Konya'nın Beyşehir ilçesinde, park haline dönüştürülecek eski otogarın bulunduğu alanda yapılan araştırma kazısında kale kapısı ya da burç olduğu düşünülen sur kalıntıları ortaya çıkarıldı. Ancak bendeniz ortaya çıkarılan bu kalıntının, burç değil de Kaleden günümüze intikal etmeyen kapılardan birisi olduğunu düşünüyorum. Zira Kuzey kapısı, kaleden geriye kalan tek kapı olup kapılardan ikisi günümüze ulaşamamıştır. Bunlardan biri, Eşrefoğlu Külliyesi’nin doğusunda, diğeri ise kalenin göl ile birleştiği batı istikametindeydi. 1934 tarihli eserinde M. Yavuz, kalenin doğu kapısının İçerişehir Mezarlığı’nın yanında olduğunu ve o tarihte kapıya ait izlerin bulunduğunu söyler. Bahsi geçen mezarlık günümüzde Eşrefoğlu İlköğretim okulunun bulunduğu yerde idi.  Burada ilçe tarım müdürlüğü ile ilkokul arasında surlara ait duvar kalıntılarını azda olsa görmek mümkündü. Bugünkü Eşrefoğlu İlkokulu bahçesinin duvarı altında kalan bazı kale surları, okula yapılan ilave sırasında ortadan kaldırılmıştır. Böylece kaleye ait son parçalar da büyük oranda yok edilmiştir.

Şimdilerde bazı evlerin bahçelerinde ve bodrumlarında sur duvarlarına ait izlere tesadüf edilmektedir. Bu kalıntılardan hareketle kalenin sınırları aşağı-yukarı tahmin etmek de mümkündür.  İ. H. Konyalı'ya göre “Kopuzoğulları’nın evinin dibinde” olduğu belirtilen batı kapısına ait bazı izler de evlerin bahçelerinde hala görülebilir. Bu nedenle, yapılacak arkeolojik çalışmalarda elde edilen bulgular, arkeolog ve sanat tarihçileri tarafından değerlendirilerek bu yapının ne olduğu ile ilgili mutlaka yerinde tespitler yapılacaktır. Ancak uzun yıllardır Beyşehir'le ilgili çalışmalar yapan bir tarihçi olarak söz konusu yapı kalıntısının Beyşehir Kalesi'ne ait doğu kapısı olduğunu düşünüyorum. Bu yapı, kalenin doğu kapısına ait bir kalıntı değilse dahi, doğu kapısı ile bağlantılı olacağı kesin olduğundan kalenin ikinci kapısını mutlaka bulunan kalıntının hemen yakınlarda aramak gerektiğini düşünüyorum.