Macaristan- Budapeşte-1

Macaristan- Budapeşte-1
 Muhabir
Duygular, psikolojinin alanında, ferde has olarak ele alınırmış.

Duygular, psikolojinin alanında, ferde has olarak ele alınırmış. Bunu neden yazdım derseniz, Türk Tarihin seyrine bakılırsa, Viyana, Belgrad, Sofya ve Budapeşte gibi şehirlerde oldukça fazla tahribata da uğrasa, medeniyetimiz ve kültürümüzün hâlâ ayakta olmasındandır diyebilirim.

İnsanoğlu çok karmaşık bir yapıya sahiptir. İnsan beyni hatırlama, öğrenme, düşünce ve ifadelerin gelişmesine, ferdin özel alanlara direkt olarak girişine imkân vermektedir. Bir başka ifadeyle ferdi, düşünce ve akıl yürütme yönlendirirken, aynı zamanda kuvvetli duyguların, ihtirasların etkisindedir.

fikret-hoca-gezi-1.jpg

fikret-hoca-gezi-2.jpg

Bendeniz de bir zamanlar Türkün kadim tarihine mal olmuş çok yer gördüm ve her biri bende oldukça derin izler bıraktı. Belki de fazlaca hassas biri olmam sebebiyledir ki ziyaret ettiğim tarihimize mal olmuş şehirlerde kültürümüze ait az da olsa ayakta kalan eserlerin bende bıraktığı izlerin tesiridir. Macaristan’da Mohaç muharebesi ile başlayan zaferler, Budin, Buda, Peşte, Zigetvar ve Estergon ile devam etti. 150 senenin üstünde Osmanlının yönettiği Macaristan, uyandı ve birşeyleri anladı.

fikret-hoca-gezi-3.jpg

fikret-hoca-gezi-4.jpg

Macaristan’a ilk ziyaretim. 1995 da olsa da o zaman pek bir şey anlamamıştım. Zira arabayla buraya Avusturya üzerinden gelmiş, transit olarak da Sırbistan’a geçmiştim. O zamanlar Avrupa ülkelerinden bazılarının güvenli olmaması, Macaristan’ın daha güvenli bulunması sebebiyle de geceyi Macar-Sırbistan sınırında önemli bir tarım bölgesinde yer alan Szegad şehrinde geçirmiştik. Daha sonraları birkaç seyahatim daha olmuş, Macaristan’ı doğudan batıya, kuzeyden-güneye gezmiştim.

fikret-hoca-gezi-5-001.jpg

fikret-hoca-gezi-6-001.jpg

Başkenti Budapeşte olan Macaristan, Orta Avrupa'da Karpatlarda kurulu ve denize kıyısı olmayan bir ülke, 10 milyon kadar nüfusa sahiptir. Ülkenin toprak büyüklüğü Konya’nın iki katı, resmî dili Fin-Ugor dillerinden olan ve Avrupa Birliği'nin 24 resmî dilinden biri olan Macarcadır. Macarlarla Türkler akraba milletler olsa da bu gerçek son birkaç senede hayli yaygınlaşmaya başladı. Bu gelişmelerden mevcut Devlet yapısının da etkisi olsa gerek. 2000’li senelerin başında bir toplantıda karşılaştığım Macar asıllı bir bilim insanının “biz akrabayız” demesine şaşırmıştım. Diğer bir olay da yine bir seyahatimde karşılaştığım Macar asıllı Tamaş isimli bir çiftçinin beni evinde ağırlamasıydı. Öyle ki sanki Türkiye’de bir köyde ama varlıklı bir evde ağırlanıyordum. Ağırlama şekli de Türk usulü olup yemeklerde, çorba, etli pilav ve patates yemeği, ayran yanında kuruyemiş, kekli çay, meyve ile son bulmuştu.

fikret-hoca-gezi-7-001.jpg

Macaristan gerçekten özel bir ülke. Burayı özel bir ülke yapan coğrafik konumu yanında güzel, verimli topraklarıdır. Macaristan’da yaşayan halkın % 95’i Macar asıllı, % 3 kadar da çingene var. Daha çok sarışın ve iri yapılı Duygulu ve içli insanlar. At çiftlikleri ve at oyunlar ile festivallerde yer almalarına doyulmuyor. Çoğu siyah, koyu doru veya kahverengi ve çizgili Nonius Macar atı en meşhurudur. 200 seneyi aşkın zamandan bu yana süregelen atlı çobanlık geleneği, günümüzde de devam etmektedir. Macarca Csikos denen atlı çobanlar özellikle gurur kaynağı olan bu Nonius atlarının da tanıtımını yaparak eski geleneklerini birer eğlence haline dönüştürmüşlerdir. Bunlardan birine büyükbaş hayvan almak için gittiğimiz bir dönemde dostum Tamaş (Almancası Tomas) ile seyretmiştim.

fikret-hoca-gezi-8-001.jpg

Avrupa standartlarında gelişmiş bir ülke olmasa da, görülen odur ki milli seferberlik duyguları fakirliği aşacak gibi görülmektedir. Zira tabii kaynakları da buna müsaittir. Özellikle geniş ve verimli Macar Ovası tarım ve gıda yanında turizm ile öne çıkmaktadır. Nereden baksak bakalım bu mahzun ve yetenekli insanlar ve ülke için anlatacak çok şey olsa da en önemlisi başkenti Budapeşte’dir. Onca ülke ve şehir gördüm, gezdim ancak beni etkileyen birkaç şehirden biri de Budapeşte’dir, diyebilirim.

fikret-hoca-gezi-9.jpg

fikret-hoca-gezi-10.jpg

Budapeşte’yi ciddi anlamda ilk 2006, sonrasında birkaç defa daha ziyaret ettim. O zamanlar yeni toparlanmaya çalışan Macaristan’ın Budapeşte dışında diğer bölgeleri oldukça geri durumda idi. Türkiye’de hayvancılığın büyük işletmeler dönüştüğü bir dönemde Budapeşte den hayvan getirmek için birçok şehri ve tarım çiftliklerini ziyaret ettim. Yolu dahi olmayan, çamur deryası ve üzeri dahi kapatılmamış çiftliklerde hayvan varlığı fena değildi. Bu da biz bir şey anlatmaya yetiyordu. Sonraki yazımızda Macaristan ve en iyi şehri Budapeşte’yi ele alacağız.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.