Tebrikler.

      Bugün çok şanslı gününüzdesiniz.

      Aman ha ayağınıza kadar gelen şansınızı elinizin tersi ile itelemeyin.

      Şans, insanın yüzüne her zaman böyle gülmez.

      Garantili bahis kuruluşları ile irtibat halindeyim.

      Birikimlerinizi değerlendiriyoruz.

      Vereceğim hesap numarasına 500 lira yatırıyorsunuz, karşılığında 50 bin lira alıyorsunuz.

      Bu kadar kârlı bir alışveriş her zaman karşınıza çıkar mı?

      Haydi. Daha ne bekliyorsunuz. Yatırın paraları. Bir'e yüz kazanın.

      ********

      Dolandırıcıların yeni taktiği şimdi bu.

     Kendini çok akıllı sanan ahmaklar, bu kârlı (!) işe paralarını yatırmışlar.

      Sonra da salya sümük ağlıyorlar.

      Ne denir.

      Üç kağıtçı ile tamahkâr birbirini çabuk bulurmuş.

      Müstahak.

      Acıyor muyum?

      Zinhar acımıyorum. Dedim ya böylelerine müstahak.

      Çalışmadan, alın teri dökmeden bir anda zengin olmak isteyenler oldukça, daha çok bankerler çıkar.

      Ahmaklardan çalıp çırptığı paralarla yurt dışında gününü gün eden Tosuncuklar eksik olmaz.

      Millete köprüyü pazarlayan Sülün Osman’lar böylesi aç gözlülerin eseri değil mi?

      Az kazanacağız, ama kazancımız meşru olacak.

      Kanaatkâr olacağız ki birikimlerimizi üç kağıtçılara kaptırmayalım

      Helâl olanı isteyeceğiz ki, az olanın bereketi çok olandan çok olsun.

      Allah, aklımızı bize aksesuar olsun diye vermedi.

      Bu nimeti kullanacağız ki, burnumuzun ucunu göremeyecek kadar sarhoş olmayalım.

      Demek ki insan aç gözlü olunca, akılla irtibatı kesiliyor. Normal düşünme yetenekleri dumura uğruyor.

      Öyleyse kendi düşen ağlamaz!

      Ahmaklar olmasa üçkağıtçıların hali nice olur?

      Peki bütün bu gelişmelerden insanlar ders alır mı?

      Anam bana kız diyor ama, benim umudum az.