M. Mustafa Özdemir

M. Mustafa Özdemir

'Suriye'de ne işimiz var?'

'Suriye'de ne işimiz var?'

İdlib’te kalleş saldırıda 33 askerimizi şehit verdik.

Kalleş diyoruz.

Rusya’nın, ABD’nin, Batılıların kalleşliklerini biliyoruz.

Kalleşlik, döneklik onların soyadı.

Ancak siyasi konjonktür ve denklemde bunlarla, herkesle çalışmak zorundasınız…

Menfaatler kesiştiğinde bazen Rusya’ya karşı ABD’yle, bazen de ABD’ye karşı Rusya’yla yan yana gelmek ve bu denklemleri birbirine karşı kullanmak zorundasınız.

Dış politika dediğiniz de biraz böyle bir şeydir.

Dünyada yalnız yaşamıyorsun.

Süper güç de değilsin.

Kanuni dedemiz gibi bir mektup yazsak da altlarına bıraksalar o da yok.

70-80 yıldır top yapmamışsın, tank yapmamışsın, uçak yapmamışsın,  bilimde, teknolojide sanayide geri kalmışsın.

Adam uzaya giderken halt etmişsin İslam düşmanlığı, başörtüsü düşmanlığı, millet düşmanlığıyla, irtica martavallarıyla ülkenin yıllarını heba etmişsin.

2. Dünya Savaşında taş üstünde taş kalmayan devletlerin, kurtarmaya gittiğin bir Kore’nin yarısı olamamışsın.

Yarım paket margarine, 3 cente muhtaç olmuşsun!

***

Sonra milli, yerli ve cesur bir lider çıkmış, onu da öncekiler gibi  devirmeye çalışmışsın, ipe götürmeye çalışmışsın başaramamışsın, şimdi kendi topunu, tüfeğini, füzeni , uçağını üretmeye çalışıyorsun, heba olan yılların açığını kapatmaya çalışıyorsun.

Hem de dışarıdakilerin yanında hala bitmeyen mandacılarla da mücadele ederek.

“SİHA’ya ne gerek var?”, “SİHA’lar insan haklarına aykırı” diyenlere rağmen!

Her gün binlerce insanın katledildiği dünyada, tuzu kuru, yediği önünde yemediği arkasında “barış” nutukları atanlara rağmen…

Şu yüzyılda kaç milyon insan öldürüldü?

Bu ülkede kaç insanımız öldü.

Mazlum coğrafyaların her yerinde oluk oluk kan akmaya devam ediyor.

Hani nerede o sulh, nerede o barış?

Neden engel olmadın, neden akan kanları durdurmuyorsun, savaşları bitirmiyorsun?

Burnunun dibinde 300-400 bin insan öldürüldü ve öldürülmeye devam etmiyor mu?

Kundaktaki bebeğe kurşun atanı, petrol için altın için adam doğrayan imansızı, vicdansızı, barış diyerek, gül atarak mı durduracağını sanırsın be ahmak!

***

35 yıldır ‘PKK’ diye boynu tasmalı bir taşeron terör örgütle mücadele ediyoruz.

Bu ülkede binlerce terör eylemi yapıldı.

Polis asker, öğretmen, bebek, çocuk 15 bin vatandaşımız şehit oldu, katledildi.

Bir o kadar gazimiz oldu.

Zamanımız, enerjimiz, gençliğimiz, yıllarımız  gitti.

Bize maliyeti kimine göre 500, kimine göre 800 milyar dolar…

***

Suriyeli mülteciler için 50 milyar dolar dair harcanmış.

Kıyameti koparıyor.

PKK’yla mücadeleye 500 milyar dolar harcadın!

Bugün bunu harcamazsan yarın bir 500 daha harcayacaksın!

İslami, insani tarafını hadi bir kenara bırakalım.

Bu mülteciler sayesinde Türkiye'nin sahada masada elin güçlü.

Onun için bu kadar söz hakkını kendine buluyorsun.

Onun için oralarda bu kadar rahat at koşturuyorsun.

Onun için oralarda Türk bayrağı dalgalanıyor, İstiklal Marşı okunuyor…

***

‘Suriye’de ne işimiz var?’

ABD’nin Fransa’nın Rusya’nın, İsrail’in İran’ın AB'nin Suriye’de işi var?

Libya'da Doğu Akdeniz'de ne işleri var?

Dün Vietnam’da, Afganistan’da, Ruanda’da Cezayir’de, Afrika’da ne işleri vardı?

Ne kadar terör örgütü varsa Suriye’de, sence tatile mi geldiler?

O kadar silah burnunun dibine niye yığıldı?

Kafa yoruyor musun, düşünüyor musun?

Daha dün oradan tünellerle Türkiye’ye gelmiyorlar mıydı?

Reyhanlı’ya Hatay’a roketler düşmüyor, bombalar patlamıyor muydu?

Hem sen gitmediğinde sana gelmediler mi?

Şırnak’a Cizre’ye, Başbağlar’a, Eruh’a, Siirt’e, Hatay’a, İstanbul’a Ankara’ya, Beşiktaş’a Sıhhiye’ye Ulus’a gelmediler mi?

Dün Çanakkale’ye, Gelibolu’ya İzmir’e, Antep’e Urfa’ya gelmediler mi?

***

İşte sen gitmesen de gelecekleri için oradayız.

Onlar içimize gelmeden dışarıda bu mücadeleyi yapalım diye oradayız.

Planları, projeleri, taksimatları, vurgunları, talanları, oyunları bozmak için oradayız.

Bir 15 bin şehit daha vermeyelim, bir 500 milyar dolarımız daha gitmesin, bir 40 yılımızı daha teröre heba etmeyelim, bizi de  Afganistan, Irak, Suriye gibi parçalamasınlar diye oradayız.

"Artık büyük devlet olalım" diye oradayız.

Dün dünyayı titreten deden oradaydı, her yerdeydi.

Oradayız, Suriye’deyiz…

“Ne kadar” orada olacağımıza da biz karar vereceğiz.

****

Malazgirt’ten bu yana, 1000 yıldır bu toprakları şehitlerimizin kanlarıyla suluyoruz.

Ne mutlu ki bu toprakların uğrunda canını feda edecek yiğit evlatları var.

Ne mutlu ki bu toprakların çocuklarını vatan nöbetine kına yakarak gönderen, ayaklarının altı öpülesi, anaları var.

***

Bu kalleş saldırı sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Türkiye; ne Irak, ne Afganistan ne de baka bir ülke değil.

Türkiye 1940’ların, 1974’lerin 2000’lerin Türkiye’si de değil.

Biz yalın ayak, kuru ekmek, hoşafla  7 düvele diz çöktürmedik mi?

1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatını yaparken ABD’yi, Batıyı, dünyayı karşımıza almadık mı?

Çok şükür bugün o günlerden çok daha güçlü durumdayız. 

Devletimize, ordumuza, Cumhurbaşkanımıza güvenelim.

Arkalarında dimdik duralım.

Yeter ki birlik olalım.

Yeter ki içeriden bölünmeyelim.

Ondan sonra bak neler oluyor görelim.

***

Türkiye’nin gücünü test edenler, döktükleri kanın karşılığını misliyle bulacak, buluyor da.

Mesele şu;

"Hak, adalet, insanlık" diyoruz.

"Çalmayın, çırpmayın, gasp etmeyin, sömürmeyin" diyoruz.

Çocukları öldürmeyin, anaları ağlatmayın” diyoruz.

Anamızı ağlatıyorlar.

Yüz yıldır her gün ağlatıyorlar.

Türk, Kürt, Arap, Boşnak fark etmez Dünyada nerede bir Müslüman varsa, nerede bir mazlum varsa ağlatıyorlar.

Doğu Türkistan’da, Filistin’de, Myanmar’da Irak’ta Kerkük’te her yerde ağlatıyorlar…

Madem kaçış yok anamız ağlayacak

O zaman onların anaları da ağlayacak.

Madem kaçarı yok bedel ödeyeceğiz, o zaman onlar da ödeyecek!

Sen korkma, onlar senden korkuyorlar zaten.

Türkiye; İslam’ın, insanlığın, anti-Siyonizm’in son kalesidir.

Allah’ın inayetiyle bu kale düşmeyecek.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
M. Mustafa Özdemir Arşivi
SON YAZILAR