefonları…

Genç beyinler birileri tarafından kirletiliyor, İslam toplumunun hassas ayarları ile oynanıyor. Eskiden radyoların ince ayarları vardı, bir bozuldu mu doğru düzgün çekmez hışırtı yapardı. Toplumun ince ayarları ile oynanıyor, sonra hayıflanıyoruz ne oldu bize böyle diye...

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

Küresel güçler bizden düşünmeyen, üretmeyen bir dünya toplumu istiyor. Eğer geleceğimizi düşünüyorsak, dinî, millî bütün değerlerimize sahip çıkmak konusunda samimiysek hepimize inanın çok iş düşüyor!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan Arşivi
SON YAZILAR