Rasim Atalay
Abdülhamidhan’ın huzurunu kaçırdılar
Başlığa bakınca aklınıza evlad-ı Fatihan, Sultan Abdülhamit Han gelmesin…
Mevzu, Konya’nın merkezindeki iki büyük ilçe olan Selçuklu ile Meram’ı adeta birbirine bağlayan bir gerdanlık gibi olan, şehirde önemli bir alternatif trafik hattı hüviyetine sahip Abdülhamithan Caddesi’nde yaşanan huzursuzluklar…
Hani beylik bir laf vardır ya ‘Buraları eskiden hep üzüm bağıydı…’ diye.
Büyük bir bölümü Selçuklu ilçesi Parsana Mahallesi’nden geçen, Buhara Mahallesi’ni de kapsadıktan sonra Erenköy Mahallesi ile birlikte Hanaybaşı Mahallesi üzerinden Meram Tıp Fakültesi’ne ve oradan da Beyşehir Çevreyolu’na kadar uzanan uzunca bir caddeden söz ediyoruz.
Eskiden dümdüz ve bomboş bir arazi ve üzerinde koyunların otladığı bir yerken şimdi şehrin en güzel ve en gözde yerleşim yerlerinden biri...
Abdülhamid Han Caddesi ile birlikte çehresi tamamen değişti.
O kadar işlevsel, o kadar kullanışlı bir cadde ki, buranın dününü bilenler, bugününü görünce şehri idare edenlere şükranlarını sunmaktan geri durmuyorlar.
Yukarıda da bahsettiğim gibi bu cadde, Selçuklu ilçesini Meram ilçesine bağlayan alternatif bir yol oldu. Günün her saatinde de vızır vızır kullanılıyor.
Caddedeki hız sınırı belli. 60-70 kilometre gibi bir hızla ilerlediğinizde önünüze gelen tüm ışıklardan kırmızıya yakalanmadan geçebiliyorsunuz. Bu yolun müdavimleri de kuralına riayet ederek yolu kullanıyor. Dolayısıyla cadde ne kadar yoğun bir trafiğe sahip olursa olsun kolay kolay tıkanmalar yaşanmıyor.
Abdülhamidhan Caddesi kıymetli mi kıymetliyken, bir takım olumsuzluklar da cadde üzerinde evi bulunanlar başta olmak üzere yaşanan bu olumsuz manzaraları gören herkesi rahatsız ediyor.
Rahatsız olmayacak gibi de değil…
Kuralsızlık, belli saat dilimlerinde ve özellikle insanların istirahat ettikleri zamanlarda alıyor başını gidiyor…
Caddenin uzun ve geniş olması, başkalarını rahatsız etme konusunda herhangi bir hassasiyeti olmayan arsızları cezbediyor.
Şöyle ki, gecenin ilerleyen saatlerinde, kan uykudasınız. Derin bir uykuya daldığınız anda ardı ardına geçen, hız sınırı bilmeyen, kural tanımayan motosikletlerin gürültüsü sizi bir anda uykunuzdan uyandırabiliyor.
Gürültünün ardı arkası kesilmiyor!
Sadece motosikletler mi?
Arabalarla da gecenin ilerleyen saatlerinde yolu ralli pisti gibi kullananlar oluyor ki Allah korusun yaşanabilecek her türlü trafik kazasına, kazalar sonucu meydana gelebilecek her türlü acı tabloya ayan beyan mahal veriyorlar.
Dur durak bilmeyen bu arsızlardan şikayetçi olanların sayısı bir hayli fazla… O kadar fazla ki neredeyse her gün telefon, mesaj veya mail gibi yollarla gazetemize onlarca kişi bu konuyu gündem etmemiz için talep geliyor.
Yapılması gereken aslında çok bariz belli. İnsan olan, başka bir insana rahatsızlık vermemeli. Bu konuda kahir ekseriyetimiz hemfikir… Lakin ne yazık ki, gürültülü azınlık, sessiz ve sakin çoğunluğu artık çekilmez düzeye gelecek seviyede rahatız edebiliyor. Gelen mesajları okutsam ağzınız açık kalır. Bebeğinin korkuyla uyandığını söyleyenler, deprem olduğunu zannedenler, çocuklarının yürek kakkınlığına uğradığını ifade edenler…
Neler neler…
Kurallar insanlar içindir. Ve bu kurallar uyulması için ortaya konulmuştur. Caddedeki hız sınırı da bu çerçevede belirlenmiştir. Yine gürültü egzozlar da bu kurallar silsilesi içerisinde yasaktır. Bunlara uymayanları cezalandırmadığımız sürece ise önünü alamayız.
O nedenle bölge halkının da üzerimdeki yoğun baskısı ile birlikte bu konuyu dile getirmek icap etti. Emniyetimizden özellikle gecenin ilerleyen saatlerinde malum Abdülhamidhan Caddesi üzerinde uygulama yapmalarını elçilik görevim gereği arzu ettiğimizi bildirmek isterim.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.