Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Gıda güvenliği tarımda gelinen nokta ve çözüm yolları

Zaman içinde ülke içi veya devletlerarası gündemde olan önemli olaylar vardır. Günümüzde en çok üzerinde durulan son 2 senedir İsrail’in Gazze masumlarına başlattığı kötü savaş iklimidir denebilir. Ülkemde ise PKK ile başlatılan Barış Süreci ve ilk insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma’nın havacılık tarihinde görüş ötesi hava-hava füzesi kullanarak jet motorlu bir hava hedefini vuran dünyadaki ilk insansız savaş uçağı olmasıdır.

Popüler konuları değişik zamanlara yayarak çoğaltabilirsek de, zamanı ve mekânı ne olursa olsun, dilimizden düşmeyeceğimiz bir ve tek konu var, o da “Gıda Güvensidir”.

Günümüzde, bizimle beraber çoğunluğu yakın coğrafyamızda olan birçok ülke küresel ısınmanın etkisinde. Kuraklığın şiddetle etkisi altında bulunan bu ülkeler, bırakın zirai üretime su vermeyi, içme-kullanma suyu dahi temin edemeyecek sürece girmiş durumdalar. Bunlardan İran şiddetle kuraklığın altında olarak başkentini dahi değiştirmeyi düşünmekte; son günlerin haberine göre de, bedeli ne olursa olsun deniz suyunu arıtmayı göze almış dahi bulunmaktalar.

Ülkem de son gelişmeler çerçevesinde küresel ısınma ve kuraklıktan etkilenen ülkelerin başında gelmektedir. 2025 de İklim derişikliğinin etkilerini kuraklık ve don zararı olarak gören ülkemizde 65 ilimizde üretimde azalmalar pratikte görüldüğü gibi istatistiklere de yansımıştır. Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 4.8 büyüme kaydederken, ekonomideki genel büyümenin aksine tarım sektörü yılın ilk çeyreğinde % 2.0, ikinci çeyreğinde de % 3.5 oranında daralmış bulunmektadır.

Geçen yıla kıyasla tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde % 10.4 azalma olurken tahıllarda üretimin 2025 te geçen yıla göre % 12.4 azalarak yaklaşık 34.2 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Geçen yıla göre buğday üretiminin % 13.9 azalışla 17.9 milyon tona, arpa üretiminin % 25.9 düşüşle 6 milyon tona, çavdar üretiminin % 20.9 azalarak 203 bin tona ulaşılmıştır. Yulaf üretiminin yüzde 22.3 azalışla 303 bin tona gerileyeceği; mısır üretiminin ise % 4.9 artışla 8.5 milyon tona yükseleceği tahmin ediliyor.

Yağlı tohumlarda da durum aynı. Soya üretimi % 17.4 azalarak yaklaşık 149 bin ton, ayçiçeği üretimi ise % 17.6 azalışla yaklaşık 1.8 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Yine meyveler, içecek ve baharat bitkileri üretiminin % 30.4 azalarak yaklaşık 19.8 milyon ton olacağı tahmin ediliyor.

İstatistiklerde ufak tefek sapmalar olsa da, burada önemli olan üretimde görülen ciddi sapmalar ve küresel ısınmaya bağlı olarak iklim değişikliğinin kuraklık ve aşırı iklim olaylarıyla karşılandığıdır.

Bütün bunlar doğru ve böyle önemli bir konuda, konunun sivil örgütler nezdinde şikâyete konu olması anlaşılır değil. Açıkça ve net ifade edelim ki, iklim değişikliklerinin etkilerini kısa sürede kontrol altına almak kolay olmayacaktır. Su rezervlerinin en çok tüketim alanı bulduğu tarım sektöründe sorumluluğu kimse üzerine almıyor. Bunu ifade ederken, bir üretici olarak içimiz yanmıyor da değil.

Tarımda işletmeleri dışında kırsalda 12 ay çalışılmasa da, özellikle yazlık üretimlerde, ekim, sulama ve hasat döneminde yoğun işgücü harcandığı, bu arada sulama için gereğinden fazla kullanıldığı bilinir.

Bitkisel üretimde esas mesele münavebe sisteminin tam uygulanmamasına bağlı olarak, havza planlamalarına rağmen ürün tercihinin yanlış yapılmasıdır. Buna bağlı olarak da sulama suyunun ihtiyaçtan fazla verildiği ile doğrular konuşulmamakta ve yanlış sulama uygulamaları devam ettirilmektedir. Sulamalı tarımda, ekonomik üretimden ziyade, verimi esas alınmaktadır. Bu yanlışa mani olmada çeşitli üretici örgütlerinin ne yazık ki, katkısının olmamasıdır. Yani ülke ve genel tarım faydasından ziyade hoş görünmeye çalışan bir üretici örgütlenmeleri mevcut olup bunlar da üretici odaklı çözümden ziyade, siyasi otoriteye yüklenmeyi tercih etmekteler.

İklim değerleri böyle giderse, mevcut yapı ve rezervlerle ülkemin şurada 1-2 senesi var gibi görülüyor, sonrası Allah Kerim diyelim. Öyle de Allah’ın verdiği akıl nimetini de unutmayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi

Cumhuriyetimizin Şeker Fabrikaları-5

02 Aralık 2025 Salı 15:31

İsrafın Gerçek Maliyeti

14 Ekim 2025 Salı 11:54

Küçük bahaneler ve devlete maliyeti

23 Eylül 2025 Salı 00:01