Erol Sunat

Erol Sunat

Bakliyat günü!

Bakliyat günü!

Geçtiğimiz hafta yani 10 Şubat, Dünya Bakliyat günüydü. Nohut, Fasulye, Kırmızı Mercimek, Bakla, Bezelye, Börülce, Barbunya, Soya fasulyesi, Yeşil Mercimek, Sarı Mercimek, Mısır’ın günüydü.

Ne onlar gününü görebildi ne de biz!

Dünya bakliyat gününde, bakliyatımız dünyanın değişik kıtalarından ve ülkelerinden ithal ediliyor.

Son dönemde, fasulye Meksika’dan, Nohut Hindistan ve Arjantin’den, Kırmızı ve yeşil mercimek Kanada’dan, pirinç ise Tayland’dan geliyor!

Mesela nohutlu pilav yapacaksınız!

Pirinç Asya’dan, Nohut Güney Amerika’dan kıtalar arası bir lezzet oluşacak!

Ülkemizde Fasulye; İç Anadolu’da, Akdeniz ve Karadeniz bölgesinde yetişiyor!

Nohut; Kahramanmaraş ve Isparta’da…

Kırmızı Mercimek; Mardin, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da…

Yeşil Mercimek; İç Anadolu’da…

Pirinç; Edirne başta olmak üzere Çorum Samsun, Sinop, İzmir, Manisa, Balıkesir ve Kastamonu’da.

Bizde nohutlu pilav yapmak isteyen, Çorum-Osmancık Pirinci ve Kahramanmaraş yada Isparta nohuduyla bu işi yapabilir mi?

Yapar yapmasına da, olsa da, yapılsa da yesek gibi bir laf dolaşır orta yerde…

Sağıma baktım ithal, soluma baktım ithal! Nerede benim ürünlerim, nerede o fasulyeler, nohutlar?

Tarım şehri Konya, tarım ülkesi Türkiye! Üzgünüz amma, Adımız Tarım, her şeyimiz yarım!

Nohutlu Pilav yapmak için, nohut ister, pirinç ister, yağ ister, ocak ister, gaz ister, tuz ister!

Bütün bunları alacak, yapacak, kotaracak yiğit ister!

Dünya bakliyat gününde “Dert bir değil elvan elvan” diyenleri, diyemeyenleri, demek isteyenleri belli ki ne duyan oldu, ne gören, ne de dile getiren!

*****

Bakliyatın şahı kim deseniz, yüzde 90’ınımız fasulye der geçer.

Yaygın adıyla kuru…

Kuru Fasulye yani…

Kendi meşhur, türküsü meşhur!

“Bu Fasulye yedi buçuk lira / Hem kaynasın, hem oynasın…” diye devam edip gidiyordu sözleri.

Edirneli meşhur Klarnetçi merhum Deli Selim’in, bu hareketli ve güzel türküsünü içimizde bilmeyen var mı?

Bu Fasulye 20 lira…Bazı marketlerde daha da pahalı…

Pazarlarda dahi 17-18 lira civarında…

Bu ülkede yaz-kış sofralardan eksik olmayan fasulye…

Bakliyatın gülü…

Değişmezi…Vazgeçilmezi…Ekmek neyse, fasulyede neredeyse o…

Bu ülkede ekmek arası bilinmezken, insanımızın, suyunu süsüp, bir ekmeği bıçakla yarıp, içine birkaç kepçe fasulye koydurup, karnını doyurduğu bir nimet!

Rahmetli Kazım Ağa sağ olsaydı, ne derdi bu işe, ne derdi bu fasulye fiyatına…

Mesela kaça satardı fasulyeyi?

*****

Sonra nohut var!

Nohutlu pilav damak zevkimiz!

Hatırlı ve bizde hatırı olan bir yemek çeşidimiz!

Evlerin dışında, oldukça revaçta olan bir sokak lezzetimiz!

Gelelim mercimeğe…

Yeşil mercimeğe halk arasında kara şimşek derler!

Kara şimşek sofra kültürü zengin olan ülkemizin değişik bir zenginliği.

Mercimek deyince akan sular durur.

Mercimek çorbası ise, milli çorbamız Tarhanadan sonra ikinci sıraya getirdiğimiz ve vazgeçemediğimiz çorbalarının başında.

Hele ki lokantalarımızın olmazsa olmazı.

Mercimek çorbasının olmadığı lokanta, pişmediği hane mi var?

Lakin bakliyata gelen zamlardan sonra kilosu 25 lirayı bulan mercimek, nasıl alınacak, nasıl çorba yapılacak diye insanımızı kara kara düşündürmeye devam ediyor!

Bakliyat günü denince bütün bakliyatlar gözümüzün önünden geçti birer, birer!

Onlar olmadan bir mutfak düşünebilir misiniz?

*****

Bakliyat ürünlerinin var olduğu mutfaklar, ev kadınlarının güvencesi ve sigortasıdır.

Elinin altında fasulyesi, nohudu, mercimeği, pirinci olan bir ev kadını için, ne pişireyim derdi yoktur.

Diyeceksiniz ki, iyi, hoş amma, bu anlatılanlar dünde ve geçmişte kaldı kalacak hallere düştü!

Bakliyat gününde kara kara düşünenlere döndük.

Bakliyat ateş pahası… Yanına varabilene aşk olsun…

Fasulye alsak, nohut alamıyoruz. Mercimek alsak, pirinç almadan çıkıyoruz marketlerden…

Pazarlardan ise her birinden yarımşar kilo almaya kalksak, sebze-meyve almaya paranız kalmıyor!

Haksız mı insanlar? Değiller elbet!

KDV’nin yüzde 8’den, yüzde 1’e çekilmesiyle birlikte yüzde 7 daha ucuzlamadı mı bakliyat?

Yani kilo başına bir lira, bilemediniz iki lira civarı!

Bu birkaç liralık indirim, akaryakıta gelecek ilk zamda, gerisin geriye eski haline dönecek, hatta, üzerine birkaç lira daha koyacak diyenler, ben söylemiştim, dinleyen olmadı diyecekler!

*****

Yapılan her açıklamada korunan, arkasında olunan, yanında durulanlarız! Lakin, “Şimdi uzaklardan bakan ben oldum” türküsü misali, market vitrinlerine, pazar tezgahlarına uzaklardan baktığımızı bir türlü görmek ve işitmek istemiyor büyüklerimiz!

Zaten elektrik ve doğalgaz faturalarıyla bağrımız yandığı kadar yandı. İki ayağımız bir pabuca girdi yine olmadı…Çıkamadık o faturaların içinden…

Tüketiciyi koruyoruz, zam yapacaktık yapmadık, zamları yansıtmadık, kimseyi enflasyona ezdirmedik, indirim yaptık, yapmaya devam edeceğiz deniliyor!

Bakliyatta durum malum! İndirim var indirim gibi değil!

Bakliyat, mutfakların vazgeçilmezi, olmazsa olmazı…

Bir zamanlar kendi ülkemizde yetiştirdiğimiz, şimdi ise her birini dünyanın bir ucundan ithal ettiğimiz bakliyatla aramız nasıl mı?

İyi olmasına iyi gibi amma…Market raflarına bakarsanız aramız bayağı bir limoni…

Mercimek uçtu…Fasulye ve Nohut 20 lira bandında…Barbunya ve Börülceyi ne siz sorun ne biz söyleyelim!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Mayıs

01 Mayıs 2024 Çarşamba 00:02

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR