Prof. Dr. Mehmet Kamanlı

Prof. Dr. Mehmet Kamanlı

Hür düşünce

Hür düşünce

Toplum içinde yaşayan insan onun meseleleri üzerinde düşünmeden edemez ki bu da aynı zamanda kendi varlığı üzerinde düşünmektir aslında. Zira fert bedenini tabiata; dil, adap/erkân, bilgi, kültür ve sosyalliğini topluma yani mensup olduğu milletin ta kendisine borçludur.
Tabiat diye bahsettiğimiz olgu da teknik, mekanik, geometri ve matematik gibi alanlarda kesin/müşahhas bilgilere ulaşıldığı halde sosyal olgulardır. Henüz birbirinden farklı görüşlerin ortaya konulduğu deneme/yanılmaların henüz aşılamadığı bir durum söz konusudur. Bugün tüm dünyada müspet ilimler hemen hemen aynı olduğu halde inançlar, ideolojiler ve resimler arasında büyük farklılıklar görülür.
Serbest piyasa veya vahşi kapitalizm ya da devletçilik veya sosyalizm. Bir de bunlara ait din olguları mezhep farklılıkları ve tarikatları söz konusudur.
Ya hazır bir doktrine inanacağız ya da her şeyi yeniden düşüneceğiz. Eğer hazır bir doktrine inanacaksak o bile düşünmeyi gerektirmiyor mu? 
Sorun da bu zaten. 
Düşünmüyor, tartışmıyor, kıyaslamıyor, körü körüne inanıyoruz.
YARADAN’ın ortaya koyduğu düzen, intizam, işleyiş bizi dar kalıplarla dogmatik düşüncelerle değil geniş bir yelpazede tabi bilimler muhacenesinde düşünmeyi mecbur kılıyor. Bütün bu çeşitlilikte aslında belirli kuralları bize dayasa da düşündüğümüzde aslında rengârenk bir hayat bize kollarını açıyor.
Bana göre, bize göre, ona göre düşünce, kendini serbest ve hür hissetmeli gerçekler dünyasına ‘denize dalar’ gibi her defasında yeni şevkle ve istekle dalınmalıdır.
Her an yeniden nefes alıyorsak düşünce de öyle olmalıdır ve herkes her meseleyi kendi hesabına yeniden düşünmelidir. 
Yunus’un;
‘Her dem yeniden doğarız,
Bizden kim usanası’ dediği gibi...
Ancak kim böyle yapabiliyor? Alışkanlıklarımız, yerelliklerimiz, kalıplarımız, benliklerimiz, egolarımız, duygu ve düşüncelerimizin etrafını sararak varlıkla ilişkimizi, temasımızı, iletişimimizi kesmiyor mu?
İnsan düşünen varlıktır derler. Duygu ve düşüncelerimizin kabuk bağlamasına izin vermememiz gerekiyor.  
Denemeliyiz, denemeliyiz tekrar denemeliyiz.
Yazmalıyız, konuşmalıyız, tartışmalıyız, okumalıyız. 
Kendimizi serbest ve hür hissetmeliyiz, birine ya da bir şeye bağlı olmadan.
Hür düşünceye inanıyorum ancak ısrarla savunduğum değerleri de asla göz ardı edemem, etmem. Bunların başında da dinimiz ve üzerinde yaşadığımız coğrafya, Anadolu’nun insanları ve onun meseleleri… Onları nasıl unuturum
İçimde hiçbir millete, mezhebe, dine ve insana karşı düşmanlık hissetmiyorum. Fakat Türk’e Türklüğe, İslamiyet’e, hürriyete, hak ve adalete karşı tehdit, saldırı olunca geriliyorum, daralıyorum, kendimi sıkıyorum.
Yine de bu işleri yaparken hangi vasıta ile olursa olsun duygu ve düşüncelerimizi başkalarına anlatmak gerekiyor. 
Yunus’un dediği gibi;
‘Sevdiğimizi demez isek; sevme derdi bizi boğmaz mı?’

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Mehmet Kamanlı Arşivi

BİZ

06 Mayıs 2019 Pazartesi 00:04
SON YAZILAR