Yeni bir haftaya merhaba derken sadece ve sadece Konya’yı yazma adına yine kendimizin koskocaman bir fotoğrafını çekmeye çalışacağız.

Adı hangi bayram olursa olsun, program ya da açılış nerede nasıl olursa olsun millet olarak artık bıçakla kesilmiş ekmek gibi ikiye ayrılmış durumdayız. Toprağımız, suyumuz, güneşimiz, buğdayımız, başağımız, unumuz aynı olsa da artık iki parça millet olmuşuz.

Bizleri savaşlarla, iç ve dış hainlerle, baskılarla bölüp parçalayamayan alçak mı alçak şeytan mı şeytani güçler emellerine ulaşmış, bizi bölüp parçalamayı başarmış gibi görünüyorlar. Haaa bu mübarek millet en acı gününde yine tek yumruk olmaya olur ama bu bölünme, iki kutuplu millet olma işini gelin, bizi yönetenler bir küçük not olarak köşeye yazsınlar olmaz mı?

……………

İşte bir 10 Kasım daha geride kaldı.

Peki, 10 Kasım 2018 tarihe ne diye kayıt altına alınacak?

Şimdi ben 10 Kasım 2018 Konya başlığı altında bazı paragraflar açayım siz yanlışım olursa bana düzelttirin olur mu?

10 Kasım sabahı Anıt’taki anma töreni Konya’nın değil Türkiye’nin gündemine girdi. Yahu ne olmuş, ne vardı burada?

Yeni Valimiz Cüneyit Orhan Toprak’ı daha ayağının tozu ile yerden yere vuranı mı ararsınız, yoksa tören sorumlularını mı ya da ya da valinin fırçasından kendilerince mal bulmuş gibi yararlanmaya çalışanları mı?

Hakkari’den geleli daha bir hafta olmuş bir Vali’ye yardımcı olunacağına topu Vali Bey’e atarsanız burada yetkili ve etkili bürokratlardan siyasilere kadar herkes sorumlu olur. O hata yaptı bu hata yaptı peki sonuç? Sonuç Türkiye’de herkes Ata’yı andık derken Konya çirkin görüntü fotoğraflar ve yorumlarla anıldı durdu.

Anıt alanından ilk bize ulaşan bilgi de bir yetkili şöyle diyordu “Abi yeni valimiz ilk potunu kırdı :) Malum bu tür törenlerde ilk saygı duruşu yapılır sonra İstiklal Marşı okunur. Vali Bey tam tersini söyledi ve yapılmayınca kızıp organizasyonu yapanları görevden alın dedi. Ulusal basına da yansıdı bu durum farkındasınız.”…

Bir valinin hele hele ülkenin en sıkıntılı yerlerinden birinden nerede ise bu tür resmi törenlerin her gün yapıldığı bir yerden gelen Sayın Toprak’ın böyle bir hata yapacağına inanmadım, inanmıyordum da.  O anda benim ilk yorumun önce saygı duruşu ardından İstiklal Marşımızın okunması ile ilgili resmi yazılı bir yönetmelik yoksa belki de bu Yeni Türkiye için yeni bir uygulamadır diye düşündüm.

Sonra baktık işi uzattıkça uzattılar. Oysa o andaki kızgın öfkeli(!) Sayın Vali Konya Çimento Güzel Sanatlar Lisesinin idareci öğretmen ve öğrencilerinin muhteşem gösterisini de izledi. (Ben yine orada değildim ama her yerden olduğu gibi sıcak ve canlı canlı bilgiler fotoğraflar yağıyordu) Ama kimse burayı görmek istemiyordu ya da görmüyordu.

………….

Burası Konya bir şey yaparken, yazarken, konuşurken çok dikkatli olacaksınız. Siyasi görüşünüz, cemaatiniz, derneğiniz, takımınız ne olursa olsun burası Konya… Ben onu bilir, onu söylerim.

Severseniz sevmezsiniz ama kim için olursa olsun vefat eden bir insana niye söverseniz ki?

Bakın bir abimiz o gün için sosyal medyada şöyle bir paylaşım yapıyordu “Yahu nasıl bir ülke olduk. Bir yerlerden düğmeye basılmış gibi. Dünün CHP’sinin çıkarı gibi kullandığı Atatürk mü yoksa bizim sahte mücahitlerin kullanmaya çalıştığı Atatürk mü? Allah rahmet eylesin deyin bitsin…”…. 

Olay bu değil mi? Ya susacaksın ya da Allah rahmet eylesin deyip geçeceksin. Niye sövüyorsun ki. Sövene de bakıyorsun Allah korusun içimizde en iyi Müslüman o, en dürüst Müslüman da taaa kendisi. Mübareği tanımasak (!) yazdıklarını okuyanlar onu evliya sanacaklar. 

……………

Geçtik sövüp saymayı.

Bakın biz ne haldeyiz?

10 Kasım günü okullarımızda sınıflarımızda kendilerince mütevazi törenler yapılıyor. Kimi sınıfta 50 kişi var kimisinde 3 kişi var. Bir sınıf öğretmeni törende sunum yapacak öğrencisi gelmeyince her veliyi aradığı gibi o veliyi de arar “Hocam çocuğunuz gelmedi” der. Veli hem de öğretmen olan veli şöyle der “Çocuğumu göndermeye gerek görmüyorum…”

Yaaaa olay bu baylar, bayanlar. Bunu diyen sizin bizim milletin çocuğunu okutup eğitecek olan öğretmen. A be hocam biraz da cesur olaydın da sövseydin ya (!)

Biz bir ekmeğin iki yarısıyız. İster kabul edin isterseniz kabul etmeyin. Ama yerseniz biz bugün ne yazık ki iki parça olmuş bir durumdayız.

10 KASIM’DA YİNE CİĞERİMİZ YANDI

İşte bu 10 Kasım günü yine içimize bir alev alev bir kor parçası düştü. Önce Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Ortaklar Süngü Tepe Üs Bölgesindeki mühimmat deposunda meydana gelen patlama sonucu 7 Mehmetçiğimizin vefat haberi geliyordu. Daha sonra ilerleyen saatlerde bu şehitler içinde 26 yaşındaki Konyalı Topçu Uzman Çavuş Halil Daş’ın da olduğunu öğreniyorduk. Dün de şehidimizi toprağa veriyorduk. Tören bitecek. Şehit toprağa verilecek. Hava karınca herkes evine gidecek ve kendi dünyasına dönecekti. Ama o şehidin anası hem o sabah hem de her gün sabah akşam ağlayacaktı. Bu 10 Kasım’ın yine içimizi yakan, ağlatan ve daha çok ağlatacak bir acı haberi idi.

KONYASPOR GALİBİYETİ BURUK BİR TESELLİ OLDU

Beş haftadır galibiyet yüzü göremeyen Atiker Konyaspor çok şükür bu 10 Kasım günü galip geliyordu. Kimse kusura bakmasın ama bizim bazı beceriksiz ve bencil futbolcularımıza rağmen o gün Allah’tan önce rakip takım kendi kalesine golü atarak bizi rahatlatıyor sonuçta da hem Rıza Hoca’yı kurtarıyor hem de bu kara günde tesellimiz oluyordu.

10 KASIM GÜNÜ REFİK BAŞKAN’DAN

SON SİYASİ KARARI DA GELİYORDU…

O gün bizim için her günkü gibi inanılmaz bir koşturmaca içerisinde geçiyordu. Olay sadece Atatürk’ü anma töreni, şehidimiz ya da futbol oyunu değildi ki her yerden siyasi bilgiler, dedikodular ve istihbaratlar geliyordu. En net siyasi bilgilerden birisi de Sayın Rerik Tuzcuoğlu’ndan geliyordu. Refik Başkan Meram’dan gittikten sonra bizim kendisi ile olan muhabbetimiz kat be kat artıyordu. Önce Kayseri ardından da Ankara’daki tüm gelişmeler Refik Başkan’ın sayesinde bize ulaşıyordu. Tabii ki biz bunların 10 tanesinden 9’unu sizlerle paylaşmıyorduk. 10 Kasım günü de böyle oldu. Refik Başkan Konya ile ilgili siyaset ile ilgili pek çok bilgi paylaşımı yaptı. Ama bunlardan bugün paylaşacağımız tek konu var. Adı sık sık aday olacağı yönünde bize ulaşan Refik Başkan bu konuda net konuşuyordu;

“Uğur abi, Beyefendi (Sayın Cumhurbaşkanımızı kastediyor) çağırıp emretmediği takdirde veya şehirden net ve kesin bir talep olmadıkça ben Konya’da siyaseti düşünmüyorum”…

Refik Başkan’ın Konya’da siyaset için kararı bu kadar net ve kesin idi. Biz bu bilgiyi de siz değerli dostlarımızla paylaşalım istedik.

Sağ ve sağlıklı olursak hayırlısı ile inşallah bakalım gelecek yıl 10 Kasım, Konya için neler gösterecek değil mi?

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız bir de cehaletin bedelini hesaplayın

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Trafik ekiplerimiz haklı olarak Muhacir Pazarı bölgesinde denetimlerini yaparken bir de o bölgede dört koldan yasaları, kuralları kazımayarak kaldırımlara çıkan, yollara çift sıra park yapıp adeta meydan okuyan cesur (!) sürücüler için cezai işlem yaptıkları ve bunlara köklü bir çözüm buldukları zaman daha iyi ADAM oluruz.