Bugün hafta sonu, insanlarımızın yarısı yatıyor. Zaten havalar yeniden soğudu kimsenin kıpraşacak dermanı yok. Siyasi yönden ortalık toz duman milleti yine bir korku sarmalı sardı. Ekonomi sıkıntılı mı sıkıntılı, iş dünyası 30 Mart’a kilitlendi. Finanstaki durgunluk ve kara bekleyiş inşallah seçim sonrası dağılır.

Biz ise küçük dünyamızda dolaşmaya devam ediyoruz. İşin özünde niye bu kadar dolaşıyoruz? Şehirle niye bu kadar dertleniyoruz? Niye gördüklerimizi, duyduklarımızı yazıp da kötü oluyoruz? Onu da anlamış değiliz.

Ama yerel seçimlere mi gidiyoruz, genel seçim mi birbirine karışmış durumda.

Siyasiler yerel meseleleri bıraktılar Türkiye derdine düştüler.

Allah aşkına önce can değil mi? Bizi sandığa götürecek başkan adayları çıkıp da şehrin ana sorunları ile ilgili tek bir cümle etmiyorlar. Ettikleri de havadan sudan, laf olsun beri gelsin cinsinden. Sadece konuşmuş olmak için yapılan konuşmalar.

Benim için bu şehrin en büyük sorunu ulaşım.

Konya’nın önümüzdeki beş yıl için şehri kilitleyecek, saç baş yolduracak, insanı çıldırtacak en önemli derdi ulaşım.

Ulaşım ile ilgili söylenenlerin hepsi palavra.

Ben bunu biliyor buna inanıyorum.

Ama siyasiler şunu göz ardı etmesin.

İşte trafik sorunu konusunda sadece bizim okurlarımızdan bize gelenlerden bir kaçı;

Dilek Demir Çıbık, “Konya’da 948 fahri trafik müfettişi var bu müfettişler geçtiğimiz yıl tam 26 bin 316 ceza tutanağı düzenledi. Rakamlar Konyalı müfettişlerin Ankara, İstanbul gibi büyük şehirler göz önüne alındığında neredeyse 4 kat fazla ceza kestiğini gösteriyor. Neden Konyalı Türkiye'nin en kötü, kuralsız araç kullanıcılarına mı sahip? TEDES neden ilk Konya’da uygulandı? Tüm bu sorular düşündürüyor, insanı. Konu meclise taşınmıştı, ama sonuç?"

…

Muammer Koçak, “Bu herifler veya kadınlar her neyseler 5 kez bana ceple görüşüyor diye ceza kestiler. Eminim onlarda araç kullanırken ceple görüşüyorlardı. Çünkü birinin arabasına bindim en az 7-8 defa cep telefonu görüşmesi yaptı. Bana cezayı yazanları bir denk getirsem(!)“

…

Hasan Türk, "Adam cep telefonuyla konuşarak ilerliyor. İkaz ediyorsun diye arkandan ceza geliyor. Bakıyorsun yer Nalçacı Caddesi. Suç telefonla konuşmak. Kendi suçunu başkasına yüklüyor. Ondan sonra görev yaptım zannediyor. 3 kuruşluk insana 5 kuruşluk değer vermenin cezasını başkasına çektirmenin en bariz örneği."

…

Süleyman Urgan, "Bana da fahri müfettişler yazmış telle konuşuyordu diye ama tel yanımda değildi. Hakkımı öbür tarafta alacağım başka yolu var mı?"

……………..

Yılmaz Oğul, "Konya’nın trafiği gerçekten çekilmez oldu Uğur abi. Bu yollar artık bu kadar araç sayısına yetersiz kalıyor. Özellikle şehir merkezi. Bu cezalar nasıl ödeniyor, bu para nasıl kazanılıyor düşünen yok. Bu yetki bizlere biraz lüks galiba daha hakkıyla yapsalar neyse..."

….

Siyasiler bugün akşamüzeri şehir merkezine bir insinler. Konyalının çektiğini bir görsünler. Ondan sonra nutuk atsınlar.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ağaç nasılsa meyvesi de ona göredir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bankalarda müşteriye “devlet memuru” tavrı yapılmadığı zaman ADAM oluruz.