Rasim Atalay
Kötü günler geride kaldı, daha kötü günler geliyor
Şöyle geçmişe dönüp bir baktım da neredeyse her üç yazımızdan birini su, susuzluk, kuraklık, su kıtlığı ve su sıkıntısı üzerine yazmışız…
Yazdıklarımız içerisinde de duamız, niyazımız hep ‘Allah susuzlukla bizi sınamasın’ şeklinde olmuş…
Geçtiğimiz günlerde ikamet ettiğim bölgede büyük bir su krizi yaşandı. Günün yarısı diyebileceğimiz geniş bir zaman diliminde, saatlerce su gelmedi…
Ana şebekede yaşanan bir sorundan ötürü kaynaklanmıştı su kesintisi. KOSKİ ekipleri sağolsunlar, gece demediler, gündüz demediler, hızlı bir şekilde çalışarak suya yeniden yön verdiler. Arızayı giderip susayan tesisatları suyla kavuşturdular.
Bu birkaç ya da saatlerle ifade edeceğim zaman dilimi içerisinde suyun hayatımızın ne kadar içinde olduğunu bizzat görmüş, yokluğunu sınamış oldum.
Düşünsenize musluğa gidiyorsunuz, su akmıyor…
Tuvalet ihtiyacınız var ama karşılayamıyorsunuz…
Duş alacaksınız, alamıyorsunuz…
Bir süre sonra bulaşıklar mutfak tezgahında ya da bulaşık makinesinde birikiyor…
Kirli çamaşırlarınız ortalığa dökülüyor, yıkayamıyorsunuz…
Bütün bunlar çok basit bir şekilde 3-5 saat susuz kalınca evde, yani kendi küçük dünyamızda başımıza gelen sorunlar silsilesi…
Bunu mahallemiz, ilçemiz, şehrimiz, bölgemiz ve ülkemiz geneline yayıversenize…
Tamam tamam yaymayalım tabi ki…
O büyük sorunla hiçbir zaman yüzleşmeyelim. Böyle bir senaryonun gerçek olduğunu varsayalım… Ne olur o zaman?
Sözü uzatmaya gerek yok, su olmazsa hayat olmaz! Kırılır, dökülür gideriz…
KOSKİ bir uyarı yaptı az bir zaman önce.
Dedi ki, Konya’yı besleyen en önemli su kaynaklarından biri olan Altınapa Barajı’nda su miktarı yüzde 5’in altına indi…
Barajdaki su miktarına bakıldığında 1 milyon 483 bin metreküp suyun var olduğu görülüyor.
Konya’daki su abonesi sayısı ise 1 milyon 224 bin 886…
Bu verilere göre Konya’daki her haneye yaklaşık 1,2 litre su düşüyor. Yani Altınapa Barajı’ndaki su miktarı kişi başı değil, hane başı sadece 1,2 litre…
2,5 milyon nüfuslu şehrimizde bunu nüfusla kıyaslayacak olursak her birimize sadece yarım litreden biraz fazla su düşüyor.
Biz şunu biliyoruz ki bu oranla Altınapa Barajı’nda su almamız mümkün değil.
KOSKİ’nin resmi sitesinde de yer alan bilgilere göre Konya’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Bağbaşı Barajı’nda da su seviyesi dibi görmüş. Yüzde 13 civarında bir su var. O suyun da bu oranla Konya’ya gelmesi pek mümkün görünmüyor.
Bilmeyenler de bilsin, Konya’da yerüstü suyu kalmadı. Yeraltı suyunu hızla çekiyoruz. Açılan derin kuyulardan geliyor kullandığımız yahut içtiğimiz su.
Kasım ayının sonuna geldik…
Geçmiş yılların aynı mevsimlerinde yaşanan bereketli günleri, Eylül ayı ile birlikte başlayan yağmuru, Kasım başında düşen ilk kar tanelerini, içinde bulunduğumuz zaman diliminde özellikle şehrin yüksek kesimlerinde kartpostallık görüntüler oluşturan kar birikintilerini ve kısa bir süre sonra da şehir genelinde oluşan beyaz örtüyü hatırlıyorum.
Bir de bugüne bakıyorum… 18 Kasım 2025 Salı… Saatler 15:30’u gösteriyor. Dışarıda bahardan kalma bir hava… Güneş hâlâ yakıyor, kavuruyor. Sanki mevsim kışa değil bahara yürüyor.
Dünden bugüne gelinen süreçte çok şey değişmiş anlaşılan. Ve Allah esirgesin kötü günler geride kalmış da sanki daha kötü günlerin gelmesini bekliyormuşuz gibi bir his doğuyor içime.
Allah sonumuzu hayreyleye…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.