Erol Sunat

Erol Sunat

Online Çılgınlığı!

Online Çılgınlığı!

Efendim, online kelimesi, teknolojinin sunduğu nimetler ve internet nedeniyle artık bizim halk dilimize yerleşmiş sözcüklerden biriymiş!

Halk diline yerleşmiş demek bir hayli iddialı bir cümle olsa da, gelişmeler hoş bir seyir izlemiyor!

Online kavramı serseri bir mayın gibi…

Türkçemizin neresine dokunsa, yıkıp, döküyor.

Hiçbir şey olmaz diyenlere ne mi diyelim?

Zaten, Türkiye, İngiltere’nin bulunduğu adada bir bölge!

İskoçya ile Galler’in arasında olduğu tahmin ediliyor!

Yok daha neler diyeceksiniz de…

Dilin kemiği mi var?

İnternet, bizi neredeyse Arslan yürekli Richard’la akraba edecek!

Teknolojinin nimet diye sunduğu online gibi kelimeler, Türkçemizi kaldırıp bir köşeye fırlatmış durumda.

Öğretmen kardeşimiz, kusura bakmayın, online dersim vardı, dönemedim diyor!

Online, İngilizcede “on” açık, “line” hat kelimelerinden oluşuyor. Bir yerde açık hat gibi bir şey…

İşin tuhafı, online kelimesi yerine geçecek bir kelimemizin neden olmayışı…

Bu soruyu eğitimcilerimizin bugüne kadar neden sormadığı,

Türk Dil Kurumunun neden bu işe müdahale etme kararı alıp,

Bu kelime Türkçe değil, kullanılamaz diyemediği ise bir hayli düşündürücü!

Belli ki, online onlarında çok hoşuna gitmiş!

Online aşağı, online yukarı, derken, hepimiz online olmak üzereyiz vesselam!

 

*****

Arkadaşım sitede şimdi online oldu diyorlar ya…

Yarı Türkçe, yarı İngilizce, garabet mi, garabet bir cümle…

Türkçe desen değil, İngilizce desen değil?

Ne dili bu?

İnternetçe filan mı?

Neymiş arkadaşının aktif olup olmadığı ile ilgiliymiş!

Anlayan anlıyor, çoktan anladı deyip geçebilmek işin en kolay tarafı.

Türkçemizi ne kadar perişan ettiğimizin farkına ne zaman varacaksınız?

Bu soruya dahi…

Online olarak mı?

Diye cevap alırsanız hiç şaşırmayın!

Kantarın topuzunu haddinden fazla kaçırdığımızı henüz kabullenen yok!

 

*****

Ancak biz bu online konusunu fazla abarttık.

Özelikle Milli Eğitimde…

Pandemi okullarımızı kapattı. Öğrenciler, öğretmenlerinin yüzüne hasret kaldı.

Çocuklarımız online eğitim alabilmek için zorlanıyorlar.

Birçoğunun henüz tableti yok, bilgisayarı yok, akıllı telefonu yok! Olanlarda, internet erişiminde güçlük çekiyorlar.

Sonra bu saydıklarımızın fiyatları nedense hiç gündemde değil?

Hatırlarsanız, bizde meşhur bir cümle vardır.

“Hazırlıksız yakalandık!”

Bu cümle birçok kurum için yıllardan beri klişe ve halen geçerli!

Online eğitime de hazırlıksız yakalandığımızı, öğrencilerden, öğretmenlerden ve velilerden dinleyebilirsiniz?

Keşke, tabletlerde dahil olmak üzere, bütün bu hazırlıklar yapılsa, internet alt yapıları tamamlansa ve online denen bu sisteme öyle geçilebilseydi!

Keşke demek, ne zevahiri kurtarıyor, ne interneti bağlatıyor, nede çocukların eline birer tablet tutuşturuyor!

 

*****

Türkçenin en hazin günleri bu günler…

Online geldi, arkadaş baş köşeye kuruldu.

Online eğitim yapacağız dedik, daldık online diye işin içine…

Eğitim online oldu.

Öğrenci online…

Müdürlerimiz online…

Yardımcıları online..

Çocuklar öğretmenlerini online görüyorlar!

Öğretmenlerimiz online ders vermeye devam!

Bu arada velilerimizin bazıları online olmayı pek sevdiler…

Şikayetlerimiz bile online oldu!

Gün gelecek, online diye bir kelime aklımızı başımızdan alacak, online olmayan hiçbir konu, hiçbir mevzu konuşamayacağız deseler, kimse inanmazdı.

İyi de bu merak niye?

Bu heves niye?

Bu işi bu kadar abartmak niye…

Burası Türkiye! Ne Amerika, ne de İngiltere!

Hayırdır, akıl tutulması falan mı yaşıyoruz?

 

*****

Şimdi deseler ki;

Vakti zamanında online olsaydı,

Mecnun Leylayı bulmak için çöllere vurmayacaktı kendini.

Leyla çölün neresinde, hangi yolda, hangi vahada, hangi şehirde online olarak görecekti Mecnun!

Karacaoğlan, aramadığı yer kalmadığı ve bir türlü bulamadığı Elif’ini anında online bulacaktı!

Online olarak vuracaktı sazın tellerine… 

Elif onu online olarak dinleyecek ve gözünün önünden kaybolmayacaktı.

Tahir online olarak Zühre’yi bütün tehlikelerden koruyacak, uyaracak ve sevdiğine kavuşacaktı.

Ferhat, Şirin’in aşkına dağları nasıl deldiğini online olarak sadece Şirine değil, bütün dünyaya gösterecekti online olarak!

Varsayalım ki, bütün bunlar olacaktı amma, elimizde ne Leyla le Mecnun hikayesi olacaktı, nede Karacaoğlan’ın o güzel şiirleri…

 

*****

Pandemi gölgesinde, bu online çılgınlığını izah edebilecek bir Allah’ın kulu çıkmayacak mı?

Henüz böyle bir niyetimiz yok!

Hayatımızı online olarak dizayn etme merakımız ise doludizgin devam ediyor!

Eskiden insanlar hayatım roman derlerdi ya…

Şimdi hayatım online mı diyecekler?

Eşinizle nasıl tanıştınız sorusuna,

Yarın valla diyecekler biz online olarak tanıştık.

Online sözlendik, online nişanlandık, pek tabi ki, online evlendik.

Nikah Memuru bize online olarak sordu, bizde online olarak evet dedik.

Bu kadar da olmaz diyebilirsiniz!

Deyin demesine de…

Online çılgınlığının cılkını çıkarmak üzereyiz!

Biz ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz, bu yaptığımız neyin nesi diye sorma vakti geldi de geçiyor bile!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR