İnsanlığın kanayan yarası: Gazze
Bu hafta, Gazze'deki İNSANLIK DRAMI ve dağıtılmayan yardımlar hakkında konuşacağız.
7 Ekim 2023 tarihinden bu yana, Gazze'de kelimenin tam anlamıyla dünyanın bugüne kadar görmediği, büyük bir INSANLIK DRAMI YAŞANIYOR.
Buradaki en acı olay; bütün dünyanın gözü önünde ve kimsenin hiçbir şey yapamaması ve çaresizce izlemesi olayıdır.
Dünyanın dört bir yanında vicdanlı, ahlaklı, insaniyetli ve yüreği yanan insanların, halkların meşru ve haklı milyonlarca insan adeta ayağa kalkıyor, protesto ediyor ama dünya devletleri, yönetimleri acziyet içinde hiçbir şey yapmıyor, yapamıyor.
Alınan yüzlerce birleşmiş Milletler(BM) yaptırım kararı ve Uluslararası Mahkeme kararlarına rağmen, vahşet devam ediyor. Bir de açlık vahşeti buna ekleniyor.
Bu yazımızda açlık vahşetine değineceğiz. Gelecek yazımızda ise vahşetin diğer boyutlarına bütün yönleriyle ortaya koymaya çalışacağız.İsrail, Gazze'yi uzun süre havadan bombalayarak adeta yerle bir etti. Taş üstünde taş bırakmadı. Neredeyse ayakta hiçbir bina kalmadı. Taş ve moloz yıkıntıları arasında halkın gidebileceği hiçbir yer kalmadı. İnsanları evsiz yurtsuz bırakarak açlığa ve dolaylı ölüme mahkum etti. İnsanların derme Çatma barınaklarına, zor şartlarda bulabildikleri çadırlara bile saldırdı. Hiçbir üretimin hiçbir ticaretin olmadığı, dünyaya açılan tek sınır kapısı Refah Sınır(Gazze-Mısır sınır kapısı)kapısını da kapatarak, Gazzelileri açlığa ve yokluğa mahkum etti. Bu durum büyük bir İNSANİ KRİZE döndüğü bir zamanda, Dünya çaresiz izlerken, bütün dünyadan insani yardımlar, Gazzeliler için Mısır'a yağmaya başladı ama vahşi İsrail Refah Sınır kapısından en ufak bir yardım girmesine müsaade etmiyor, engelliyordu. Bu esnada bir haber yayıldı dünyaya..
Ürdün, Gazzelilere uçaklarla havadan yardım kolilerini atıyordu.. İşte bu haber tam da insanlık için UTANÇ demekti. Peki ne mesaj vermek istiyordu İsrail?
Ben izin vermezsem en ufak bir yardım kolisini bile sokamazsınız Gazze'ye demek istiyordu.
Ürdününün ardından Amerika Birleşik Devletleri(ABD) aynı şekilde havadan yardım kolileri bırakıyordu Gazze'ye.. Amerika da Dünya'ya şu mesajı vermek istiyordu: "İsrail istemezse hiçbirimiz Gazze'ye yardım sokamayız.."
ABD, Dünya'nın çaresizliğini bu şekilde pekiştiriyordu.
Bu olay aklıma merhum Necmettin Erbakan'ın şu sözünü getiriyordu:
"Irkçı emperyalist İsrail, laftan anlamaz ancak güçten anlar..!"
Bu olay bunun en güzel kanıtıydı.
Zaman içinde köşeye sıkışan İsrail, rehinelerin bırakılması için Hamas'la anlaşmak zorunda kaldı .
Yapılan anlaşma gereği:
-Her bir İsrailli rehine'ye karşılık, 100 Filistinli esir serbest bırakılacak.
-Refah Sınır kapısından günlük 600 yardımının girişine izin verilecek.
-İsrail işgal ettiği Gazze'den askerlerini geri çekecek.
-Ateşkes boyunca saldırı olmayacak(böylece Filistinliler bombardıman olmadan rahat bir nefes alacak)
-Anlaşmanın ikinci ve üçüncü aşamaları görüşmeleri yapılacak.
Ama tabi İsrail'e güven olmadığı gibi yine sözünde durmadı. Rehinelerin büyük bir kısmını aldıktan sonra tekrar anlasmayi bozdu. Ve yine zulümlerine devam etti.
İsrail'in aymazlığındaki en büyük pay, öncelikle İslam ülkelerinin, sonra iki yüzlü Avrupa ve Amerika'nındır.
Peki ne olacak, nasıl olacak bu böyle devam mı edecek?
Diğer ülkeler ne yapabilir, biz ne yapabiliriz?
Gelecek yazımızda bu konuları ele alacağız .
Görüşmek üzere ..
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.