Ak Parti iktidarının başarı sağlayamadığı sahaların başında kültür ve eğitim geliyor.

Mevcut hükümet, “FETÖ” ile mücadelenin eğitim ayağında da istenilen ölçüde başarı sağladığı söylenemez 

Eğitimde gelinen nokta belli.

Hatta Cumhurbaşkanımız, kültür ve eğitimle ilgili milletten özür dilercesine açıklama da yapmıştı.

Sistem ‘yap-boz tahtası’na döndüğü için son çare ve kurtuluş olarak geriye İmam – Hatip okullarında “dindar nesil” yetiştirme ve belediyeler marifetiyle “değerler” eğitimi devreye sokuldu.

Buna bir itirazımız da yok.

Hatta değerler eğitimi geç kalmış bir uygulama.

Eğitimde zararın neresinden dönülürse kâr.

Gelinen nokta ortada.

Kültür ve eğitime çok önem verilmesi gerektiği 15 Temmuz’da ülkemizin işgal girişiminin ordu-millet el birliğiyle önlenmesiyle ortaya çıktı.

Öğrendim ki Meram İlçe Kaymakamlığı, kayyumun atandığı Abdullah Aymaz İlköğretim Okulu’ndaki 55 öğretmen hakkında, 23 Ağustos 2016 tarihinde soruşturma başlatmış.

İçlerinde değişik siyasi görüş ve düşünce ile sendikalara üye 55 öğretmen, okulların açılmasına az bir zaman kala açığa alınıyor.

Niye?

Çocuklarını bu okula gönderdiler diye…

Ha deyince de bu eğitimcilerin, çocuklarını psikolojik ve sosyolojik gerçeklerden dolayı o ilkokuldan almaları da mümkün olmuyor. Yâ değilse o küçük yaştaki çocuklar çok büyük psikolojik sorunlar yaşayabilirler. Kaldı ki atanan eğitmen kayyum tarafından velilere, “Bu okul artık sizin okulunuz. Vicdanınız rahat olsun, çocuklarınızı almayabilirsiniz” şeklinde uyarıcı bir konuşma yapmasına rağmen ilgililer, böylesine bir işgüzarlıkta bulunmuş

Şimdi burada, Abdullah Aymaz’a okuması için çocuğunu gönderen öğretmen veliler, nasıl suçlu muamelesine tabi tutulur ki.

Sayın Vali’m!

Şu işe bir göz ve el atar mısınız.

Usul ve yöntem yanlışlığında bulunan bazı idarecilere çeki-düzen vermeniz, kulaklarını çekmeniz yerinde bir davranış olur, diye düşünüyorum.

Ya değilse “paralelci” şüphesi altında kalan gözü yaşlı öğretmenlerin ‘ah’ları arş-i alâya kadar yükselmiş durumda.

İnsan kazanacağımız yerde…

İnsanı yaşatacağımız yerde…

Devleti yaşatmak için insanımıza sahip çıkmak ve onları devletin müşfik kollarıyla sarmak varken…

Bizler öldüren değil, insanı yaşatan ve “basü badel mevt” inancı çerçevesinde hareket eden Selçuklular ve Osmanlılar’dan aldığımız varise sahip çıkarak size ve bize emanet edilenlerin bizde dirildiği bir anlayışı hakim kılacağına inanıyorum.

FETÖ’yle mücadelede işinizin kolay olmadığını biliyor, başarı dileklerimi sunuyorum.

AZİZİM DİYOR Kİ…

Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Üyeliğine seçilen Prof. Dr. Birol Akgün’ü tebrik ediyor, eğitim gibi hayati bir mes’elede kendilerine başarılar diliyorum.