Murat Güzel

Murat Güzel

Şehir hayatından bazı kesitler

Şehir hayatından bazı kesitler

Bir süredir siyaset mevzuuna yoğunlaştığımız için şehir hayatında yaşanan sıkıntıklara değinememiştik. Bugünkü yazımızı bu konulara tahsis ettik.

Dioramanın serencamı

Zindankale Katlı Otoparkı yapılırken bulunan Konya’nın tarihi şehir hapishanesinin temel kalıntılarının sergilendiği sanat galerisi bölümüne Büyükşehir Belediyesi 2013’te bir diorama inşaatına başlamıştı.

Geçtiğimiz yaz sonunda dioramanın tamamlandığı bilgisini de almıştık doğrusu. Diorama projesinin maketini önceden gördüğüm için uygulamanın nasıl olduğuna dair müthiş bir merak içinde açılış gününü sabırsızlıkla bekliyordum.

Geçtiğimiz günlerde öğrendiğim kadarıyla açılış yine ertelenmişti, çünkü belediye Temmuz ayında çıktığı silikon manken ihalesini 2 kez iptal etmiş, “Acaba diorama alanında manken olsun mu olmasın mı” şeklinde gelgitler yaşadıktan sonra olmasına karar verilmişti.

Bu ay içinde üçüncü kez manken ihalesine çıkılacak. Satın alınacak mankenler diorama alanına konuşlandırılmadan da dioramanın açılması beklenmiyor. İhale şartnamesinde mankenlerin teslim süresi 7 ay (210 gün) olarak görülüyor. Bu 7 aya, ihale sonucunun kesinleşmesi için gerekli 2 ayı da biz ekledik mi, en az 8-9 ay daha dioramayı görmemiz mümkün olmayacak.

Bu hesapça 2013’te başlanan iş yaklaşık 2.5 yıl sonra tamamlanmış olacak. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in Mevlana için yaptırmayı düşündüğü dioramanınZindankaledioraması gibi sürüncemede bırakılmaması ise en büyük dileğimiz.

Yol üzeri parklara zam

Büyükşehir Belediyesi encümeni geride bıraktığımız ay aldığı karar gereği işletme hakkı belediyenin bir iştiraki olan KONBELTAŞ firmasına devredilmiş yol üzeri park yerlerine zam yaptı. Belediye yetkililerinden öğrendiğimiz kadarıyla 2011’den beri zam yapılmayan otopark ücretleri saati 2.5 lira oldu.

Ben araç kullanmadığım için gelen bu zamdan etkilenmiyorum. Ancak, araç sahibi Konyalılar’ın eleştirileri o kadar çok ki bu konuda. Bunları da ifade etmekten çekinmememiz gerektiğini düşünüyorum. Zammı eleştiren vatandaşların birçoğu belediyenin pek yakında “temiz hava ve temiz su” sağladığı için bile kendilerinden ek ücret talep etmeye başlayacağını düşünüyor.

Ulaşım en büyük şikayet konusu

Büyükşehir’den söz açmışken vatandaşların en büyük şikayet konusunun ulaşım meselesi olduğunun da altını çizelim.

İşte bu konudaki sikayetvar.com’da denk geldiğimiz şikayetlerden bir kısmı:

Hiçbir şoförün bir insanı otobüste sürüklemeye hakkı yoktur. Geç kaldım diye de savunması var şoför beyin. 15. 45 de çıkması gereken otobüs 15. 49 da çıkıyorsa bu şoförün suçudur. Bir insan yüzünden de diğer bekleyenleri almamak da ne demek ya kimsenin hakkı yoktur böyle bir şeye. Şoförün sürücü numarası da 535'tir. (Rabia Y., 15 Aralık)

Saat 3.20 17 Aralık çarşamba günü 42ck*** plakalı otobüs beni almadı otobüs boş olduğu halde. Gereken cezanın uygulanmasını isterim. (Ahmet C.)

42 Fevzi Çakmak 15:00 15:30 arası 215 no.lu sürücü aracı çok hızlı kullanıp beni düşürüp yaraladı 215 no.lu sürücüye gereken cezayı verilmesini talep ediyorum lütfen yavaş gitsinler! (Bayram Burak A.)

Konya Selim Sultan Mah.'de oturuyorum. Oturduğum bölgeden 29 ve 83 numaralı otobüsler geçiyor. Otobüsler çoğu zaman 15, 20 dk geç geliyor. 19.12.2014 tarihinde 17:25 saatindeki 83 numaralı otobüs 17:45'te geldi. Bu gün 23.12.2014 saat 15.05'teki otobüs 15:24 de geldi. Haftada 1 2 defa bunu yaşıyorum. Önemli işlerim olduğunda daha uzak mesafedeki otobüs durağına yürümek zorunda kalıyorum. Çünkü otobüsün ne zaman geleceğini tahmin edemiyorum. Gereğinin yapılmasını arz ederim. (Mustafa B.)

24.12.2014 tarihinde saat 19.50'de 86 no.lu otobüse Kültür Park durağından bindim ancak otobüs saat 20.10 da hareket etti. Normalde her zaman yolcuları alıp hareket ederken bugün şoför 20 dakika sigara molası verdi. Şoförün sürücü numarası 609. Bu sürücüden şikayetçiyim. Gereğinin yapılmasını rica ediyorum. (Mustafa D.)

26.12.2014 Cuma sabahı, saat 08.10 civarı tramvaya binmek amacı ile Medaş tramvay durağında 12-13 kişi bekliyorduk Gelen tramvay kapıyı açtı herkes binmeye başladı daha insanlar binerken içeride de yer mevcutken kapısını kapattı ve durakta bekleyen beş kişiyi almadı. Bende şoföre tepkimi gösterdim bunun üzerine tramvay vatmanı camı açıp ağza alınmayacak küfürleri saymaya başladı. Tramvayların dışında vatman ve tramvay numaraları yazmadığı için çevremdekilere ve tramvayın içindekilere sorarak öğrendiğime göre vatmanın numarası 1079. Her sabah yoğun saatte tramvayların durağı pas geçmesine yeni yeni alışırken bir de bu çıktı duraktaki yolcunun yarısını alma! (Bektaş T.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
  • Konyalı / 01 Ocak 2015 Perşembe 22:40

    Sayın yazar neden kuleye ve eski afraya gökdelen dikildi de forma dikilmiyor.düşünsene şato form ve form apartmanının kesiştiği noktaya bir gökdelen hatta altından arabalar geçsin

    Yanıtla (0) (0)
  • Fatih Mercan / 03 Ocak 2015 Cumartesi 05:20

    “16 yaş aşıkları gibiyim

    Utangaç mahcup bir o kadar kırılgan”

    İlker Kaya

    Öncelikle şu hususu belirtmekle başlayalım. Kimsenin kimseye hakaret etmeye, aşağılamaya, kem laf söylemeye hakkı ve hadi olamaz. Hiçbir mazeret bunu haklı gösteremez.

    Anayasanın 1 ve 2. Maddelerindeki “insan onur haysiyeti” ile “temel hak ve hürriyetlerin niteliği ve bütünlüğü” hükümleri ve Anayasanın 5. Maddesinde ifade edilen “İnsanın maddi ve manevi varlığı, bütünlüğü ve korunması” kapsamında herkes; maddi ve manevi varlığını koruma, geliştirme ve buna saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.

    Bu durum sıradan bir vatandaş için geçerli olduğu gibi temsil makamında olanlar içinde geçerlidir. Her ne kadar gerek yüksek yargı kararları ve gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin oluşturduğu içtihatlar, yöneten pozisyonundaki insanların toplum önünde olmaları ve kamuya mal olmuş sebeplerine binaen eleştiriye daha açık ve daha hoş görülü rülül olmaları gerektiği ifade edilmiş olsa bile bu ülkede kimsenin Cumhurbaşkanı'na hakaret etme özgürlüğü yoktur.

    Aynı şekilde yönetici ve temsil makamında olanlarında kimseye hakaret etme, aşağılama ayrıcalıkları yoktur.

    Malum geçen hafta 16 yaşındaki bir “çocuk” cumhurbaşkanına hakaretten tutuklandı, yaklaşık 48 saat cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

    Toplumun büyük kesiminde vuku bulan hadiseye ilişkin menfi - müspet tepkiler verildi. Bir kısmı tarafgirlik ve yandaşlık gölgesi altında oda hak etmiş makamında itirazlar ileri sürdü.

    Sözde azıcık daha insaf ehli olduğu görüntüsü içindeki bir grup ise maalesef hep yapılagelen bir savunma yoluna gitti. Geçmişte filan da böyle olmuştu, ona niye tepki verilmedi, şunlar şunlar da yaşandı o zaman neredeydiniz hoyratlığı içinde acıları yarıştırmaya kalktı.

    Bir acıyı hatırlatmak başka bir acıyı hafifletmez. Bir yanlış başka bir yanlışın mazereti olamaz.

    Tarafgirlikten bağımsız olarak sırf hukuki olarak düşünmeye çalıştığınızda izahı ve savunması hayli zor bir durum yaşadığımız. Zira cumhurbaşkanına hakareti düzenleyen TCK 299 madde de öngörülen cezanın sınırı 1-4 yıl arası. Bir yılın üstünde bir ceza tertibi söz konusu olabilmesi için cezanın niye ve ne kadar ağırlaştırıldığının ayrı ayrı gerekçelendirilmesi gerekir.

    Bununla beraber yaş küçüklüğü sebebi zaten üçte bir oranında bir indirim söz konusu olacaktır. Neticede verilebilecek ceza normal bir durumda erteleme sınırları içinde kalacak mahiyettedir. Kaldı ki bu suçtan yargılama yapılabilmesi için Adalet Bakanın izin vermiş olması gerekmektedir.

    Hukuki açıdan bakılınca normal dönemlerde bu eylemin böyle bir karşılık bularak tutuklamaya neden olması mümkün değil.

    Konya Baro Başkanı Sayın Fevzi Kayacan da benzer değerlendirmelerde bulunduğu bir basın açıklaması yaptı. Bir grup avukatta destek mahiyetinde basın açıklamasında başkanın yanında durdu.

    Avukatlık Kanununun 76. maddesinde “hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak” baroların görevleri arasında sayılmıştır.

    Gerek kanunun vermiş olduğu bu görev sebebi ile gerekse bu toplumun bir ferdi ve temsil makamında bulunan bir kişi olarak, kendi sahasına giren bir konuda beyanatta bulunmasından doğal ne olabilir.

    Bununla birlikte her meselede olduğu gibi tarafgirlik gözlüğü içinde bakıldığı için tartışma ve polemik konusu yapıldı.

    Bir kez olsun avukatlık kanununu okumamış, okusa bile anlamayacak durumdaki ilgili ilgisiz kişilerden bile sözde fikir serdedenler oldu.

    Oysa mesele ne solcuların, ne ülkücülerin, ne liberallerin, nede başkaca isimlerin tekeline bırakılmayacak bir konu.

    Gayet insani ve hukuki bir mesele…

    “ Ben adaletin peşindeyim, kim için veya kime karşı olduğu önemli değil...”

    Malcolm X ( ANLAYANA )

    Yanıtla (0) (0)
Murat Güzel Arşivi
SON YAZILAR