Sezonun ilk maçları genelde zorlu geçer, geçen yıl zirvede yer alan Galatasaray, Başakşehir ve Beşiktaş’ın adeta ezilerek mağlup olması, Trabzon’un 1 puana razı olması tıpkı bizimde golsüz berabere kalmamız kadar normaldi aslında. Haftalar ilerledikçe takım oturdukça zevk alacağımız bir takım ortaya çıkacaktır. Tabi hocanın da bizimde beklediğimiz 2 transfer geldiğinde bazı şeyler daha net olacaktır.

Bazı maçların sonuçları çok önemli değildir, görüntü daha çok dikkat çeker ben Ankaragücü maçına baktığımda fizik kalitesi olarak Ankaragücü takımı dakika 50 olduğunda adım atacak güçleri kalmamıştı. Sanırım fizik olarak lige hazır değiller. Konyaspor takımı o ilk golü bulsaydı, şuan Konyaspor kamuoyu bambaşka şeyler konuşacaktı buda yanlış olurdu. Skubic, Milosevic ve Bajic denedi olmadı. Bazı kesimlerce takımdan ayrılan oyunculara atıfta bulunarak leblebi gibi gol attığından bahsediliyor, edilecek. Elinizi vicdanınıza koyun attıkları parmak kadar gol dışında şut çektiler mi burada? Bize ne verdiler? Bizden ne aldılar?

Hoca maçı bir ara o kadar çok istedi ki 3 forvete döndü orta saha kalabalıklaştırdı pozisyonda buldu. Bazen topunda istemesi gerekir ya hani girmedi çerçeveye. Şunu da belirtmeden geçmeyeyim Ali Yaşar, Belçika altyapısı aldığı o kadar belli ki eminim onbirin değişmez oyuncularından olacak. Konyaspor’da şu oyuncu kötü dediğimiz biri bence yoktu ve ben oyundan çok ama çok ümitliyim.

 Saha içinde durum böyle gelelim tribüne;

Sadece kuzey mi bağıracak siz Konyalı değil misiniz?

Konya tribünlerin bir algısı var kuzey tribünü maestro olacak, diğer tribünleri onlar yönetecek, batı tribünü zenginler tarafından zapt edilecek onlar ayağa kalkmayacak oturdukları yerden gerekirse alkış yapacak, maraton tribünü maddi imkânı biraz daha iyi kuzey kalk derse kalkacak, güney üst emekli kahvesinden farksız!  Kuzey tribünü Apalı Reis’in olduğu kısım kendini paralayacak maratona yakın kısım oralı olmayacak kendi aralarında futbolculara sövecek, deplasman tribünün alt tarafı ise deplasman tribünü ve kendi setinin önünden gelen sesleri karıştırıp bağırsam mı bağırmasam mı diye bekleyecek! Pardon arkadaşlar özür dilerim de tribündeki fiyat farkları sizin takımınızı desteklememeniz anlamına gelmiyor. Sadece kuzey değil sizde bağıracaksınız. Türkiye’de birçok sahada maç izledim Tribün yapan adamda şöyle bir zihniyet olamaz, “ben de mi bağıracağım” Büyük takım olmak istiyorsunuz ya hani önce büyük taraftar olun, Ankaragücü tribünün belli bölümlerde ağırlıklı olarak baskın gelmesini de Kuzey’e bağlayanlar olacaktır. Komik olmayın…

Bugün takıma ve oyunculara sallayanlar kendi tribün vazifesini yaptı mı? Maça ön yargı ile gelmiş adam kendini şartlamış takım kötü diyor başka bir şey demiyor. Size bir şey söyleyeyim mi takım kötü falan değil, o sosyal medyalarda yerden yere vurduğunuz Ali Turan bile neredeyse sıfır hata ile oynadı.2 bin kişi 20 bin kişiyi bastırıyorsa burada tek sorun kuzeyde değildir. Tribünün yazılmamış kuralları vardır. Bunlardan biri de şudur, bağırmak ayıp değildir. Gol attığınızdaki o içinizden gelen ve fırladığınız zaman ki ses var ya işte o duygu ile bağırsanız yenemeyeceğiniz takım yok. Adam Bajic diye bağırıyor maç esnasında çocuk dönüyor bakıyor, küfür ediyor. Böyle takım desteklenmez! Öte yandan şu maçı artık oturarak izlemek isteyen arkadaşlar özellikle Maraton ve Kuzey’den bilet almasın evinde izlesin mesela böylece önünde kalkmak isteyen arkadaşı otur göremeyoruz diye oturtmazlar.

Bir takım olacaksak her koşulda her zeminde her zaman destek olmanız olmazsa olmazdır. Bugün takım kötü oynadı Aykut olmaz, yönetim istifa nereden buluyorsunuz bu cüreti, futbol oyun kurallarını bilmeyen adam Ömer Ali ofsaytta müdahale etmediği topa top arkanda deyip sövecekse gelmesin! Şu uğultudan bir vazgeçin artık! Ne zaman olumsuz eleştiri yerine takımımızın yanında olacaksınız?

Sonuç olarak; İyi takımız iyi işler yapacağız ve sezonu iyi bir yerde bitireceğiz. Takımın gücü sizin tutkunuzla hatırladınız mı?