Muzaffer Kırmacı

Muzaffer Kırmacı

Özgürlüğü kullanma kılavuzu

Biz insanlar, kullandığımız her şeyi doğru ve yerinde kullanmak zorundayız. Aksi halde başımız  belâdan kurtulmaz. Aklımızı doğru kullanacağız,  zamanımızı doğru kullanacağız,  aracımızı doğru kullanacağız, ev aletlerimizi doğru kullanacağız, ilaçlarımızı doğru kullanacağız. Şu anda aklıma gelmeyen bir çok şeyi doğru kullanacağız. Zaten doğru kullanalım diye “kullanma kılavuzları”  vardır  ya.  O kullanma kılavuzları gereksiz yere hazırlanmaz elbette.  Öncesinde kötü ve yanlış kullanılmasından  doğan aksaklıklar  o kullanma kılavuzlarına da kılavuz olmuştur. Yani bir nevi kulak küpesi gibi.

Hani sık-sık kullanırız: “Tecrübelerim, yediğim kazıkların bileşkesidir”  diye.  İnsanoğlu yürümeyi bile düşe kalka öğrenir. Düşe-düşe düşmemeyi, yürümeyi, hatta koşmayı  öğrenir. Bir sürü sıkıntıları kullanma kılavuzunu  iyi okumadığımızdan çekeriz.  Eşek bile çamura bir kere çökerken, akıl nimeti ile mücehhez insanoğlu, aynı çukura birden çok düşüyorsa, kusura bakmayacak, eşekten ders alacak. Bunda gurur yapacak bir şey yok.    

Her bir şeyin kullanma kılavuzu olur da, özgürlüğün kullanma kılavuzu olmaz mı?

Belki yazılısını bulmak kolay olmaz ama, tecrübelerin bileşkesinden neticeye vasıl olmak o kadar da zor olmasa gerek. Hele ki aynı çukura daha önce bir kere düşmüşsek, ya ders alacağız çektiğimiz sıkıntılardan, ya da eşeğe soracağız.

Kılavuzun yazdığı gibi kullanmadığımız  bir alet en kötü ihtimalle “pert” olur. Yenisini alır, çözeriz meseleyi. Ama özgürlüğün yenisini nerden, nasıl alacağız?  “Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur” diyecek kadar akıl hovardası değiliz elbette. O zaman yedeği olmayan şeyi kullanırken kılı kırk yarmak gerekmez mi? İnsan yolda bulsa bile o kadar hor kullanmamalı özgürlük denilen nazlı gelini. Küstürmeye de gelmez ha, benden söylemesi.

Suriye’deki iç karışıklıktan canlarını zor kurtarıp, ülkemize sığınan insanlar bile, bizlere özgürlüğün ne kadar değerli olduğunu anlatmaya yetmiyorsa, şöyle diyebiliriz:

Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın  hakkı kötektir.

Kimsenin her ne sebeple olursa olsun, ülkemizi yangın yerine çevirmeye hakkı yoktur.  Böyle bir “özgürlük” tanımı da yoktur  zaten.  Özgürlüğü kullanma kılavuzu bu tür kullanımdan meydana gelecek arızayı tazmin etmeyeceğini de büyük harflerle yazmış. Biz de o büyük harflerle yazılmış olan uyarının altını kırmızı kalemle çiziyoruz. Çiziyoruz ki, iyi görülsün.  Bu durumda da atalarımız  boş durmamış, özlü bir söz söylemiş:

Kendi düşen ağlamaz !

Bu asil millet sabırlıdır. Bu asil millet merhametlidir. Bu asil millet vefakârdır. Düşmanına bile saygılı davranan bu milletin sabrını da kimse sınamasın. Ekmek elden, su gölden beleş yaşamaya alışmışların,  şimdi de yağmacılığa soyunması, Vandallıklar yapması affedilecek şey değildir. Biz bu vatanı, bu özgürlüğü yolda bulmadık.

Hatırlatmakta fayda var…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Muzaffer Kırmacı Arşivi

Can Çıkmayınca Huy Çıkmazmış

06 Ocak 2021 Çarşamba 00:01

Tehlikeli Alkışlar

28 Aralık 2020 Pazartesi 00:02

Maske Takmama Özgürlüğü

22 Aralık 2020 Salı 00:01

Oynamayı Bilmeyen Gelin...

14 Aralık 2020 Pazartesi 00:02

Ahmaklar Olmasa, Uyanıklar Aç Kalır

16 Kasım 2020 Pazartesi 00:02

Günah Keçisi Müteahhitler

10 Kasım 2020 Salı 00:01

Depremin Düşündürdükleri

05 Kasım 2020 Perşembe 00:02

Sahte İçkiden Uzak Durun

02 Kasım 2020 Pazartesi 00:01

Meslek Odaları

29 Ekim 2020 Perşembe 00:01

Men Dakka Dukka

27 Ekim 2020 Salı 00:01