Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

NEREYE A GURBAN OLDUKLARIM?

NEREYE A GURBAN OLDUKLARIM?

TARİHE YOLCULUK  (329)

Önümüzde bir Kurban Bayramı var. O vakit “kurban” nedir? Size, sahte hocalar ile sahte şeyhlerin sapkın yollarına kurban olmamak adına iki kurbandan söz etmek istiyorum…

Fetullah Gülen (FETÖ) ve Adnan Oktar gibi yapılanmalar, dini, kendi emellerine alet ederek kullandıkları ve bir yerde taraftar elde etmek ve müritlerini çoğaltmak için payanda olarak kullandılar.

Peygamberin vefatından sonra sahte peygamberlerin ortaya çıktığını, tarikatların zuhur ettiğini biliyoruz. İslâmiyet’e saldıran ve daha çok karanlığı seven düşmanlarımız ile Batı’dan esen acımasız sert bâtıl rüzgârların, fırtına ve kasırgaya dönüştükten sonra asıl istikâmetlerinin İslâm’ın usül ve kaideleri ile tasavvufu, sünnet-i seniyye (peygamber) ile Kur’an-ı Kerim olduğunu da biliyoruz.  

Cemaat “topluluk” demek. Bir dine mensup olanlara, bir imama uyup onun arkasında namaz kılanlara ve dinî topluluklara biz “cemaat” diyoruz. Âkif ise, bir beyitinde “Cemaatten uzaklaşmak, uzaklaşmaktır Allah’tan” diyor.  Dini topluluk olarak “nur cemaati, kadirî cemaati”, her hangi bir şekilde ayrılan insan topluluğu zümreye ise; Ermeni cemaati, esnaf cemaati deniliyor. Vakıflar Kanunu’na göre, Türkiye’deki gayrimüslim cemaatlere ait kurumlara da “Cemaat vakfı” denilmekte. Müslüman cemaatlara ve müslümanlara da  “Cemaat-i müslimin” diyoruz. Birde camilerimizde “son cemaat yeri” vardır. Cemaathane ise; “Mevlevî tarikatında derviş misafirhanesi”dir.

Cemaatçi, toplumu gözeten, toplumun faydasını ön plana alan, toplum için çalışan, toplumcu demektir. Alparslan Türkeş’in 9 Işık’ında yer alan ve ferdiyetçiliğin zıddı görüşlerden birisi de “Toplumculuk” idi.

ŞERÎAT, TARİKAT YOLDUR VARANA

“Cemaat” ve “tarikat” kelimeleri ile kavramlarının yabancısı olmayan Müslüman Türkler, bir cemaat (topluluk) halinde ve bir arada yaşayan bir toplum ve topluluk idi.

Cemiyet ise “kalabalık, dernek, düğün, eğlenmek için bir araya gelen topluluk, heyet, encümen, komisyon, meclis, cemaat” anlamlarına gelmekte.  Meselâ, II. Cihan Harbinden önce Birleşmiş Milletlere benzeyen uluslararası teşkilâtın adı Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) idi.

Tarikat ise; “yol, usûl, hâl ve gerçeğe varma yolu”dur.  Aynı dinden olmakla birlikte farklı görüş taşıyanların meydana getirdiği topluluk olarak da tanımlanabilir. Koca Yunus diyor ki: “Şerîat, tarikat yoldur varana/ Hakikat, mârifet andan içeri.”

Bir başka ifadeyle tarikat; “Allah’a ve Allah’ın rızâsına erişmek için tutulması gereken yol; usûl ve erkân üzere kurulmuş tasavvuf yolu”dur. Nakşibendî tarikatı, halvetî tarikatı, mevlevî tarikatı gibi. Üsküdarî de bir beyitinde şu soruları soruyor: “Tarikat ne? Erkân nedir, yol nedir?...”

Günümüzde tarikatın ne olduğunu, usûl ve erkân ile yolun ne olduğunu bilmeyen cahiller çoğalınca; orta yerlerde sahtelerinin dolaşması ve zuhur etmesi kolaylaşıyor. 

Konya’da o kadar çok sahte cemaatçi ve sahte tarikatçı ve onlara payanda sahte şeyh (şıh) var ki… Bunların hepsi dini kullanmakta ve dinin birtakım umdelerini kullanmak suretiyle kendi sahte tarikat ve cemiyetlerine mürid elde etme, adam bulma, üye yapmak için her türlü taklayı atmak için her yolu mubah görmektedirler.

kurban.jpg

YOL YORDAM BİLMEK VE AKLI KULLANMAK

Hz. Mevlâna bile 13. Yüzyılda yazdığı Mesnevîsinde sahte şeyhlere karşı o dönemin insanlarını ve müridlerini uyarırken, bizler 21. Yüzyıl Müslümanları olarak ortalıkta dolaşan sahte cemiyetlere, sahte tarikatlara, sahte şeyhlere karşı nasıl bir yol, yordam ve usûl bulmalıyız,  nasıl bir akılla hareket etmeliyiz ki onların ağlarına takılmayalım?!

Önümüzde bir Kurban Bayramı var.

O vakit “kurban” nedir, ne demektir a gurban olduklarım?

Ben, bu “kurban” kelimesi ve kavramı üzerine kitap bile yazabilirim.

Size, iki kurbandan bahsetmek istiyorum.

İlki, bir fikir veya dâvâ yolunda kendini feda eden kimsedir. Yunus’un dediği gibi:

“Canım kurban olsun senin yoluna/ Adı güzel, kendi güzel Muhammed.”

Diğeri de, başka birisinin yararı için zarara uğrayan kimsedir. Örnek vermek gerekirse: “Onun (Fetullah Hoca’nın, Adnan Hoca’nın) ihtirasının kurbanı olduk.”

Hz. Mevlâna’ya göre kurban nasıldır?

Hiç düşündünüz mü, a gurban olduklarım?

Hz. Mevlânâ’ya göre, kulun Allah (c.c)’a giden yolda kurban etmesi gereken “aklı” ve “nefsi”dir. Bu süreçte Peygamberler ve Kur’an yol göstericidir. Aklı, ilahî aşk uğruna ve ilâhî emir ve yasaklara uyma hususunda; nefsi de ruhun esaretten kurtulabilmesi için kurban etmek gerekir.

Peygamberlerin emirleri karşısında sevinerek kurban olmak gerekir:

“Allah (C.C.) tarafından vahiy ve cevaba nail olan kişi her ne buyurursa, o buyruk doğrunun ta kendisidir.

Can bağışlayanın öldürmesi de caizdir. O (s.a.v) vekildir, “onun eli, Allah (c.c)’ın elidir.”(Fetih/10). İsmail gibi başını onun önüne baş koy(Saffat/101); kılıcının önünde sevinerek, gülerek can ver.” (Mesnevi, cilt: 1, beyit nu: 225-227)

Hayatı, kurbanlık hayvan düzeyinde yaşamamak, Allah (c.c)’a layık bir kul olmaya çalışıp Kur’an’ı hayat kitabı olarak görmek gerekir:

 

AKLI, MUSTAFA’NIN YOLUNA KURBAN ET

“Kim samanla, arpayla beslenirse, (hayvan gibi ölüme) kurban olur. Kim de Hak nûru ile gıdalanırsa Kur’an (sırrına mazhar) olur.” (Mesnevi, cilt: 5, beyit nu: 2478)

Aklı, Allah (C.C.)aşkı ve O’nun elçisi Hz. Muhammed (S.A.V)’e teslimiyet yolunda kurban etmek gerekir:

“Aklı, Mustafa’nın önünde kurban et ve de ki “Hasbiyallah.” (Mesnevi, cilt: 4, beyit nu: 1408)

“Sevgilinin aşkında aklı kurban et. Sevgili varken akıllar, öte yandan gelmiş bir yüktür!” (Mesnevi, cilt: 4, beyit nu: 1424)

Ruhumuzu, bedenin ve şehvetlerin esaretinden kurtararak yüceltebilmek için, nefsimizi kurban etmemiz gerekir:

“Tekbir getirince kurbanlık koç gibi âlemden çıktılar.

Ey imam! Tekbir, “Ya Rabbi senin huzurunda kurban olduk.” anlamına gelir.

Kurban keserken “Allahu ekber” dersin ya, o geberesi nefsi keserken de böyle demeli.

“Allahu ekber” de ve o uğursuz nefsin başını kes. Kes de can, mahvolmaktan kurtulsun.

Beden İsmail’e benzer, can da İbrahim gibi. Can bu semiz bedeni yatırdı da tekbir getirdi mi,

Beden kesilir, şehvetlerden hırslardan kurtulur, besmeleyle kesilmiş temiz bir kurban haline gelir.” (Mesnevi, cilt: 3, beyit nu: 2142-2147)

 

YARIN: Güven ve gayret üzerine…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan (Tarih Yazıları) Arşivi
SON YAZILAR