“Survivor” denen pespaye, pislik yarışmayı izlemesem de haberim vardı; ancak, insanımızın özellikle de gençlerimizin tutku derecesinde takip ettiklerini, izlediklerini geçen yıla kadar bilmiyordum.

“ACUN” denen adamın sahibi olduğu televizyon kanalları kanal listemin içerisinde olmadığı için izlemiyorum. Bu adamın, kültürümüze, maneviyatımıza yaptığı tahribatı anlatmak mümkün değil; en anlaşılır açıklamayla; her türlü uyuşturucunun toplamda yaptığı tahribatın ben diyeyim on katı, siz deyin yüz katı; belki de daha fazlası!

Hem izlemiyorum diyorsun hem de tahribatından bahsediyorsun diyebilirsiniz. Doğru, uzun boylu izlemesem de zaman zaman takip ediyorum.

-İzleyenlere soruyorum; size göre “ACUN” patentli yarışmaların insanımıza bir faydası var mı?

Halkımızın, pespaye yarışmalara, evlendirmeme programlarına, saçma sapan senaryolu dizilere yoğun ilgisi manevi yönden seviyesizliğinin en önemli göstergesidir.

Ramazan ayı içerisinde bacanağın misafiriydik. Bacanağın dayısı HACI MEHMET AMCA da vardı. Konunun nasıl açıldığını bilmiyorum, “Survivor” konusu açıldı.

Aksakallı, yaşlı başlı, namazlı abdestli Hacı Mehmet Emminin “Survivor” ile ilgili konuşmaları dikkatimi çekti;

-Mehmet Amca “Survivor’u sen de mi izliyorsun? Dedim.

Evet, cevabı üzerine şok oldum! Onun gibi ak sakallı, namazlı abdestli bir adamın pislik bir yarışmayı izlemesine olan sitemimi söyleyince mahcup oldu, hiçbir şey diyemedi.

O bir şey diyemedi ama bir Müslüman olarak çok üzüldüm. Benim yaşlı başlı, namazlı Hacı Mehmet Amcam bile “Survivor” denen pislik yarışmayı izliyorsa ben kime ne diyeyim kime ne söyleyeyim!

-İşte Müslümanların içinde bulunduğu içler acısı durum bu!!!

Fatih ALTAYLI geçenlerdeki bir yazısında; “Şimdi sıkı durun. Yüzde 99’u Müslüman olan inancının; benim, “Cami Cemaati Efsanesinin Çöküşü” dediğim şey var ya… Bu iki cümlenin sağlaması da var.

Kadir Gecesi’nde “Survivor”ın en büyük rakibi, TRT’de yayınlanan “En Güzel Kur’an Okuma Yarışması”nın finaliydi. Survivor, AB-ABC gruplarında gecenin birincisi olurken “Kur’an Okuma Yarışması’nın final yayını 15’inci sırada olmuş.

Yani, yüzde 99’u Müslüman olan Türk seyircisi o akşam “Yahu Survivor’ın finali yarın, hiç olmazsa bu kutsal gecenin yüzü suyu hürmetine şu Kur’an yarışmasının finalini seyredeyin” dememiş” diyor.

Fatih ALTAYLI alaylı bir ifadeyle de olsa çıplak gerçeği hepimizin yüzüne tokat gibi vurmaktadır.

-Adam haklı, adama ne diyebiliriz!

İnternetten 22 Haziran televizyon reytinglerine baktım. “Kur’an-ı Kerimi Güzel Okuma Yarışması”nın reyting sıralaması bırakınız 15’i 24; evet evet 24! Survivor ise büyük bir farkla hemen hemen dört katı farkla birinci sırada.

Hem de o gece Mübarek Kadir Gecesi, bir de Cumhurbaşkanımız Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması’nın finaline katıldığı halde!

Doğrusunu söylemem gerekirse, güzel Kitabımızın güzel sesli hocalar tarafından okunmasının dışında gerek format olarak gerek ortam olarak ve gerekse jüri üyeleri ve laubali bir şekilde sunuculuk yapan sanatçının hareketleri hiç hoşuma gitmedi.

Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in şova dönüştürülmesi beni oldukça rahatsız etti.

O ne ya! Uzun ince bir yoldayım türküsünü söyleyin, seyirci alkışlasın, arkasından hocayı anons et alkışla vs. “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu”!!!

Televizyonları din pazarına çevirdiler. Reyting ve ürün satma uğruna kullandıkları hoca kılıklı adamlar, ilahiciler…

Utanmadan, sıkılmadan üç kuruş para kazanmak için her türlü yalanı hiç çekinmeden söyleyebilmektedirler.

Sormayın, kutsal değerlerimizi de kapitalizm pazarının metaları haline dönüştürdüler, ona yanarım.

Derdim çoktur hangisine yanayım/Yine tazelendi yürek yarası.