Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Türkiye’de seracılık ve geleceği

Türkiye’de seracılık ve geleceği

Hafta sonu Antalya’da Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı’nın da katıldığı Seracılık Çalıştayı gerçekleştirildi. Benim de katıldığım Çalıştay’a akademisyenler, bürokratlar, üreticiler ve diğer sektör temsilcileri katıldı. Seracılıkla ilgili konular tartışıldı ve geleceğe dair önemli kararlar alındı.

Yumaklı Bakanımız Türkiye’nin coğrafik konumu itibariyle dünyada avantajlı bir yerde bulunduğunu 4 saatlik bir uçuşla 67 ülkeye ulaşabildiğimizi ifade ederek tarımda daha da ileri atılımlar yapacağımızı belirtti. Bu arada ülkelerin ticari büyüklüğünün giderek arttığını belirtilerek 2050 de dünya nüfusunun 10 milyar, Türkiye’nin ise 105 milyona ulaşacağı tahmini ile zirai üretimimizin artırılması yanında, katma değeri yüksek ürünlere de yönelineceği vurgulandı.

Dünyada seracılık geleneksel ve teknolojik olarak iki bölümde ele alınmaktadır. Seracılıkta esas gider bölümünün enerji olması sebebiyle son yıllarda Jeotermal kaynaklardan faydalanma ile bu konuda yeni açılımlar olması ile modern seracılık (topraksız sera) tesisi artmaya başladı. Ancak bu konuda potansiyelimizin henüz % 2 sini kullanmakta olduğumuz belirtildi.

Türkiye’de 80 ilde (Muş hariç) seralar mevcut. Tüm ülkede ana, ilkbahar ve sonbahar da olmak üzere üç bölümde üretim yapılıyor. Topraksız (modern-teknolojik) sera 2 2000 ha, ortalama işletme büyüklükleri ise 22 dekar kadar. Modern seralarda üretilen ürünün % 90 ı ihraç ediliyor. Şu anda ihraç edilen domatesin kg’ı 50 TL civarında. Öte yandan geleneksel sera üretimlerinin ihraç şansı olmadığı için burada üretilen sebze ve meyveler iç piyasaya ürün veriyor. 2023 de toplam 1.1 milyar US Dolar kadar sebze ihracatının yaklaşık 50 sini domates ihracatı oluşturmaktadır.

Türkiye'de topraksız tarımın mevcut durumuna göre örtüaltı varlığı bakımından dünyada ilk dört ülke arasında olup Avrupa'da Türkiye, İspanya'nın ardından ikinci sırada yer alıyor. Örtüaltı üretim alanları 2002'de 54 000 hektar iken % 50'lik artışla şimdi 81 100 hektara alana ulaşmış durumda.

2023 yılı itibarıyla 51 ilimizde topraksız tarım yöntemi ile üretim yapılmaktadır. Üretimde önemli avantajlar sağlayan Jeotermal kaynaklar hususunda önemli potansiyele sahip olan Türkiye bu konuda dünyada 7., Avrupa’da 1. Sırada. Jeotermal seralar (teknolojik seralar) aslında birer endüstriyel fabrikalar olup, verim dekara 40 ton, yani geleneksel üretimde verimin 10 katı kadar ürün alınıyor.

Çalıştay’da Jeotermal seracılık üzerinde ısrarla durularak Organize Sera Bölgeleri (OSB) kurulması konusunda çok yerde çalışmalar yapılmaktadır. Geleneksel seracılığın daha çok Marmara, Eğe ve Akdeniz sahil kuşağında yayılma göstermesi iklimin etkisiyle olmaktadır.

Seracılığın Orta Anadolu, Geçit Kuşağı ve Doğuda, rakımın yüksek, verimi düşük ve kırsal bölgelere daha çok jeotermal sahalarına kaydırılmalıdır. Ancak teknolojik seraların, taşıma maliyeti ve kalitenin korunması açısından sera büyüklüğünün 50 dekardan aşağı olmaması gerekiyor.

Seracılıkla olması gereken modern seraların jeotermal kaynakların bulunduğu arazilerde (topraksız üretim olduğu için) bütünleşmiş (OSB destekli)-entegreli kurulmasında büyük faydalar var. İktidar bu konuda çok ciddi ve önemli adımlar atıyor. Bütünleşmiş ve kontrollü üretimler ürünün kalıntısız ve kaliteli olması anlamına geliyor olsa da, stratejik olan zirai potansiyelin ülke ihtiyacına cevap verecek şekilde temel gıda hammaddeleri üretiminin (un, yağ, şeker) sağlama alınmasına ait politikaların da tartışma konusu olduğu unutulmamalıdır.

Tarım devletin bekasına giden yoldur, sağlıktır, sağlam nesildir, gelecektir, medeniyettir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR