Millet olarak lafa geldiği zaman ne kadar güzel, ne kadar ferasetli, ne kadar olgun… gibi lafları kendimize yakıştırsak da bu elbise bize oturmuyor beyler.

Bir fanatik sporsever olarak mesela tribünlerin sıkıştığı zaman “ burası …… buradan çıkış yok” tezahüratına o kadar kızarım ki.

Dahası bana bu tezahürat bana o kadar komik gelir ki. Allah aşkına Türkiye’de bugüne kadar kim hangi stattan çıkamamış? Ya da diyelim ki bir iki saat çıkılmayan o stat için ne yapılmış?

Yine spor karşılaşmalarında on binler kızdığı zaman sık sık “Vur, kır, parçala” diye ortalığı yıkarlar yaaa.

Onlar öyle bağırdıkça merakla aranır dururum. Siz hiç sporcuların birbirini kırdığını parçaladığını ya da birinin ayağının diğerinin elinde olduğunu gördünüz mü?

Ama biz inanın garip bir milletiz.

Bu olay sadece spor içinde geçerli değildir.

Sanat olur da vurdusuz kırdısız olur mu?

Benim de bir dönem hayranı olduğum yüz binlerin sevgilisi rahmetli Barış Manço’nun  “Vur ha gardaş vur, vur ha vur ha vur…” şarkısını bilmeyenimiz, söylemeyenimiz ve de sevmeyenimiz var mıdır ki?

…………….

Tamam bizim atalarımız at sırtında dağları denizleri aşarak, vura vura bu topraklara gelmişler.

Amenna ve saddakna.

Ama hâlâ vurmaya devam ediyoruz farkında mısınız?

Üstüne üstelik bizi yönetmeye talip olanların vurması, kırması nezaretinde.

Mesela hafta sonu AK Parti’nin temayülü vardı. Vurmak illa vurup burnu kırmak ile olmaz ki. Tamam biz yerel basın olarak hiçbir şeyi yazamıyoruz ama sosyal medya bu konuda vura vura ortalığı inletti. Üstelik sosyal medyada AK Parti’ye vuranlar AK Parti’den vekil aday adayı olanlar idi.

Cumartesi günü ilgilenenler ve alakalı isimler için yıkıldı, yıkıldı. Milletin elinde, cep telefonları mesajlarında 9 kişilik anahtar liste diye tabir edilen torpilli isimler vardı.

Eğer sosyal medyada tescilli AK Partililerin boy boy yazdıklarının tek satırını biz yazsak kulağımızdan tutulur şehrin dışına atılırdık.

………..

Dün biz bu satırları yazarken Esnaf başkanını seçecekti.

Aman Allah’ım ne vurma ne kırma.

Gelen görüntüleri, fotoğraf karelerini görseniz insanlığınızdan utanırsınız. Kavga ve tartışmalar öyle bir hale gelmiş ki ortak kontrolü polis almak zorunda kalmış.

Şimdi bizim ahi geleneğinden gelen ailemizden olan esnafımız bu muydu şimdi?

……………

Cumartesi ve pazar bizi yönetenler ile bizi yönetmeye talip olanların halini kamera ve fotoğraf görüntülerini görünce esas yazacaklarımdan vazgeçtim.

Mesela cuma akşamından cumartesi ve pazar öğlene kadar, düğün konvoylarındaki araç sürücülerinin magandalığından tutun da, asker uğurlama konvoylarında üçer şerit yolu kapatan genç sürücülerin yolun ortası durup araçlarından inip arkadaşlarını uğurlarken ellerindeki meşalelerle diğer araçtakilere nasıl korku vermelerine, özellikle hava karardıktan sonra gece boyunca tabanca ile saydıranlardan, pompalılar ile sessizliği yırtanlardan, düğün dernek olmadığı halde milletin kafasına göre hava fişekleri kontrolsüzce ateşleyip keyif almalarından vazgeçtim.

Siyasetten odalara bizi yönetecekler, böyle ise gerisi her şeyi yapabilirdi. 

Bir de bizim milletin bu rahatlığını korkusuzluğunu anlayabilmiş değilim.

Geçtim normal zamanı, üstelik bir de ülkede OHAL var.

OHAL’de böyle yapan millet, OHAL olmasa ne yapacak ki?

………….

Eğer hatunu kandırırsam bundan sonra benim de yapacağım tek şey kalıyor. O da tabanca için yeniden eski taşıma ruhsatımı yenilemek, en iyisinden iki pompalı almak.

Ama bizim için en zor ve imkansız gibi olanı hatundan izini almak gibi geliyor.

Diğerlerini yasal çerçevede inşallah alırız da hatunu nasıl kandıracağız ki?

Ne yapıp, yapıp bir yolunu mutlaka bulmalıyım.

Kim yoldan geçerken sıkıyorsa ben de balkondan sıkacağım. Belki o zaman ödeşiriz.

Çünkü artık yapanın yaptığı yanına kar kaldığı tescillenmiş ve yasallaşmış durumda.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ölümde hayat istiyorsan, hayatı ölüm bilmelisin.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ? 

Ramazan ayının yaklaşması ile nerede ise tüm kavşaklarda aile boyu dilenen insan sayısını azalttığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.