Milletin adı Türk’tür

Bazı billboardlarda “Milletin adı Türkiye” şeklinde yazılar dikkat çekmeye başladı.

Milletin adı, TÜRK’tür. Türkiye ise bin yıldır bu coğrafya ’ya hâkim olan ve üç devlet kuran Türk Milletinin, bu coğrafyaya verdiği şerefli bir isim.

Kaldı ki, tarihler bu olayı ispatlamaktadır.

Nasıl mı?

Gelin sizinle Haçlı seferleri döneminde Anadolu’ya gidelim ve bir tespiti sizlerle paylaşalım.

“Sultan Mesud da tıpkı babası I. Kılıç Arslan gibi Bizans’a ve Batı dünyasına karşı Türk tarihinin en mükemmel ve en başarılı vatan savunmasını yapmıştır. Daha da önemlisi, o, bu emsalsiz vatan savunması ile özellikle Batı dünyasına Anadolu’nun bir Türk yurdu olduğu gerçeğini kabul ve tescil ettirmiştir. Nitekim, Batı dünyasının tarihçileri, II. Haçlı seferi sırasında Türklerle dolu olarak gördükleri ve onların büyük bir gayretle savundukları Anadolu’yu, bundan böyle “Turkhia, Turquia” yani “Türkiye” adıyla anmaya başlamışlardır. 1148” “Diyâr-ı Rûm”un (Roma Ülkesi=Anadolu) “Türkiye” Hâline Gelmesinde Türk Kültürünün Rolü” “Türkiyat Araştırmaları Dergisi sahife 12.”

Haçlı kaynakları, Anadolu’da Haçlı seferlerini durduran Türklerin yurduna, “Turkhia, Turquia” dediler.

Araplar, Selçuklara Rum Sultanlığı demekle birlikte, Diyar-ı Rum (Rum Ülkesi ya da Rum Bölgesi).

Anadolu coğrafyasını Türk Milletine vatan yapan milletin adı ise bin yıldır hiç değişmedi.

Türk Milleti.

Anadolu karış karış fethedilirken yanımızda ne Araplar ne de bir başka millet vardı.

Türk Milleti devlet kurma özelliğine sahip bir millet olarak dikkat çekti. Dünya üzerinde bulunduğu coğrafyalarda, sistemini kuran ve devletini ilan eden bir yapıyı Türk Milletinden başka bir millette bulamazsınız da göremezsiniz de.

İşte onun içindir ki; Türkiye, Türk milletinin adı değil, üzerinde devletler kurduğu coğrafyanın adıdır.

*****

Ziya Gökalp, Ergenekon şiirinde diyordu ki;

“Börteçine kurdun adı, / Ergenekon yurdun adı, / Dört yüzsene durdun hadi, / Çık ey, yüz bin mızrağımız!”

Demir dağlar eridi, Mızraklar çıktı, tuğlar göğe yükseldi, Hakanlar orduların başına geçti. Yürüdüler uçsuz bucaksız Asya coğrafyasında.

Hazar denizinin kuzeyinden de geçtiler, güneyinden de…

Kimi kollar Karadeniz’e, kimi kollar Akdeniz’e erişti. Nice devletler kurdular.

Ötüken ilk Payitahtlarıydı. Üç kıtaya yayıldılar. Adı Türkiye diye anılan Anadolu coğrafyasına Malazgirt zaferiyle girdiler, Miryokefalon zaferiyle Türklük mührünü bastılar.

Binlerce yıldır Türk’tü adları. Yaşadıkları ve hüküm sürdükleri coğrafyalarda herkes onları Türk ismiyle çağırdı.

Göktürk diye bir de devlet kurdular.

Aynı yolu izleyen Gazi Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Cumhuriyeti dedi kurduğu yeni devlete.

Bu devleti Türk Milletiyle birlikte kurduğunu her defasında söyledi, anlattı.

Ne Mutlu Türküm Diyene dedi… Taş kırılır, tunç erir; ama Türklük ebedidir dedi… Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur dedi…

Türkiye Cumhuriyeti’ni, Türkiye Milleti diye bir millet kurdu demedi.

Çünkü milletin adı Türk Milletiydi…

Billboardlarda olduğu gibi “Milletin adı Türkiye” değil…

*****

Mehmet Emin Yurdakul, “Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet, / Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir;” demişti.

Haykırdı şairler…

Rahmetli Dilaver Cebeci, “Türkiyem şiirinde, şöyle sesleniyordu; “Baş koymuşum Türkiye'min yoluna / Düzlüğüne, yokuşuna ölürüm, / Asırlardır kır atımı suladım. / Irmağının akışına ölürüm.”

“Deli sular, salkım-saçak söğütler, / Kışlada kumandan, asker öğütler, / Yaylalarda ata biner yiğitler, / Bozkurt gibi bakışına ölürüm.”

Ne diyordu Mustafa Yıldızdoğan, “Ölürüm Türkiyem” şarkısında,

“Baş koymuşum Türkiye′min yoluna / Düzlüğüne yokuşuna ölürüm /Asırlardır kır atımı suladım / Irmağının akışına ölürüm Türkiye'm / Ölürüm Türkiye′m, ölürüm Türkiye'm”

Adil Turan, “Türkiye” şiirinde diyordu ki;

“Türkiye, doğduğum, / Türkiye, doyduğum, / Türkiye, konduğum yurt! / Sevgim, inancım özlemim! /Beşiğimi salladın, sendedir mezarım. / Sen, gönlümde yatan memleketim.”

Şairlerin dilinden Türkiye böyle bir Türkiye…

Binlerce yıla, “TÜRK” diye damgasını vurmuş Türk Milletinin adı nasıl Türkiye olur?

Üstelik, Türkiye, o koç yiğitlerin, uğruna şehit düştüğü ülkesinin adıyken…

*****

Türk Milletinin bin yıldır vatan yaptığı, bir zamanlar yirmi milyon kilometre kareye sığamadığı, üç kıtada şanla, şerefle at koşturduğu dönemlerin doğduğu bu coğrafya Anadolu coğrafyasıdır.

Bu coğrafya, sayısız isyanları, işgalleri, hilekâr hainleri, kumpas kuran düzenbazları, yüzüne gülüp, insanı sırtından hançerleyen dost geçinenleri gördü.

En yakını bildiklerinin karşısına dikildiği dönemleri az yaşamadı.

Bu coğrafyada gözü olanlar hiç bitmedi, tükenmediler. Yurt tuttuğumuz Anadolu’yu, vatan yaptığımız Anadolu’yu ölümüne savunduk.

Bu topraklar dikensiz bir gül bahçesi hiç olmadı.

Hep engellerle, tuzaklarla ve entrikalarla karşı karşıya kaldı.

İç ve dış düşmanı hiç eksilmedi. Anadolu’da gözü olanlar, bu coğrafya içerisinden kendilerine taraftar ve işbirlikçi bulmakta hiçbir zaman zorluk çekmediler.

Anadolu coğrafyasında yaşayacaksanız, yaşamaya devam edeceksiniz, bu topraklardan ayrılmayı zerrece düşünmeyeceksiniz, hiçbir olay sizi şaşırtmayacak.

En güvendiklerinizin… Bel bağladıklarınızın… Kendinize sırdaş ettiklerinizin…

En yakınınıza kadar gelmesine müsaade ettiklerinizin ihaneti ile karşı karşıya gelmek mümkün bu coğrafyada.

Çünkü, bin yıldan beri o kadar çok olay yaşandı ki…

Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden günümüze akseden olaylar bunun delilidir.

*****

Diyarbakırlı Süleyman Nazif, "Bu toprağı Türk'ün kanı yoğurdu, annem beni bugün için doğurdu." sözleriyle kime ne anlatıyor hiç düşündünüz mü?

Bütün dünyada, Türk demek, aynı zamanda Müslüman demektir. Böyle bilinir! Böyle anlaşılır! Böyle kabul görür!

Hele ki Türkiye'de yaşıyor ve Türkiye'den gelmişseniz!

Kapıkule'den Avrupa’ya doğru bir çıkın bakalım.

Ne diyecekler size?

Ya Turco! Ya Türken! Ya Turk!

İyi de o zaman, billboardlarda arzı endam eden “Milletin adı Türkiye” neyin nesi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Git artık Temmuz

30 Temmuz 2025 Çarşamba 00:01

Ortalayıp gitmek

28 Temmuz 2025 Pazartesi 00:02

Haminin Hikayesi

26 Temmuz 2025 Cumartesi 00:02

Ne gökte ne yerdeyim

25 Temmuz 2025 Cuma 00:01

Bu millet seken adamı sevmez

23 Temmuz 2025 Çarşamba 00:01

Memleketin dört bucağı

21 Temmuz 2025 Pazartesi 00:02

Taş Düştünün Hikayesi

19 Temmuz 2025 Cumartesi 00:01

Gülün ahı

18 Temmuz 2025 Cuma 00:01

“Gökteki yıldızın üçü terazi”

14 Temmuz 2025 Pazartesi 00:03

Nişan Atanın Hikayesi

12 Temmuz 2025 Cumartesi 00:03