Prof. Dr. Mehmet Kamanlı

Prof. Dr. Mehmet Kamanlı

Unutma!

Unutma!

Arkadaş!

Çoğumuz Türkiye Cumhuriyeti’nin doğduğu yeşil topraklarda açtık gözümüzü, Bozkırların ortasında Kırşehir’in al yeşil bahçeli Kaman’ında onunda yanında Kırıkkale’de doğan onun da yanında Konya’da yaşayan ve hayat bulan bir işçi çocuğuyum.

Biliyorum her birimiz kutsal vatanın bir noktasında can olduk, nefes olduk, boy saldık, büyüdük. Nice az gittik uz gittiklerle kahramanlık hikayeleri dinledik.

Anadolu ve Balkanlar sadece karnımızı doyurmadı. Sırtımızı örttü, yüzümüzü yıkadı, ruhumuzu okşadı. Ne paha biçilmez değerler sundu şu aziz vatana.

Biz bu toprakların bebesiyiz. Masallarımız ya sevdadır ya da vatandır. Sevda deriz başlarız vatana varırız, vatan deriz yine sevdadır derdimiz.

Velhasıl Anadolu Selçukluları gibi Osmanlı’yı kuran Söğüt ahalisi gibi saftır, temizdir Anadolu insanı.

Kardaşından ihanet göreceğine, evladından hainlik göreceğine bir insanın göz göre göre hayvanlaşacağına, onursuzlaşacağına inandıramazsınız onu.

Çoğu temizdir, saftır, alim değildir. Ancak dünyada hiçbir milletin göremediği olamadığı kadar da arif ve adildir.

Masumu zalimin karşısında ne zaman eğilmiş görse uğruna ölüme atılır da zerresini düşünmez, arkasına bakmaz.

Sahipsiz görse kucağını açar, ruhunu açar, gönlünü açar da asla sesini çıkarmaz. Ekmeğini bölüşür de yer, sesini asla çıkarmaz.

Ne mi yazıyorum. Ben yazmıyorum, ruhum yazıyor, elim yazıyor, annem babam yazıyor, Anadolu yazıyor, mahallemdeki Zeliha teyzem, Bekir Amcam, Murat kardeşim yazıyor. Onlar böyle yaşadıkları için ben de böyle yazıyor ve konuşuyorum.

Aslında benim ne farkım var ben de o mahallenin çocuğuyum. Bizim çocukluğumuzda evimizde vardı mahallemizde. “Mahallen nere?” diye sorduklarında göğsümüzü gere gere gururla söylerdik mahallemizi.

Mahalle demek ev demekti, ruh demekti, aile demekti. Anamız babamız olmadığında okuldan eve döndüğümüzde aç kalmaz, açıkta hiç kalmazdık. Bu insanlar ne iyi insanlar diye hiç aklımıza gelmezdi,

Sorgulamazdık.

İyilik sorgulanmazdı; herkes iyiydi.

Arkadaş!

Ne oldu da o günler geride kaldı.

Unuttuk

Her şeyi olduğu gibi…

İyi insanlar bir anda kayboldu. Sanki ıssız bir dünyaya göz açtık. En kötüsü yalnızlaştık. Hep birlikte kaybettik o güzel insanları ve mahalleyi. Farkında olmadan çok daha farklı şeyleri de unuttuk aslında. Geçmişi, ne büyük millet olduğumuzu, dostluğu, arkadaşlığı, yoldaşlığı, komşun açken tok yatılmayacağını…

Şimdi Üçler’in kenarında, Hacıveyis’te düşünüyorum;

Konuşuyorum ağlıyorum,

Konuşuyorum kahrediyorum,

Konuşuyorum susuyorum…

Düğümleniyorum.

Ağlamamız millete dairdir. Kahretmemiz vatana dairdir diyorum, ancak sorular kemiriyor bütün benliğimi.

Uğruna kanlar akıtılan canlar verilen topraklar kimindir, kime aittir? İyiler niye gitmiştir de kötüler elvan elvan olmuştur? Mahalle nereye gitmiştir?

İyiler ölmemiştir.

Bekliyorlardır.

Unutursak, unutulurlar.

Unutma... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Mehmet Kamanlı Arşivi

BİZ

06 Mayıs 2019 Pazartesi 00:04
SON YAZILAR