Efendimizin Mekke’den Medine’ye hicretinde, Ensar’ın Muhacirlere gösterdiği samimiyeti, bizler Suriyeli kardeşlerimize gösterebildik mi? Tabi ki hayır. Ancak muhacir olarak aman dileyen Suriyeli kardeşler kardeş gibi davranabildi mi ? Hayır. Ama ne olursa olsun, devletimizin merhamet ve şefkat eli onları bir baba sıcaklığı ile sarıp sarmalamayı bildi. Avrupa’nın anlı şanlı insan hakları savunucusu (!) ülkeler acaba mülteciler ülkelerine gelir mi endişesini iliklerine kadar yaşıyorlar. Demek ki büyük ülke olmak “Büyük Bütçe” ile olmuyormuş. Büyük ülke olmak yürek meselesidir.

Suriyeliler konusunda bazı vatandaşlarımız çok radikal düşünüyorlar. Hiç kıvırmadan “Suriyelileri istemiyoruz” diyorlar. Ben o vatandaşlarımız gibi radikal olamıyorum. Bu konuda aklım ve nefsim savaş halinde. Nefsim “Suriyelileri istemiyoruz” diyenlerle beraber, ama aklım onlara karşı. Aklım, kendimi Suriyelilerin yerine koymamı istiyor. O zaman “Allah kimseyi vatansız koymasın” diyerek Suriyelilerden yana tavır koyuyorum. Ancak bir de bakıyorum muhacir kardeşlerimizin kendi kültürlerini bizlere dayatmasını görüyorum. “Gittiğin yer körlerin içi ise, gözlerini kapat” der atalarımız. Onların büyük bir bölümünde uyum göstermek için bir gayret -maalesef- yok.

Bir mülteci kampında Türkmenlerle kavga eden Suriyeliler kendi bayraklarını göndere çekmişler ve polisle de çatışmışlar. Şimdi bu insanları biz Türk Vatandaşlığına kabul edeceğiz öyle mi? Doğruları ile yanlışları ile mülteciliklerine hadi tamam diyelim. Ama vatandaşlığa kabul edilmesi erken verilmiş bir karardır. Aynı zamanda pimi çekilmiş bir el bombasından hiçbir farkı yoktur. Bana inanmıyorsanız referandumla tüm vatandaşlarımıza sorun isterseniz. Türk Vatandaşlığı o kadar ucuz olmamalı.

Tarihimiz boyu bu ülkenin asli unsuru olan insanlar hep ikinci sınıf muamelesi görmüştür. Bizim insanımıza gösterilmeyen tüm avantajlar muhacir olarak gelenlere gösterilmiştir. İlla da vatandaşlık hakkı tanıyacaksak da seçici olmak zorundayız. Türk vatandaşlığını hak edecekler önce. Bu ülkeye Somali’den de insanlar geldi. O insanlarla ciddi anlamda bir sorun yaşanmazken Suriyeliler sürekli kendi kültürlerini dayatmışlardır. Nerdeyse bu ülkenin demirbaşı olan insanlar kendilerini mülteci gibi görmeye başlamışlardır.

Mesela bir de Suriyeliler için “Sınavsız Üniversite” hakkı tanınacağından bahsediliyor. Hem de istediği bölümü seçebileceklermiş. Böyle bir adaletsizlik, toplumda ciddi anlamda hoşnutsuzluğa sebep olacaktır. Maddi-manevi bedel ödeyen bizim çocuklarımız, ama kaymak tabakası Suriyelilerin. İnsanın Türkiye’de mülteci olası geliyor.

Cumhurbaşkanımızın bu konudaki söylemlerini, kamuoyunun nabzını tutmak olarak algılıyorum. Ama bizim bilmediğimiz bir şeyler de varsa bunun milletimizle paylaşılmasını isteriz. Böyle önemli bir konu oldu bitti ile neticelendirilemez.