Bizim nesil gaz lambaları ile büyüdü.

Derslerimizi gaz lambasının ışığı altında yapardık.

Gazın isinden lambanın camı kararır, ışığı daha gür olsun diye analarımız pırıl-pırıl yapardı. Zaman-zaman fitilin kömürleşmiş ucu tıraş edilirdi ki, daha çok ziya versin.

Yani anlayacağınız, dünümüzü unutmadık.

İnsanoğlu elindeki ile yetinmiş olsaydı, bugün hâlâ taş devrini yaşıyor olurduk.

Halimize şükretmesini de bileceğiz, her şeyin daha iyisine talip de olacağız.

Söz lambadan açılmışken, elektrik kesintilerini konuşalım isterseniz.

Bu devirde elektrik kesintisini anlamak çok zor.

En azından ben anlamıyorum.

Bir yanda uzaya attığımız haberleşme uyduları fırıl-fırıl dönerken, biz dünya âleminde elektrik kesintileri ile uğraşıyoruz.

Sistemi öyle kurun ki, hiçbir arızadan etkilenmeyelim.

Benim televizyon zevkimi engellemeye hakkınız yok. Akvaryum balıklarımı oksijensiz bırakamazsınız. Derin dondurucudaki nevalelerin bozulmasının sorumlusu sizsiniz.

Bu sözlerim elektrik idaresindeki tüm çalışanlara.

Borcumu zamanında ödemediğimde beni cezalandıran sistem, vatandaşı çileden çıkardığı zaman da kendisini cezalandırmalıdır.

Abonelik sözleşmesinde kurum kendi haklarının korunması için bir sürü madde yazarken, şunu da ilave etmelidir.

“Programlı ya da programsız tüm kesintilerde, bu kesintiden etkilenen tüm abonelere tazminat ödemeyi taahhüt ediyorum.”

Tek taraflı sözleşme olmaz.

Kendi haklarını nasıl korumaya alıyorsa, abonenin de haklarını korumaya almalıdır. O zaman iş biraz daha ciddiyet kazanır. O zaman hatası veya ihmali olanlar kendilerine daha çok çeki düzen verirler. Şimdi ne yapılırsa yapılsın, herkesin kesesine kalıyor. Böyle olunca da “el elin eşeğini türkü söyleyerek” arıyor.

Bu durum ayrıca kurum için de bir kayıptır.

İki saat elektrikler kesildiğinde, binlerce abonenin kullanacağı enerjiden kurum zarar etmektedir.

Elbette (Allah vermesin) çok büyük afetlerde kimsenin kimseye söyleyeceği bir şey olamaz. Ama basit nedenlerle elektrik kesilmesi bu devirde bize yakışmıyor.

Bekliyorum ve talep ediyorum. Sözleşmede bizim tüketici olarak hakkımızı koruyan maddeleri de görmek istiyoruz.

Her şeyin daha iyisini istemek biz insanların hakkıdır.

Biz buna layığız çünkü.