Bahtsız şehzadeler
Gelin bugün tarihte bir zaman yolculuğu yapalım. Tahta çıkmak için yetiştirilen Şehzadelerin, taht oyunları sayfasını şöyle bir aralayalım;
Şehzadelerin tahta ulaşabilmek için verdikleri mücadeleler, onları destekleyenler, kışkırtanlar, ortada bırakanlar, taraf değiştirenler tarihin hâlâ araştırılan karanlık sayfalarına gömülü.
Şehzadeler, vefayı da vefasızlığı da dolu-dolu yaşamayı çok küçük yaşlarda öğrendiler.
Osmanlı’da kardeşiyle birlikte bir arada olan, kardeşine kıymadığı gibi onu Vezirliğe yükselten Alaeddin Ali Paşa olarak anılmasına da vesile olan Osman oğlu Orhan Gazi’dir.
Şeyh Edebali’nin rahleyi tedrisinden geçen Şehzade Alaeddin Ali, Orhan Gazi’nin sağ kolu olarak, yeni devlete büyük hizmetler yapan bir devlet adamı olmuştu.
Lakin, taht yolunda, Orhan Gazi gibi davrananlar nadirdi.
Tarih tekerrür ede ede kahroldu. Lakin insanlar ne tarihi dikkate aldılar ne de tekerrür meselesini. Öngörüler biçildi…Nefesler kesildi…Adalet terazisinin oku, mili şaştı…İnsanlar kendini de aştı, bendini de haddini de…
Vebal denen kavram paramparça olsun diye uçurumdan aşağıya atıldı. Lakin, vebalin onları uçurumdan attığını ve paramparça ettiğini anlayamadılar. Taht kavgaları toz duman devam etti.
*****
Keşke Osmanlı Sultanları ve devlet adamları, Sultanların kardeşlerini, yeğenlerini ortadan kaldırmak yerine, onları yaşatacak yöntemler geliştirebilseydiler.
Bugün Osmanlı hanedanında henüz kundakta olanlar da dahil olmak üzere kaç Şehzadenin ortadan kaldırıldığı meselesi tarihin karanlıkta kalan, kapak kaldırılmayan konularından birisidir.
Taht ve iktidar mücadelesinin ne denli acımasız olduğunun da bir göstergesidir.
Şanssız ve bahtsız Şehzadeler o kadar çoktu ki…
Osmanlı hanedanında, tahta geçen padişahlar kundakta olsalar dahi, kardeşlerini büyük bir soğukkanlılıkla katlettiler. Katledilmeleri emrini verdiler.
Verilen ölüm emri, sadece kardeşlerini değil, kardeşlerinin karılarını, varsa çocuklarını, amcalarını, onların karılarını ve çocuklarını hatta babalarını öldürmeye kadar varabiliyordu.
Bu katletme, o dönemde meşrulaştırılmak suretiyle sistemli bir hale getirilip yasalaştırıldı. Bazı Şeyhülislamlar, bu katliama karşı durabilmiş, bazı canları kurtarabilmişse de genel anlamda istenen fetvalar verilmiş ve katletmeye devam edilmişti.
*****
Birinci Ahmet’in babası olan III. Mehmet 29 yaşında Padişah olmuştu. Tahta çıktığı günün gecesinde, sadece 4'ü yetişkin olup, içlerinde kundaktaki çocukların da bulunduğu 19 kardeşini boğarak öldürttü.
Osmanlı Hanedanı 1389’da ilk katledilen Şehzade Yakup’tan tam 214 yıl sonra, Sultan I. Ahmet döneminde, kardeş katline son verdi.
Şehzadeler, kendilerine haremde ayrılan odalarda ölümü bekler gibi bekliyorlardı.
Bahtı yaver gidenin bir gün kapısı açılıyor, “Padişahım çok yaşa” diye tahta davet ediliyorlardı.
Bu olaylarda psikolojisi karmakarışık Şehzadelerin var olmasına yol açmıştı.
Bugün, Manisa’da merkez Şehzadeler İlçesi, Sultanlığa açılan kapı olan Manisa’nın adını devam ettirirken, Amasya, haklı olarak Şehzadeler şehri olarak anılıyor.
Manisa ve Amasya aynı zamanda bu şehirlerde Sancak Beyliği yapan Şehzadelerin Sultanlığa uzanan yollarının şahidi oldular. Bu şehirlere daha sonra Kütahya, Konya ve Trabzon’da katılmıştı…
Taht bir kişiye nasip olunca, bahtsız Şehzadeler, bugün dahi cevabı verilemeyen olayların kurbanı oldular.
*****
Selçukluda Alaeddin isimli Şehzadelerden üç tanesi, Selçuklu tahtına oturdu. Uluğ Keykubad denilen Alaeddin Keykubad, bu Sultanların ilkiydi.
Ağabeyi I. İzzettin Keykavus, kardeşine kıymamış, Sultanlığı süresinde onu göz altına almış
Selçuklunun göz alıcı yıllarının yolunu açmıştı.
İktidara giden yolda, Selçukluda, en zorlu mücadele II. Kılıçaslan döneminde yaşanmıştı. Sultan, ülkesini on bir oğlu arasında paylaştırmış, yerine de en küçük oğlu Gıyasettin Keyhüsrev’i geçirmişti. Kılıçaslan öldükten sonra, on bir kardeş birbirine girmiş, en büyük kardeş olan Rüknettin Süleyman, Sultan olmuş, kardeşi Gıyasettin, ağabeyinin ölümünden sonra, tekrar tahtın sahibi olmuştu.
Selçuklunun yükselme yıllarında en küçük kardeşin tahta çıkma hadisesine en çarpıcı örnek, İzzettin Keykavus ve Alaeddin Keykubat’ın babası olan Sultan Gıyasettin Keyhüsrevin taht mücadelesiydi.
*****
Osmanlı’da Alaeddin isimli iki Şehzade vardı. Birincisi Osman Bey oğlu Şehzade Alaeddin Ali…Annesi Bala Hatun, dedesi Şeyh Edebali idi…Orhan Gazi’nin kardeşi…Danışmanı, Osmanlının ilk Veziri…
Diğeri, II. Murat oğlu, Şehzade Alaeddin Ali…Tahtın varisi. O tahta otursa belki de tarihler, geleceğin Fatih’ini sadece Şehzade Mehmet diye anlatıp geçeceklerdi.
Şehzade Alaeddin Ali’nin, ölümüne av kazası diyenlerde oldu, suikast diyende.
Orhan Gazinin oğlu Süleyman Paşa, Balkanlarda kaleler, hisarlar, şehirler fetheden bir Şehzadeydi. Orhan Gazinin göz bebeği, devletinin umuduydu.
Bir av kazasında hayatını kaybetmese, tarihler Şehzade Murat diye bir Şehzadeden bahsedip geçecekler, Murat Hüdavendigar diye bir Sultandan söz eden olmayacaktı.
Belki de ağabeyler, kardeşlerine kıyacaklar, Fatih ve Murat Hüdavendigar iktidar yolunda katledilen Şehzadeler olarak anılacaklardı.
Osmanlı’da ilk kardeş katli, Murat Hüdavendigar’ın Kosova sahrasında şahadetinden sonra yaşanmıştı. Şehzade Beyazıt’ın, küçük kardeşi Şehzade Yakub’u, baban seni görmek istiyor diye çağırtıp, öldürtmesiyle başladı her şey.
*****
Yıldırım Beyazıt’ın dördüncü oğluydu Çelebi Mehmet. 1402 Ankara savaşından sonra yaşanan Fetret devrinden o galip çıktı.
Yıldırımın hayattaki altı oğlundan Mustafa’yı Timur, yanında Tebriz’e götürmüştü. Geriye kalan beş kardeş arasındaki uzun süren mücadeleyi Çelebi Mehmet kazandı. En büyük kardeşleri olan Süleyman, Edirne ‘de Sultanlığını ilan etse de taht kavgalarında hayatını kaybetti.
Fatih’in oğlu Beyazıt’ın en küçük oğlu Şehzade Selim de, kardeşlerini yenerek, tahta oturmuştu.
Osmanlı’da Ertuğrul oğlu Osman Bey, kardeşlerinin en küçüğüydü. Ağabeyleri Gündüz ve Savcı Bey, onun Beyliğine karşı durmadılar. Amcası Dündar Beyi de Osman ortadan kaldırdı.
Osmanlı, Osman Bey’den sonra ilginç bir şekilde küçük kardeşlerin yolunu ve bahtını açan bir hanedan oldu.
Osman Bey, Murat Hüdavendigar, Çelebi Mehmet, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni ve Hürrem Sultan’ın oğlu Şehzade Selim küçük kardeşler olarak kaderin onlara çizmiş olduğu yoldan yürüdüler.
Orhan Bey’den sonra Süleyman Paşa, Yıldırım Beyazıt’tan sonra Şehzade Süleyman, II. Murat’tan sonra Şehzade Alaeddin Ali, II. Beyazıt’tan sonra Şehzade Ahmet, Kanuni’den sonra Şehzade Mustafa Osmanlı tahtına otursaydı, acaba tarihin seyri ne olurdu?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.