Erol Sunat

Erol Sunat

Biz Bugüne Kadar Kimin Kıymetini Bildik Ki…

Biz Bugüne Kadar Kimin Kıymetini Bildik Ki…

Korona ve ona bağlı olarak kronik hastalıklardan o kadar çok değerli insanı kaybettik ki, bazılarımız buna yaprak dökümü dedi, bazılarımız iyilerin bu süfli alemden göçüp gitmesi.

Onlar kimler mi?

Sağlıklarında kıymetini bilemediklerimiz!

Yaşarken haklarını teslim edemediklerimiz!

Ayaklarına çelme taktıklarımız!

Olmadık kulplar icat edip yollarını kestiğimiz!

Yardım istediğinde parmağımızı bile kıpırdatmadığımız.

Allah’tan değil amma, insanlardan ve batasıca menfaat ve çıkar hesaplarından korktuğumuz!

Yapmasaydı!

Etmeseydi!

Bu kadar da ileri gitmeyecekti!

Diye onun yanında olmadığımız!

Adam gibi yanında durmadığımız!

Madden manen dibe vurduğunda, elinden tutmadığımız!

Elimizi uzatmadığımız!

Onu gördüğümüzde yolumuzu değiştirdiğimiz!

Telefonlarına çıkmadığımız!

Peki şimdi bu yaptığımız ne?

Arkalarından, sağlıklarında söyleyemediğimiz ne kadar güzel iltifat, güzel söz varsa bu dünyadan ayrılmalarının ardından sıralıyoruz ya…

Vah diyoruz, tüh diyoruz, keşke ile başlayan cümleler kuruyoruz ya…

Pişmanlık gözyaşları, pişmanlık ifadelerini ardı adına sıralıyoruz ya…

İşte bizim insanlığımız bu kadar!

 

*****

Biz bugüne kadar kıymeti bilinecek kimsenin kıymetini bilmedik, bilir gibi yapmak işimize geldi

Hangisine yaşarken, sağlığında destek olduk ki?

Sahtekarların, yalancıların, riyakarların, yağdanlık misali el ovuşturanların anlattıklarını ağzı açık dinlemedik mi?

Doğrulara, dürüstlere, hakikati söyleyenlere, anlatanlara kapımızı kapatmadık mı?

Doğru insanları sever görünüp, yalancıların peşinden koşmadık mı?

Duyduk ki, o temiz insan, o doğru insan, o gerçek sevenlerinin gözünde bir ömür boyu yaşayacak insan bu dünyadan göçmüş!

Bazılarımız eyvah dedi, ben ne yaptım dedi…

Bazılarımız pişmanlığını paylaşımlarında göstermeye çalıştı!

Yazık be!

Bu kaçıncı pişmanlık!

Pişmanlık kavramı artık sizden utanır oldu!

Keşke diye diye mezara kadar gidiyor, mezarlıkta kendi kendinize bir daha böyle davranmayacağım diye sözler veriyor, mezarlıktan çıkar çıkmaz her şeyi unutuyorsunuz!

 

*****

Bizim aklımız neden hiç başımıza gelmiyor diye düşündük mü?

O kıymetli insanları az mı kapınızdan döndürdünüz!

Az mı toplantım var diye içeri almadınız?

Az mı, yine ne diyecek, ne isteyecek dediniz!

Az mı, bıktım bunun getirdiği projelerden, yazmasından-çizmesinden, akıl verir gibi konuşmasından

şöyle-böyle yapalım demesinden diye sızlandınız!

Her defasında, haklı çıkmasından dolayı, bizim düşünemediğinizi düşündü diye az mı için için hırslandınız?

Az mı elleri boş döndürdünüz?

Az mı güvendiği dağlara kar yağdırdınız?

Ne oldu?

Sessiz sedasız çekti gitti işte adam.

Kadrini-kıymetini bilmediğiniz birçoğu gibi…

 

*****

En olmadık insanların elinden tuttunuz da, sizin de , şehrin de, memleketinde yolunu ve ufkunu açacak insanlara bütün kapıları kapattınız!

Ne geçti elinize?

Başınız göğe erdi mi?

Şimdi bu neyin pişmanlığı?

Neyin timsah gözyaşları?

Dilinizden düşürmediğiniz o vefa var ya…

Sizin semtinize bile uğramaz aslında…

Keşke diye başlayan cümleler var ya…

Yalancıların, göz boyayanların, insanları atlatanların…

Hakkını vermeyenlerin, önünü kesenlerin kurtarıcısı falan değil!

O insanları ne hale düşürdüğünü anlayanlar için bir ibret vesikası.

Korona, böyle insanlarında, ipliğini pazara çıkardı.

 

*****

Yayınlanan başsağlığı mesajlarını bir okuyun!

Sanırsınız ki, bu paylaşımları yapanlar, ölen-giden insanın yanından hiç ayrılmadı. En büyük desteği onlar verdi. En yakın dostu, arkadaşı onlardı!

Yalanın batsın!

Yalanın yerin dibine girsin!

Diyeceğiniz ifadeler var o paylaşımlarda.

Güzel bir söz var, diyor ki;
”İnsanın yaşarken bilmezler kadrini / Öldükten sonra mermerle süslerler kabrini.”

Şimdi ise, ardından süslü-püslü dokunaklı cümleler yazıyorlar.

Ne bilsin insanlar…

Yorum ve beğeni yağıyor o cümlelere…

Ölümden kaçış kurtuluş yok!

İyiler, doğrular dürüstler mezara giriyor da, yalancılara, sahtekarlara, göz boyayanlara sen gelme mi diyorlar?

 

*****

Korona ne kadar gözlerimizi açtı, ne kadar bu işlerin farkına varabildik, ne kadar yaşadığımız kayıplar gözümüzü açtı belli değil.

Ne öteki aleme uğurladıklarımızın kıymetini bilebildik, nede yaşayanların…

Bu günler ders olurda,  kıymetini bilmediğimiz, bilemediğimiz insanları hatırlar, yaşarken onlara hak etmiş oldukları değeri verme gibi bir gayretin içerinde oluruz.

Bizler bugüne kadar liyakat sahibi nice insanı heder ettik, yazık ettik, kenarlarda beklettik!

O insanlarla işimiz bittikten sonra, maraza çıkarıp, sıkılıp, bahaneler uydurup onlarla yollarımızı ayırdık!

Şimdi ise paylaşılan mesajlar neyin telafisi, neyin tesellisi, neyin pişmanlığı anlayan beri gelsin!

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR